Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, borçlunun başvurusu bu hali ile tebligat usulsüzlüğü ve dayanak belgenin gönderilmediği şikayetidir (HGK'nun 05/10/2001 tarih ve 2001/12- 258 esas, 20018344 sayılı kararı).(benzer yönde; Yargıtay 12....
İcra Dairesi 2021/5371 sayılı takip dosyası ile başlatılmış olan icra takip dosyasından kiracıya ödeme emri gönderildiğini ve kiracının söz konusu ödeme emrine kanuni süresi içinde icra emrine itiraz etmediğini ve iş bu davaya gecikmiş itiraz başvurusunda bulunduğunu, borçlunun dava dilekçesince "usulsüz yapılan tebligat talebiyle ödeme emrinin iptaline,tebligatın usulsüzlüğünbe ilişkin talebin kabul görmemesi halinde ise gecikmiş itirazın kabulüne" karar verilmesini talep etmiş olup, söz konusu talebin usule ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun olarak borçlu vekiline tebliğ edildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. İstanbul 24....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/11/2021 NUMARASI : 2021/988 ESAS - 2021/1933 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Büyükçekmece 2....
Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı/borçluya yapılan tebligatın Tebligat Kanunu'na uygun olduğunu, açılan gecikmiş itiraz davasında davacının yurtdışında olduğu ve itiraz imkanı olmadığına yönelik mazeretini somut deliller ile ispat edemediğini, icra takibinden ve ödeme emrinin muhteviyatından haberdar olarak vekili aracılığı ile süresinde itiraz imkanı olmasına rağmen itiraz etmedikleri gerekçeleri ile davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 08/01/2021 gün 2020/626 E. 2021/23 K. Sayılı kararla; "1- Şikayetin KABULÜ ile Davaya konu İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün 2020/24338 Esas sayılı dosyası üzerinden borçlu davacıya yapılan ödeme emrinin tebligat tarihinin TK.32.Maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 02.12.2020 olarak DÜZELTİLMESİNE, öğrenme tarihine göre süresinde İstanbul 1....
İcra Dairesi'nin 2019/2108 E sayılı dosyasında bilinen adresi var iken davacının oturmadığı mernis adresine tebligatların yapıldığı, iade gelmesi üzerine de TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat yapıldığını, üstelik tebligat zarfının da beyaz renkli olduğunu ve yönetmeliğe aykırı olduğunu, davacının takipten 01/07/2021 tarihinde haberdar olduğunu ve 02/07/2021 tarihinde de itirazlarını icra dosyasına sunduğunu, bu nedenlerle haciz ihbarnamelerinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasının gerektiğini, aksi durumda ise gecikmiş itirazda bulundukları kabul edilerek hacizlerin kaldırılmasının gerektiğini beyan etmiş, haciz ihbarnamelerinin ve 103 davet kağıdının tebliğine ilişkin şikayetin kabulüne, haciz ihbarnamelerinin iptaline, süresinde yapılmış olan itirazın kabulü ile davacının borçlu sıfatının silinmesine ve davacı hakkındaki hacizlerin kaldırılmasına bu talepler kabul edilmez ise gecikmiş itirazın kabulü ile haciz ihbarnamelerinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini...
Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK'nun 05/10/2001 tarih ve 2001/12- 258 esas, 20018344 sayılı kararı). 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
O halde, her bir talep hakkında Mahkemece karar verilmesi zorunluluğu göz önünden bulundurularak, duruşma açılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti incelenip tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi sorularak, usulsüz tebligat şikayetinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile evrak üzerinde inceleme yapılarak şikayetle ilgisi bulunmayan takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
Muhatabın adreste ikamet edip etmediği tespit edilemedi" şerhi düşülmek suretiyle bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine borçlunun mernis adresine örnek 7 nolu ödeme emrinin gönderildiği ve Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre 15/10/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda tebliğ tarihinde ve halen yurtdışında olması nedeniyle takibe itiraz edemediğini ileri sürdüğüne göre başvuru bu hali ile İİK'nun 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazdır. O halde mahkemece başvurunun gecikmiş itiraz niteliğinde kabulü ile bu doğrultuda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde tebligat usulsüzlüğü olarak vasıflandırma yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Buna göre, somut olayda, usulsüz tebliğ üzerine borçlunun ödeme emrinden maaş haciz müzekkeresinin kendisine 08/10/2019 tarihinde iletilmesi ile haberdar olduğunu, ancak yatak istirahati ile 05/11/2019 tarihine kadar raporlu olması nedeniyle 11/10/2019 tarihli başvurusunun gecikmiş itiraz olarak kabul edilmesini talep etmiş ise de borçlunun dilekçesinde gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir. Zira, HMK.nun 33. maddesi (HUMK.nun 76. maddesi) gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbiti hakimin görevine giren bir konudur. (HGK.5.6.1991- 1991/12- 258E-344K.) Somut olayda, borçlu vekilinin başvurusu usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, tebligattan banka hesaplarını kullanmak istemesi üzerine 29.08.2019 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulüne, takibin durdurulmasına ve bu tarihten önceki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istediği, İlk Derece Mahkemesince; başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddiğine karar verildiği, tarafların istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye...