GEREKÇE: Bir adet bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu vekili ;ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatın geçersiz olması nedeniyle ödeme emrinde yer alması gereken hususların örneğin "takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse , beş gün içinde mercie şikayet etmesi " hususunun bildirilmediğini, senedin teminat senedi olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ işleminin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince , diğer tebligatların usulsüzlüğünün iddia edilmediği buna göre ilk kıymet takdiri tebliği tarihinde yani 27.09.2012 tarihinde muttali olunduğu, 17.06.2020 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı belirtilerek usulsüz tebliğ şikayetinin ve takibin iptali isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
e gönderilen satış ilânının da; "Tebliğ evrakı işyerinde almaya ehil ve yetkili işçisi memuru amiri ... imzasına tebliğ edilmiştir" açıklaması ile 10.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, vekillere yapılan tebligatlarda, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığının araştırılıp tespit edilmediği, bu durumda tebliğ işlemlerinin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi hükümlerine uygun olarak yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu anlaşılmaktadır (HGK'nun 30.01.2013 Tarih, 2012/6-644 E.-2013/164 K. sayılı ilamı). İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
ise de şikayetçi T1 usulsüz tebliğ işlemini icra dosyasında kendisine gönderilen 15/04/2021 tarihinde 3. haciz haciz ihbarnamesi tebliği işlemi ile öğrendiğinden bu beyana itibar edilemeyeceği, hak düşürücü süreye ilişkin bu şartın HMK'nın 114/2 maddesince atfen İİK'nın 16/1 maddesine göre dava şartlarından olup mahkemece resen nazara alınması gerektiği, HMK'nın 115/1- 2 maddeleri gereğince bu durumda giderilemeyen dava şartı eksiği nedeniyle davacının davasının usulden reddi gerektiği gerekçesiyle davacının usulsüz tebliğe ilişkin davasının HMK'nın 114/2 maddesince atfen İİK'nın 16/1 maddesine göre dava şartlarında olan davanın davacının usulsüz tebliğ işlemini öğrendiği 15/04/2021 tarihinden itibaren 7 günlük yasal hakdüşürücü sürede açılmaması nedeniyle HMK'nın 115/1- 2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir....
Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
ve HMK'nun 353/1- b-2. maddeleri uyarınca kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden şikayetçinin usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, Ezine İcra Müdürlüğünün 2020/80 esas dosyasında davacıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olan 16/07/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiğinden, takibin şekline göre davacının sair taleplerinin icra müdürlüğünce yapılması gerektiğinden bu talepler konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı-borçlunun kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda İzah Edildiği Üzere, HMK'nun 355....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yokluğunda verilen mahkumiyet hükümleri, sanığa, kovuşturma aşamasında bildirdiği adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca 03.05.2010 tarihinde tebliğ edilmiş ve bu tarihte, sanığın temyiz dilekçesinde bildirdiğinin aksine askerde olmadığı anlaşılmış ise de; tebliğ yapılan adresin, sanığa daha önce adli makamlarca yöntemine uygun tebligat yapılan adres olmaması nedeniyle, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca tebliğ yapılabilecek adres sayılamayacağı, bu nedenle yapılan tebliğin usulsüz olduğu, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre, usulsüz tebliğin sanığın öğrendiği tarihte yapılmış sayılacağı, dosya içeriğine göre, sanığa hükümlere yönelik müddetnamenin tebliğ edildiğine yönelik belge ve bilgi bulunmadığı gibi, dosyada bulunan müddetname örneğinin birden fazla mahkeme kararına yönelik olarak düzenlendiği...
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin pandemi nedeniyle kısmi faaliyette bulunduğunu, belirli saat aralıklarında kısmi personelle çalıştığını, tebliğ mazbatasında hatalı olarak sürekli kapalı olduğu ve yakın komşularından tanıyan olmadığı gerekçesi ile tebligatın iade edildiğini, bunun üzerine 01/07/2021 tarihinden TK 35/4'e göre tebliğ yapıldığını, bila dönen 08/06/2021 tarihindeki tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 27/07/2021 tarihi olarak belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tebliğ tarihinin düzeltilmesinin, borca itiraz süresi, ödeme süresinin başlaması ve takibin kesinleşmesi gibi nedenlerle borçlular yararına sonuçları doğmaktadır. Bu nedenle, kural olarak, usulsüz tebligat şikayetinin esasının incelenmesi, ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti halinde ise, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekir....
(M) Karşı Oy Borçlu aleyhinde genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlu icra mahkemesine başvurarak usulsüz ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 04.08.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkeme ise icra dairesine itiraz tarihi olan 22.07.2015 tarihi itibariyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar vermiş, kararı alacaklı temyiz etmiştir. Usulsüz tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet İİK 16/1 uyarınca tebligat usulsüzlüğünün öğrenilmesinden itibaren 7 gün olup, şikayet süresinde yapılmamış sayılacağından mahkeme kararının onanmasına ilişkin karar kaldırılarak, alacaklının karar düzeltme istemi kabul edilmiş olup şikayet sürede yapılmadığı nedeniyle reddi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Oysa örnek 7 ödeme emri tebligatının "......
Bu durumda şikayetin incelenebilmesi için satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ya da ihaleye fesat karıştırıldığının iddia edilmesi ve bunların ispatlanması gerekmektedir. İhaleye fesat karıştırıldığı yönünde bir iddianın mevcut olmadığı görülmektedir. Her ne kadar mahkemece şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek ihalenin feshine karar verilmiş ise de, şikayet dilekçesinin tetkikinde sadece ödeme emri ve kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürüldüğü, satış ilanının usulsüz tebliğinin şikayet konusu yapılmadığı anlaşılmıştır....