Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçlunun, adres kayıt sisteminde adresinin bulunmadığı, ipotek akit tablosundaki adresinin; “...” olduğu, satış ilanının, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre; “..." adresinde tebliğ edildiği, dolayısıyla satış ilanının, borçlunun ipotek akit tablosundaki adresinden başka bir adresine gönderilerek tebligatın yapıldığı, bu durumda anılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca; ihalenin feshi, ihale tarihinden itibaren 7 günlük sürede istenebilir. Aynı maddenin 7. fıkrası uyarınca ise; satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi, öğrenme tarihinden başlar. Ancak bu süre her halükarda ihale tarihinden itibaren (1) seneyi geçemez. Öğrenme tarihinin belirlenmesinde şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı delil ile ispatlanabilir....

    kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, karar verildiği görülmüştür....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/10/2020 NUMARASI : 2019/1248 ESAS - 2020/1059 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı ve davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında başlatılan takipte örnek no:7 ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, icra takibinden 26/11/2019 tarihinde fiili haciz için gelindiğinde haberdar olduklarını, ayrıca müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcunun da bulunmadığını, bu nedenle borca, fer'ilerine ve faizlerine de itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin 26/11/2019 tarihi olarak kabul edilmesine, usulsüz yere tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline, usulsüz...

    Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Mahkemece de belirtildiği üzere, takip dosyasının incelenmesinde borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesinin de tebliğe çıkarıldığı, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı, buna göre bir an için ödeme emri tebligatı usulsüz dahi olsa TK'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 28/04/2017 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir. Borçlunun bu şekilde ödeme emri tebliğinden haberdar olduğu 28/04/2017 tarihinden itibaren 7 günlük süreden çok sonra 09/03/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük hak düşürücü sürede yapılmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    Somut olayda; davacı borçlunun "Esat Caddesi No: 73/4 Küçükesat-Çankaya/Ankara" adresine 02/04/2009 tarihinde "..iş yeri yetkilisi çarşıda olduğundan daimi çalışan Kemal Ateş'e" tebliğ edildiği, icra dosyası incelendiğinde 14/04/2009 tarihinde itiraz dilekçesi ibraz ettiği, usulsuz tebliğ şikayetinde bulunmayarak takibin kesinleştiği, şikayetin öğrenmeden itibaren yedi günlük yasal süresi içerisinde şikayete konu olabileceği dolayısıyla somut olayda yasal 7 günlük sürenin geçmiş olduğu" şeklindeki gerekçe ile ''Davacının usulsüz tebliğ ve icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferileri ve zamanaşımına yönelik şikayetlerinin REDDİNE'' karar verilmiştir....

    Davacı borçlunun tebligat usulsüz olsa dahi tebliğe muttali olduğu tarihten itibaren İİK 16/1 maddesi gereği usulsüz tebliğ şikayetini yasal 7 günlük şikayet süresinde yapması gerekirken süre dolduktan sonra 26/10/2018 tarihinde davanın açıldığı anlaşılmakla" şeklinde açıklanan gerekçe ile süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf başvurusunda özetle; örnek 7 ödeme emrinin tebligatların usulsüz olması nedeniyle tebligatların 23/10/2018 tarihinde öğrenildiğini, dava dilekçesinde ödeme emrinin de usule uygun olarak yapılmadığı belirtildiği halde bu konunun incelenmediğini, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin mahkemece bir değerlendirme yapılmadığını, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu belirterek, mahkeme kararının yeniden yargılama yapılmak üzere kaldırılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık, Eskişehir 6....

    itirazımın reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına, icra takibinin itiraz nedeniyle durdurulmasına, Mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde ...... mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz yapıldığını ileri sürerek 23.03.2016 tarihinde şikayet yoluyla ...... mahkemesine başvurduğu ve usulsüz tebligattan 18.03.2016 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, borçlunun ödeme emri tebligatından daha önce haberdar olduğu alacaklı tarafça iddia ve ispat edilmediği gibi ...... dosyasında da bu yönde bir belge ve bilgi bulunmamaktadır....

      Tebligat Kanununda belirtilen usullere aykırı yapılan tebliğ işlemleri tümden geçersiz olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekir. Usulsüz tebligat takibin iptali ve/veya tebliğ işleminin iptali sonucunu doğurmaz. Şikayetçi öğrenme tarihi beyan etmemiş ise şikayet tarihi öğrenme tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda Şikayetçi, öğrenme tarihi beyan etmediğinden ve Davalı-Alacaklı öğrenmeye ilişkin başka bir tarihte ispat etmediğinden şikayet süresinde kabul edilmiştir. Şikayet konusu tebliğ mazbatasında, Şikayetçinin iddia ettiği gibi “aynı konutta yakınına teslim” ibaresi bulunmayıp tebligatın TK 13. maddesine göre ikmal edildiği ve daimi çalışanın imzasının alındığı görülmektedir....

      Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....

        UYAP Entegrasyonu