İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2021 NUMARASI : 2021/214 ESAS 2021/566 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat şikayeti, Borca İtiraz, Hacizlerin Kaldırılması Talebi, KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2020/231118 sayılı dosyasından yapılan ilamsız takipte gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 18.09.2020 tarihi olarak düzeltilmesine ayrıca borca bulunmadığını belirterek müvekkilinin murisi olan annesinin hisselerine konulan haczin kaldırılmasını, icra dosyasından taraf olarak silinmesini talep etmiştir....
Adres kayıt sisteminde adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi ve bu adrese Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılmamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması gerekir. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan mernis adresinde tebligatın yapılması; yapılan tebligatı usulsüz kılar. Bu nedenle mahkemenin gerekçeli kararı davalı usulüne ...'a usulüne uygun olarak tebliğ edilmek, temyiz süresi de beklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 23.02.2017(Prş.)...
araştırılarak buraya tebligat yapılması, bunun da bulunmaması halinde, kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin de olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, en son bilinen adresine çıkartılan tebligatın iadesi üzerine, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, aynı yasanın 32/2 maddesi gereğince usulsüz tebliğ halinde, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerektiği hususu dikkate alındığında; 06/02/2008 tarihinde Av. ...’a yapılan tebligatın usulsüz olduğu, sanığın 19/12/2019 tarihinde yaptığı temyiz başvurusunun öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itirazın kaldırılması İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalılardan ...'e çıkarılan hükmün tebliğine ilişkin evrakın, Tebligat Kanunu'nun 39.maddesine aykırı olarak "birlikte sakin eşi" denmek suretiyle davacı ...'e tebliğ edildiği ve bu haliyle usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ...'e hükmün usulünce tebliğ edilip temyiz süreleri beklenerek tebligat evrakının dosyaya eklenmesi ve ... 13. İcra Müdürlüğü'nün 2008/2416 sayılı takip dosyası aslının bulunduğu yerden celbi ile evraka eklenmesi bundan sonra temyiz incelemesine gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda söz konusu tebligat mazbatasında tebliğ saati ve yeri yazılmamıştır. Tebligat bu yönüyle de usulsüzdür. Zira Müvekkil şahıs olup şahsa yapılan tebligatlarda tebliğ saati ve tebliğ yerinin yazılması zorunlu olduğunu, Yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebeplerle yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı olarak verdiği şikayetin reddi kararının kaldırılması ve ödeme tarihinin 20.06.2022 olarak kabul edilmesi talebi ile istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık usulsüz tebliğ şikayetinden ibarettir. 7201 sayılı tebligat kanunun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. Maddesinin 1. Fıkrası gereği tebligatların muhatapların bilinen en son adresine yapılacağı hükmüne amir olmakla birlikte tebligat kanunu 21/1 maddesine göre de bilinen adrese usulüne uygun tebligat çıkarılması gerektiği aşikardır. Ancak çıkarılan tebligatın iade edilmesi üzerine 7201 sayılı tebligat kanunun 21/2 maddesinin uygulanması gereği de yine kanuni düzenleme çerçevesindedir....
Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine dair beyanlarının yasal bir dayanağı bulunmadığını, davacının mernis adresine tebligatların yapıldığını, adres değişikliğinin mernise işlenmediğini,ilk çıkan tebligatın iade gelmesi ile ilgili davacı vekilinin iddia ettiği hususların TK nun 21/2 maddesine göre çıkartılan tebligatların usulsüzlüğünü etkilemediğini,yine PTT sorgu sonucunda tebligatın sonucunun açıkça görülüdüğünü, bu evraka göre işlem yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 20/06/2019 gün, 2018/1000 Esas, 2019/551 Karar sayılı kararla "Davacının şikayetinin KABULÜ İLE, İ.A. 10. İcra Müdürlüğünün 2011/1983 Esas sayılı dosyasında davacının usulsüz tebliğden haberdar olduğunu belirttiği 26/10/2018 tarihinin Tebligat Kanunu 32. Maddesi uyarınca tebligat tarihi olarak KABULÜNE " karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı ...'e yapılan bölge adliye mahkemesi kararının tebligatı aynı adreste birlikte yaşayan eşi ... imzasına tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ...'in eşi Gözde davacı olduğu için davalı ... ile hasım durumundadır. Tebligat Kanunu'nun 39. maddesine göre hasıma tebligat yapılamaz. Davalı ...'e davalı bankanın temyiz dilekçesinin tebliğine ilişkin mazbatada, muhatabın geçici olarak adreste bulunmama sebebi tevsik edilmediği, bu haliyle temyiz dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Son olarak bölge adliye mahkemesi kararının davalı ...'...
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik Soyadının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Gerekçeli karar davalı ........’e doğrudan mernis adresinde Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan mernis adresinde tebligatın yapılması; yapılan tebligatı usulsüz kılar....
Somut olayda, borçlu örnek 7 takipte gecikmiş itiraz istemiyle icra mahkemesine başvurmuş ise de ödeme emrinin 09.04.2021 tarihinde, Tebligat Kanunun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği; ancak tebliğ tarihi itibariyle borçlunun İstanbul'da olduğunun bildirildiği, tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin araştırılarak tutanak altına alınmaması nedeni ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir. Gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için usulüne uygun tebligat gerektiğinden hukuki tavsif hakime ait olup başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12- 258 esas 1991/344 karar sayılı kararı). Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” hükmü nazara alındığında, sanıkların aynı zamanda MERNİS adresi de olan ve kovuşturma aşamasındaki savunmasında bildirdikleri adreslere öncelikle Tebligat Kanunu’nun 10. ve 21/1. maddelerine uygun tebligat çıkartılarak tebliğ yapılamaması halinde aynı adrese “MERNİS” ibareli tebligat çıkartılması gerekirken doğrudan sanıkların MERNİS adreslerine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine...