DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet ve icra müdürlüğünce davacının usulsüz tebliğ iddiası ile takibin durdurulması ve hacizlerin fekki talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü kararını şikayete ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, İlk derece mahkemesince verilen 25/01/2021 tarihli kararda 1 nolu şikayet sebebi olarak gösterdikleri tebliğ usulsüzlüğünün şikayetinin incelendiğini ancak yukarıda belirttikleri 2 nolu şikayet sebebi olan 6 aylık süreye ilişkin şikayetin değerlendirilmediğini, ikinci haciz ihbarnamesini usulünce tebliği eden 3. kişinin birinci haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğini öğrenmiş sayılmasının hukuka uygun olmadığını, üçüncü kişinin icra dosyasını inceleme yükümlülüğünün bulunmadığını, diğer yandan takip alacaklısının ikinci haciz ihbarnamesini birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren makul süre içinde tebliğe çıkarılmasını talep etmesi gerektiği bu makul sürenin de İİK m.106/1'deki 6 aylık menkul mallara ilişkin haciz isteminin süresi olarak kabul edilmesi gerektiğini, ikinci haciz İhbarnamesi'nin bu süre geçirilerek çıkarılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu yönündeki ikinci şikayet nedeninin ilk derece mahkemesince hiç...
Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Öte yandan, haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Kişiye haksız ve usulsüz olarak gönderilen haciz ihbarnamelerine ilişkin tebligatların usulsüzlüğüne ve iptaline karar verilerek, tebliğin davacının itiraz ettiği ve ıttıla tarihi olan 24.08.2020 tarihi kabul edilerek haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olduğunun tespiti ile 3. Şahıs konumundaki davacı müvekkilin taşınmazlarına konulan haksız hacizlerin kaldırılmasına, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
ortaya koyduğunu, müvekkilinin icra dosyalarında borçlu olarak gözüktüğünü, alacaklı olarak görünen davalı şirketin müvekkili hakkında söz konusu icra dosyası kapsamında banka kredi sözleşmesine istinaden takip başlattığını, bu kapsamda ödeme emrinin müvekkiline tebliğe çıkartıldığını, müvekkilinin icra takibini 27/07/2022 tarihinde haricen öğrendiğini, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, usulsüz tebligat işlemi şikayetleri doğrultusunda mahkemece iptal edilmesi gerektiğini, müvekkilinin icra dosyasına borca itirazlarını süresinde sunduğunu, müvekkilinin alacaklı olarak görünen tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek müvekkilinin ödeme emrinden ıttıla tarihinin 27.07.2022 tarihi olduğu göz önüne alınarak icra takibinin durdurulmasına, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, hukuka aykırı ve usulsüz şekilde yapılan ödeme emirleri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, her ne kadar şikayetçi tarafından 89/1 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş; şikayet dilekçesinde 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük iddiası bulunmadığı görülmüştür....
Öte yandan gerek süreli gerek süresiz şikayet ancak icra takibi sonuçlanıncaya kadar mümkündür. Takip sonuçlandıktan sonra o takibe ilişkin bir işleme karşı şikayet yoluna başvurulamaz. Somut olayda tahliyenin 22.08.2022 tarihinde gerçekleştirildiği görülmektedir. Tahliye bakımından icra dosyasının infaz edildiği anlaşılmakla tahliyeye yönelik şikayetlerin bu noktadan sonra ileri sürelemeyecek olması nedeniyle tahliye işleminin iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davacı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, İstanbul 3....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mernis siteminde kayıtlı olmayan farklı bir adresine tebligatların yapıldığı, aynı zamanda kollukça düzenlenen araştırma tutanağı uyarınca davacının icra dosyasından tebliğ edilen adreste ikamet etmediğinin tespit edildiği gerekçesi ile davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulü ile takip dosyasından davacı adına çıkartılan 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğini öğrenme tarihinin 07.07.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, İİK 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Uyuşmazlık; davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde; üçüncü kişi olan şikayetçilere gönderilen haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüz olduğu iddiasına dayalı şikayet başvurusuna ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Üçüncü kişinin haciz ihbarnamelerinin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir şikayet olup, aynı Kanun'un 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini icra mahkemesine yapması gerekir. Şikayetçi T2 ve T1 yönünden; Akçaabat İcra Müdürlüğünün 2020/4615 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; şikayetçilere İİK'nın 89/1, 89/2 ve 89/3 hükümleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri tebliğlerinin TK'nın 21/1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2018/12874 esas sayılı takip dosyasında borçlu davacıya çıkarılan ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet ve imzaya itiraza ilişkindir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre ise; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....