Davacı borçlu şirket adına çıkartılan ödeme emri "09/10/2018 tarihinde adresin kapalı olması nedeni ile yapılan araştırmada 96 nolu komşusu Erdem Kılıçarslan'ın muhatabın çarşıda olduğu beyanı üzerine mahalle muhtarlığına tebliğ edilerek kapısına 2 nolu ihbarname asılarak ve 96 nolu komşusu Erdem Kılıçarslan'a haber verilerek" şeklinde yapılan açıklama ile tebliğ edilmiştir. Tebliğ işlemi T.K.nun 21/1 maddesi gereğince usulüne uygun olarak tamamlanmıştır. Ayrıca, davacı vekili evrakın 19/10/2018 tarihinde tebellüğ edildiğini belirterek 22/10/2018 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmiş, şikayet 15/12/2018 tarihinde yapılmıştır. Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK'nun 62. maddesi hükmüne göre; borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi halinde İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra müdürü takibi durdurur....
yapılıp akabinde mallarına haciz konulduğunu, müvekkilinin tüm bu işlemlerden dava açılmadan 3 gün önce haberdar olduğunu derhal yasal süresi içinde şikayet ve itiraz hakkını kullandığını, Mahkemenin usulsüz tebliğ şikayetini incelemeden ve değerledirilmeden öğrenme tarihi belirtilmediği ve buna mukabil icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulünü istemiştir....
Dava, kambiyo takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olup; borçlu, 19/01/2018 tarihinde usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyanla, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, yetkiye ve borca itiraz ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunmuş ancak borçlunun mahkemeye müracaat tarihi olan 25/01/2018 tarihi itibari ile 5 günlük itiraz süresi geçmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi, isabetli değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, 19/01/2018 ödeme emrini ıttıla tarihine göre 5 günlük itiraz süresi geçtiği gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E 1991/344 K sayılı ilamında da açıklandığı gibi "... usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebliğatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Açıklanan nedenlerle, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair şikayetin kabul edilerek, 7201 sayılı kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 02/12/2019 olarak düzeltilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...'' şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2014/2914 esas sayılı takip dosyasında davacı borçlu T1 ödeme emrinin tebliğ tarihinin 02/12/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, karar verildiği görülmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davanın 2. haciz ihbarnamesine ilişkin usulsüz tebligatın iptali ile tebligatın 31/08/2020 tarihinde yapıldığının tespitine ilişkin olduğunu, davacıya gönderilen 2. haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatın usulsüz olması sebebiyle yok hükmünde sayıldığını, ilk ihbarnamedeki adres ile ikinci ihbarnamedeki adresin birbirinden farklı olduğunu, tebligattaki usulsüzlüğün tebliğ imkansızlığından değil, tamamen adres farklılığından kaynaklandığını, 2. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğine dayalı olarak gönderilen 3. haciz ihbarnamesi yok hükmünde olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....
Hukuk Dairesinin 29.....2017 tarih ve 2017/1510 E.-2017/2423 K. sayılı kararı ile;ödeme emri tebliğatının usulsüz olduğu ve borçlunun usule aykırı tebliği ögrenme tarihi olarak beyan ettiği 03.....2016 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 03.....2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir. Borçlu, bir taraftan tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürerken, bir taraftan da usulsüz olduğunu ileri sürdüğü tebligatı öğrendiği tarihten itibaren (...) gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunmalıdır. Somut olayda; borçlu şikayet dilekçesinde, usulsüz olduğunu ileri sürdüğü ödeme emri tebliğini ıttıla tarihinin 03.....2016 olduğunu belirtmiş olup, buna göre ........2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, İİK’nun .../.... maddesinde öngörülen yasal ... günlük süreden sonradır. Bu durumda, ......
İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca; “İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler.” Aynı maddenin 7. fıkrasına göre ise; “Satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.”...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesince; "davanın usulsüz tebliğ şikayeti ile öğrenme tarihinin 12/03/2019 olarak düzeltilmesi ve davacının imzaya itirazına ilişkin olduğu, şikayetçiye ödeme emrinin 27/02/2019 tarihinde tebliğ edilirken isim ve imzadan imtina eden komşu beyanına göre işte olduğundan bahisle TK 21 maddesi uygulanarak muhtara bırakılmış ise de komşusunun kaç nolu daire olduğu, bayan mı erkek mi olduğu belirlenmediği gibi tevziat saatinden sonra da dönüp dönmeyeceği belirlenmediğinden usulsüz olduğu için şikayetçinin usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin kabulü ile B. Çekmece 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayet nedenleri ile birlikte, kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz yapıldığını, kıymet takdirine itiraz edemediğini ileri sürerek 22.10.2014 tarihinde satışı yapılan taşınmaz ihalesinin feshini istemiş, mahkemece kıymet takdiri raporu ile satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle ihalenin feshine karar verildiği görülmüştür....
Satış ilanının kendilerine tebliği gereken ilgililer, vekil ile temsil ediliyorsa satış ilanı ilgilinin vekiline tebliğ olunur (Tebligat K. m. 11). Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı durumlarda, icra mahkemesi kararının ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini isteyemezler (12. HD, 18/01/2021, E. 2020/8322, K. 2021/478)....