İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü ile, Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2021/1430 Esas sayılı takip dosyasında şikayetçi borçlular T1 ve T2 yapılan 26/02/2021 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespitine, Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/03/2021 tarihi olduğunun tespitine, yetkiye ve borca itirazlar yönünden takibin niteliği gereğince karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2021 NUMARASI : 2021/495 ESAS 2021/623 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebliğ Şikayeti) KARAR : DAVALI : TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI T.A.Ş - VEKİLİ : Av. AHMET ÜNSALAN; Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Adana Hukuk İşleri Müdürlüğü Çınarlı Mah. Atatürk Cad....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dilekçesiyle de sabit olduğu üzere; davacının hem icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği hemde hesap özetini ihtiva eden ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiği, dolayısıyla müvekkilinin temerrüte düşmediği ve hakkında ilamlı icra takibi yapılamayacağı yönünde iki şikayeti olup bunlardan icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayeti mahkemece süre yönünden ret edilmiş ve bu ret kararı istinafça da tasdik edilmiştir. Mahkemenin yargılama konusu yaptığı husus süreye tabi olmayan diğer şikayet olup, mahkeme davacının bu yöndeki şikayetini kabul etmiştir. İcra dosyası ve eklerinden de anlaşılacağı üzere davacı Levent, ipotek veren olduğu gibi aynı zaman da verilen kredi nedeniyle asıl borçluya da kefil olmuştur. Kredi sözleşmesi incelendiğinde, davacının adresinin Bayar Cad. Sözer Apt. 54/17 Kozyatağı olduğu, takip talebinde adresin Kozyatağı Mah. Bayar Cad....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Soma İcra Müdürlüğünün 2017/483 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 17.500,00 TL asıl alacak üzerinden başlatılan kambiyo takibinde borçlunun "Manisa T Tipi kapalı Ceza İnfaz Kurumu/Manisa" adresine çıkarılan 10 örnek ödeme emri tebliğinin bizzat kendisine 30/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, takip bu şekilde kesinleştirilmekle haciz işlemlerine başlandığı anlaşılmıştır. Davacının dava dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki nitelemenin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, borçlunun başvurusu bu hali ile usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Davacı borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ıttıla tarihinin 09.08.2022 olarak düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece davanın süre aşımından reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur....
Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile takibin iptaline yönelik talebinin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Akçaabat İcra Müdürlüğünün 2020/4615 Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibi uyarınca müvekkillerine İİK'nun 89. maddesine istinaden gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkillerinin tüm haciz ihbarnamelerinden 13.08.2021 tarihinde haberdar olduklarını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebliğ işleminin usule uygun olduğunu, davanın süresinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
DAVA Borçlu vekili şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ evrakının şirket yetkilisi ve çalışan olmayan kişiye usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 13.04.2022 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 13.04.2022 olarak düzeltilmesini, hacizlerin fekkini ve itirazın kabulü ile takibin durmasını/iptalini taleple %20'den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; tebligatın Kanuna uygun olarak tebliğ edildiğini, ....., isimli kişinin sigortalı çalışan olmasa bile sigortasız işçi olabileceğini beyanla talebin reddini istemiştir. III....
Somut olayda; mahkemece, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak şikayette bulunduğu, şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 05/10/2018 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiğine göre ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme ve icra emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir. Henüz haciz isteme hakkı doğmadan borçlunun malvarlığına ve 3. kişilerdeki alacaklarına yönelik olarak gerçekleştirilen hacizlerin yasal dayanağı kalmadığından, takibin kesinleşmesinden önce uygulanan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetlidir. Davalının istinaf sebebi yerinde değildir. (Benzer karar Yargıtay 12....
O halde mahkemece, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğu kabul edilerek ve bu durumda da şikayet İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük yasal sürede olduğundan işin esasının incelenmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....