İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dayanak senetteki imzanın borçluya ait olduğuna ilişkin ispat yükünün alacaklının üzerinde olduğunu, müvekkilinin imza örnekleri alınmadan imza incelemesi yapılmasının kanuna aykırı olduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verildiğini ancak usulsüz tebligata dayanılarak yapılan işlemlerin iptaline karar verilmediğini, bunun da kanuna aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine, hacizlerin kaldırılması talebine ve imza itirazına ilişkindir. Hatay İcra Müdürlüğünün 2019/28503 E sayılı dosyası incelendiğinde; Davalı alacaklı (lehtar) tarafından 55.000,00 TL bedelli bir adet bonoya dayanılarak bonoyu düzenleyen davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, 30/10/2018 tarihinde icra dosyasından haberdar olunduğunu, müvekkilinin borcu bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı üzerindeki haczin haczedilmezlik kuralı gereği kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın süre yönünden reddine karar verildiği, karara karşı davacı borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, dava dilekçesinde takipten 30.10.2018 tarihinde haberdar olunduğunun belirtildiği, dava tarihinin 08.04.2019 olduğu dikkate alındığında, usulsüz tebligat şikayetinin yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı, usulsüz tebligat şikayeti süresinde yapılmadığı için borca itirazın da süresinde olmadığı, haczedilmezlik şikayeti yönünden yapılan incelemede takip dosyasında davacı adına çıkartılan İİK 103....
Somut olayda, davacı hakkında başlatılan icra takibinde, ödeme emri Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi gereğince 29/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekili icra müdürlüğüne verdiği 12/02/2020 tarihli borca itiraz dilekçesinde ve dava dilekçesinde, ödeme emrinin tebellüğ tarihini 06/02/2020 olarak bildirmiş ve Çaylı Mahalle Muhtarınca düzenlenen ödeme emrinin 06/02/2020 tarihinde davacıya teslim edildiğini belirten tutanağı dosyaya sunmuştur. Bu halde, davacının takip dosyasından 06/02/2020 tarihinde haberdar olduğu ve İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca şikayetin yasal süre geçtikten sonra 17/02/2020 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih dikkate alındığında, borca itiraz dilekçesinin yasal süresinde verilmediği anlaşıldığından, icra müdürlüğünün şikayete konu 14/02/2020 tarihli kararında usul ve yasaya aykırılık yoktur....
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 21.09.2022 tarih ve 2022/1595 Esas-2022/9128 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğ edilen Gamze Yılmazer'in site yöneticisi olmadığını, tebligatın usulsüz olduğunu, borçlunun hesapları üzerine bloke konulduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasını hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayet süresinin geçtiğini, davacının takipten daha önce haberdar olduğunu, takibe itirazın olmadığını, tebligatın usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece tebligat yapılan kişinin davacının daimi çalışanı olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....
Yapılan bu açıklamalara ve dosya kapsamına göre; davanın usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz olduğu, hukuki tasnifin hakime ait olduğu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi tarafça ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin iddia olunduğu, İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen "gecikmiş itirazda" ise şikayet edene öncelikle usulüne uygun bir tebligat yapılması zorunluluğunun bulunduğu, dolayısıyla mahkemesince asıl dava dosyasında; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.08.2022 olarak düzeltilmesine, takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekli olduğundan takibin durdurulması talebinin ise reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz (gecikmiş itiraz) hakkında hüküm kurulmasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır....
üzerinden 10 yıl geçmekle beraber yenileme zamanaşımına uğradığını, dava konusu takip dosyası da 10 yıldan daha uzun süre önce açıldığını, yenilemenin 2021 yılında yapıldığını, dolayısıyla takip yenileme zamanaşımına uğradığını, ancak ilk derece mahkemesince bu husus değerlendirilmeden eksik ve hatalı hüküm kurulduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından müvekkilinin "tebliğ üzerine takibe de itiraz etmediği" gerekçesiyle davanın reddine karar verdiğini, ancak zamanda dava dilekçesinde de arz edilmiş olduğu üzere, takip dosyası usulsüz tebligat ile kesinleştirildiğini, usulsüz tebligat şikayeti belli bir zamana bağlı olmadığını, Ankara 28....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde borca itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süreye tabi olup, sürenin geçirilmesi hak kaybına yol açacağından, şirketi müştereken temsile yetkili diğer temsilci ya da temsilcilerine ulaşılamaması halinde, sonradan diğer yetkili temsilci ya da temsilcilerin icazet vermesi koşuluyla şirket yetkililerinden biri şirket adına icra mahkemesinde borca itirazda bulunabilir. Somut olayda, itiraz ve şikayette bulunan T1 takip borçlusu olmadığı, dolayısıyla itiraz ve şikayetini şirket adına yaptığının kabulü gerekir....
Sayılı ilamı ile de sabit olduğu, ilgili ilamda " davacı tarafın dava dilekçesinde belirtilen mükerrerlik iddiasına ve hacizlerin fekki taleplerine yönelik olarak ilk derece mahkemesince hiçbir değerlendirme yapılmadığı " dikkate alınarak davacının mükerrer takip şikayeti ile haczin fekki taleplerinin de süresinden sonra açılması nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin esastan reddine, ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süre nedeniyle reddine, Davacının mükerrer takip şikayeti ile haczin fekki taleplerinin reddine" karar verildiği görülmüştür....
Ada (2453 sokak) No:21/23 Bağcılar/İstanbul" olduğunu, müvekkilinin adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi bulunmasına rağmen TK'nın 35. maddesi gereğince tebliğ işlemi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 18/10/2021 olarak düzeltilmesine, takibin durdurulmasına ve icra dosyasından konulan hacizlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; davacı şirket adına çıkarılan ödeme emri tebligatının tanınmadığı belirtilerek 15.10.2021 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, alacaklının talebi ile İstanbul Ticaret Odası Ticaret Sicil Memurluğu'ndan yapılan adres araştırması sonucu bildirilen adresin daha önce çıkarılan ve tebliğ edilemeden iade edilen adresle aynı olduğu, buna göre Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinde duzenlenen şartlar oluştuğundan Tebligat Kanunu'nun 35/4.maddesine göre tebligat yapılmasında kanuna uymayan bir yön bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının usulsüz tebliğ iddialarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının mernis adresine tebligat yapıldığını, davacının kötü niyetli olarak ikamet ettiği adresi mernis sisteminden güncellemediğini, kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, davacının 2020 yılı Aralık ayından beri takipten haberi olduğunu, anlaşmak amacıyla müvekkili ile sürekli iletişim halinde olduklarını, ayrıca eğer usulsüz tebligat olduğu kabul edilecekse Uyap portal üzerinden usulsüz tebligatın öğrenme tarihinin sistemde kayıtlı veriler üzerinden denetlenmesi gerektiğini, borca itirazın icra müdürlüğüne yapılmadığını belirterek borca itirazla ilgili taleplerin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2020/114501 esas sayılı dosyası....