ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; bila tebliğ iade edilen ödeme emri tebligatında yazılı olan, muhatabın tanınmadığına yönelik tespitin, borçlunun yaklaşık 20 yıldır bu adreste ikamet etmesi nedeniyle gerçeğe uygun olmadığını, bu suretle geçersiz olan tebligata dayalı olarak TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, takipten 25.11.2020 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebligat zarfında ödeme emri değil sayman mutemet alındısı bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 25.11.2020 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
Hukuk Dairesi'nin 09.06.2021 tarih ve 2021/4679- 6216 E-K sayılı kararında özetle muhatap şirketin adresine tebliğe çıkarılan ilk tebligatın "tanınmama" kaydı ile iade edilmesi halinde aynı adrese Tebligat Kanunu 35/4. maddesine göre yapılacak tebligatın usulsüz olacağına hükmettiği, TK'nın 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicili adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerektiği, somut olayda ise, bila tebliğ edilen tebligatın tanınmama kaydı ile iade edildiğinden, bilahare TK'nun 35/4. maddesine göre çıkarılan tebligatın usulsüz olduğu, 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince; "tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, somut olayda davacı (şikayet eden borçlu) tarafça usulsüz tebligattan 02.02.2021 tarihinde...
Somut olayda, şikayetçi adına çıkarılan kıymet takdirine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre 24.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak adresin kapalı olmasına rağmen Yönetmeliğin 35. maddesi gereğince, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği, muhatabın adrese dönüp dönmeyeceği, tebligat mazbatasında “tevsik edilmeden”, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 35. maddesi hükümlerine aykırı olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, mahkemenin kıymet takdiri raporunun tebliğine ilişkin gerekçesi yerinde görülmemekle birlikte, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, şikayetçi borçlunun, 24.06.2015 tarihinde ihalenin feshi isteminde bulunduğu, ancak satış ilanı tebliğ işlemine yönelik bir şikayetinin olmadığı, bu durumda kıymet takdiri tebligatı usulsüz olsa bile, borçlu en geç satış ilanı tebligatı ile kıymet takdirini öğrenmiş olduğundan ve satış ilanı tebliğ tarihi olan 30.04.2015 tarihinden itibaren...
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/27200 esas sayılı dosyasından borçlu adına 10/12/2013 tarihinde ödeme emrinin, 12/03/2014 tarihinde ise hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 10/12/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 12/03/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 05/12/2014 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;İcra emrinin iptali talebi ile açılan eldeki davanın Adana 2.İcra Hukuk Mahkemesindeki davadan önce açılması nedeni ile derdestlik itirazının yerinde olmadığı, icra emrinde hesap numarasının bildirilmemesinin sonradan ikmali mümkün bir eksiklik olması nedeni ile icra emrinin iptalini gerektirmediği, İİK.nın 32.maddesine göre icra emrinde faiz başlangıç tarihinin belirtilmesinin zorunlu olmadığı, icra emrinde takip dayanağı belgelerin yazılı olduğu, icra emri tebliğ mazbatasında dahi takip dayanağı belgelerin yazılı olduğu, ödeme emri tebliğ tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin 7 gün olması nedeni ile davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinde bulunmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesi ile icra emrinin iptali talebinin ve usulsüz tebligata yönelik şikayetlerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Borçlu 19/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz etmiş, 20/12/2017 tarihinde açılan dava ile itiraz dilekçesi tarihinin tebligatı öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile tebligatın usulsüzlüğüne ve öğrenme tarihinin 20/12/2017 tarihi olarak tespitine karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Borçlu, şikayet dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ tarihinin, itiraz dilekçesinin verilme tarihi olarak düzeltilmesini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayete konu takip dosyası olan Adana 10. İcra Müdürlüğü'nün 2018/12262 esas sayılı dosyasında, borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; ödeme emrinin, 07.11.2018 tarihinde "Tebliğ evrakı işyerinde işçisi ...imzasına tebliğ edilmiştir" şerhi ile tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işlemi sırasında, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise, bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin işçisine tebliğ yapıldığı, dolayısıyla şirkete yapılan ödeme emri tebliğinin Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin de hükmünün bulunmadığı, ... 4....
Satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği iddiası yönünden yapılan inceleme: İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (TK'nun 11. Maddesi gereğince varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Somut olayda şikayetçi vekili Av. Taylan ULAŞOĞLU'na 17/05/2019 tarihinde satış ilanı tebliğ edildiğinden buna yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği iddiası yönünden yapılan inceleme: İİK'nun 16. Maddesi gereğince, usulsüz tebliğ işlemini, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayan 7 günlük yasal süre içerisinde şikayet etmek gerekir. Borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlayan yasal süre içerisinde şikayet edilmediğinden ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemez....
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda satış ilanının şikayetçi borçluya 23.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, görülmektedir. Bu durumda şikayetçi, İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet konusu yapmadığı işlemlere dayanarak ihalenin feshini talep edemez. Açıklanan gerekçe ile davanın esastan reddine, İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca feshi istenilen ihale bedelinin (2.751.000,00 TL) % 10'u oranında (275.100,00 TL) para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına " karar verilmiştir....
Mersin 5.İcra Müdürlüğünün 2016/4846 Esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklı T4 vekili tarafından, borçlular Ahmet Altun ve T1 aleyhine 92.254,28 TL. asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla, kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığı, örnek 10 ödeme emrinin 11/04/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davacı tarafından 06/06/2016 tarihinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. (Benzer yönde Yargıtay 12....