"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, İİK’nun 168/4-5 maddesinde öngörülen 5 günlük süreden sonra imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebliğ şikayeti incelenemeden işin esasının incelenerek imzaya itirazın kabulü karar verilmesi üzerine, mahkeme kararının Dairemizce, öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti yönünden inceleme yapılması gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu...
imzasına tebliğ edilmiştir.” şerhi ile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebliğ yapılan adres borçlunun mernis adresi olmadığı gibi mahkemece yaptırılan zabıta araştırmasına göre de bu adresin şikayetçi borçlunun oğlu, aynı zamanda diğer takip borçlusu ...'in işyeri adresi olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda ödeme emri tebliğ işlemi borçluya ait olmayan adreste yapılmış olması nedeniyle usulsüz olup, mahkemenin tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçesi yerinde değildir. Ancak, alacaklı taraf cevap dilekçesinde, borçlunun emniyette verdiği 31.03.2013 tarihli ifadesine göre, öğrenme tarihinin beyan ettiği 03.07.204 tarihinden önce olduğunu, iş bu tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin öğrenme tarihine göre yedi günlük yasal sürede açılmadığını ileri sürmüştür....
Usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal yedi günlük süreye tâbi olup, bu sürenin başlangıcı usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihtir. Somut olayda, ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat evrakında sadece adresin başında “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh dışında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2.maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” bulunmadığı, arkadaki şerhe göre de T.K'nun 21/2.maddesi gereğince yapılan tebligatın bu hali ile usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçesi yerinde değildir....
İcra Müdürlüğünün 2018/4234 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkili adına mernis adresine 7 örnek ödeme emri gönderilmek üzere iki defa tebligat hazırlandığını, fakat tebligatların gönderilmediğini, aynı adrese daha sonra TK 21/2 maddesi gereğince tebliğ edilmesi şerhli tebligat çıkartıldığını, tebligatın 09/08/2018 tarihinde Tebligat Kanununa aykırı olarak muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiğini, 23/02/2022 tarihinde müvekkilinin emekli maaşına haciz konulması üzerine takibi öğrendiklerini, tebligatın usulsüz olduğunu, öğrenme üzerine süresi içinde icra dosyasında borca itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihi olan 23/02/2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazlarının reddine ilişkin kararının şikayet yoluyla kaldırılmasına, icra takibinin itirazları nedeniyle durdurulmasına karar verilmesini...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Davacı borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ıttıla tarihinin 09.08.2022 olarak düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece davanın süre aşımından reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu takibin ilamsız takip olup, ödeme emrinin tarafına usulsüz tebliğ edildiğini, söz konusu tebligatın, birlikte ikamet etmediği ve kendisinden ayrı yaşayan oğlu Erdinç Yağcı'ya tebliğ edilmiş ise de şahsının köy muhtarı olması nedeniyle, oğlu bu tebligatı almış olsa bile kendisinin haberi olmadığını, oğlunun gerek il dışında gerekse yurt dışında çalışmaya gitmekte olup, tebligatı aldıktan sonra da il dışına gittiğini, bu nedenle ayrı ikameti bulunan ve kendisiyle birlikte ikamet etmeyen oğlu Erdinç Yağcı'ya yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle söz konusu icra takibinden haberdar olamadığı için yasal sürede itiraz hakkını kullanamasa bile itiraz edememe nedeninin usulsüz tebliğ nedeniyle icra takibinden haberdar olmaması olduğunu, haberdar olunca da mahkemeye usulsüz tebligat nedeniyle gecikmiş itiraz dilekçesi vermesine rağmen, mahkemece tebligatın usulsüzlüğüne dair bir iddiası olmadığından ötürü...
kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması İİK. nun 16.maddesine dayalı "şikayet" olup, aynı maddenin 1.fıkrası gereğince şikayetin, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerekir....
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 03/06/2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 23.05.2016 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 03/06/2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü 2021/15428 esas sayılı dosyasının incelemesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu şirket aleyhine eklentileriyle birlikte toplam 39.540,71 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, 7 örnek ödeme emrinin davacı borçlu şirkete 28/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu tebliğ işleminin usulsüz tebliği şikayeti ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Somut olayda, borçlu şirkete ödeme emrinin “ .........
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı ödeme emrinin usulsüz tebliği iddiası ile şikayete ve 7226 sayılı Yasanın geçici 2. maddesine dayalı takibin iptali istemine ilişkindir. Bu durumda usulsüz tebliğ şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut durumda açılan davada takipten ve ödeme emrinden 22/01/2021 tarihinde haberdar olunduğu bildirilmiştir. Alacaklı tarafından Muğla İcra Mahkemesinde dava konusu takibe ilişkin olarak temerrüt nedeniyle tahliye talebinde bulunulduğu, 2020/344 Esas sayı ile açılan davada duruşma davetiyesinin davacı borçlu şirkete 31/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği açıktır. Bu husus istinaf dilekçesi ile davacı yanın da kabulündedir....