Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde, halen tebligatların çıkartıldığı adreste faaliyetini sürdürdüğünü, adreslerinin değişmediğini, bir başka dosya olan İstanbul Anadolu 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/2295 Esas sayılı dosyasından müvekkil şirkete çıkartılan tebligatın 26/02/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, icra takip dosyasında müvekkiline gönderilen ilk ödeme emri tebligatına ilişkin işlemlerin usulsüz olduğunu, sonuç olarak TK 35.maddesine göre yapılan tebliğ işleminin de usulsüz olduğunu ileri sürdüğü görülmüş olup, mahkemece duruşma açılmaksızın yapılan inceleme sonucunda şikayet reddedilmiştir. Buna göre Mahkemece, duruşma açılarak davacı şirkete ilk çıkartılan ödeme emrinin tebliğ tarihinde borçlunun tebliğ yapılan adreste faaliyetine devam edip etmediği ve davacının ileri sürdüğü iddialar yönünden tarafların gösterecekleri deliller toplanarak (İstanbul Anadolu 21....

Ödeme emri borçluya 13.10.2008 tarihinde tebliğ olunmuş, borçlu 17.11.2008 tarihinde itiraz etmiştir. İcra müdürü itirazın yasal süreden sonra yapılması nedeniyle reddine karar vermiş, davalı borçlu tebligatın usulsüz olduğundan bahisle şikayet yoluyla tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olduğunun belirlenmesi isteminde bulunmuştur. Buna ilişkin dava 11.İcra Mahkemesinin 2008/1743-2009/234 sayılı kararı ile reddedilmiş ancak kesinleşmemiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süreden sonra itiraz etmesi nedeniyle temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmiş ise de davalı borçlu tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna dair 11.İcra Mahkemesinin 2008/1743-2009/234 karar sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 8.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Özetle ve açıklanan nedenlerle ödeme emri tebliğ tarihinde, davacının mernis adresinin halen kentsel dönüşüme konu binadaki adresi olduğu ve ödeme emri tebliğ tarihinde davacının halen bu adreste bulunduğu, adresin tahliye işlemlerine en erken 18.11.2021 tarihinde başlanabileceği, ödeme emri tebliğ tarihinde binanın tahliye edilmemiş olduğu tüm dosya kapsamı ile sabit olmakla usulsüz tebliğ bulunmadığından eldeki usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, takibin devamına" dair karar verildiği görülmüştür....

    Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulduğu görülmüştür. İlk Derece Mahkemesi 09/09/2020 tarihli gerekçeli kararında özetle: "...uyuşmazlığın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, icra emrinin usulsüz tebliğine dayalı şikayet, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine dayalı icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz olduğu anlaşılmıştır....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca yetki itirazı, borca itiraz ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, davacı borçlu şikayet konusu işlemi 10/09/2021 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve mahkemece düzeltilmesine karar verilen ödeme emri tebliğ tarihine göre, yetki itirazı yasal süresindedir. HMK'nın 355. maddesinde "inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir" düzenlemesine yer verilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, açılan davanın haksız olduğunu söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun takip talebinde bildirilen bilinen adresine ödeme emri tebligatının çıkartıldığı, muhatabın çarşıda olması nedeniyle davetiyenin 24/02/2020 tarihinde usulüne uygun olarak muhtara tebliğ edildiği, davacı tarafından usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmuş ise de şikayetin yerinde olmadığı yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu anlaşılmakla usulsüz tebligat şikayetinin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

    Tebliğ mazbatasında davetiyeyi çıkartan mercinin mührü ve memurun imzası zorunlu unsur ise de söz konusu hususlardaki eksiklik her zaman giderilebilir olduğundan sırf bu nedenle tebliğ işleminin yok hükmünde yada geçersiz olduğunun kabulü aşırı şekilcilik oluşturacağından davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir....

    Şikayet dilekçesinin ilk paragrafında, şikayetçiye gönderilen satış ilanının şikayetçiyle birlikte oturmayan Nurten Bozoğlan'a tebliğ edildiğinden bahisle usulsüz tebliğ edildiğinin, ikinci paragrafında, kıymet takdiri ve satış ilanının şikayetçi borçluya tebliğ edilmesinin zorunlu olduğunun ve dosya kapsamındaki tebligatın usulsüz olduğunun belirtildiği görülmüştür. Şikayetçiye gönderilen kıymet takdir raporunun 11/09/2021 tarihinde, satış ilanının 08/11/2021 tarihinde Odabaşı Mah. Menekşe Sok. No:15 İç kapı No:3 Antakya/HATAY adresinde, TK'nun 16.maddesine göre gelini Nurten Bozoğlan imzasına tebliğ edildiği görüldüğünden şikayetçinin sadece satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini değil, kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğini de şikayet sebebi olarak belirttiğinin kabulü gerekir. Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat başlıklı TK'nun 16....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2019 NUMARASI : 2019/250 ESAS 2019/675 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata ilişkin) KARAR : Mersin 1....

    Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu