Kat 12 nolu bağımsız bölüm ile Niksar İlçesi Ardıçlı Köyü198 ada 62 parselde kayıtlı 500,11 m2 arsa nitelikli taşınmazların kıymet takdiri yapılarak ihale ile satıldığı, takip konusu ipoteğin haksız ve hukuka aykırı yol ile elde edildiğini, müvekkilin kandırılarak ve korkutularak alınan vekaletname ile ipotek tesisi kurulduğunu, yapılan tebligatların tümünün usulsüz olarak yapıldığını, kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğini, söz konusu tebligat mazbatasındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini söz konusu tebligatta tebliğ memurunun yeterli araştırmayı yapmaksızın müvekkilin çarşıda olduğunu yazdığı ve burada tebliğ memurunun ilgilinin neden adreste bulunmadığını tahkik etme görevini yerine getirmediğini bu şekilde yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını, müvekkilin takipten, kıymet takdirinden ve ihaleden bu usulsüz tebligatlar nedeni ile haberinin olmadığını, kıymet takdirine itiraz beyanlarının olduğunu, Niksar İcra Müdürlüğünün...
nun 21/1 maddesi gereğince tebligat yapılmış, borçlu 14.12.2018 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru ile icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Borçlu dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği konusunda ayrıca ve açıkça itirazda bulunmamıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair herhangi bir iddiasının bulunmaması karşısında yetki itirazı, İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra olup, mahkemece, itirazın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Kayseri 2....
Somut durumda davacı borçlu şirkete gönderilen ödeme emri "gösterilen adreste çalışanı Ayhan Yaman imzasına tebliğ edildi." şerhi ile 23/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, tebliğ esnasında şirket yetkilisinin adreste olup olmadığı veya o sırada tebligatı bizzat alamayacak durumda bulunup bulunmadığına ilişkin hiçbir araştırma yapılmadığı gibi, tebliğ yapılan kişinin tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse ya da evrak müdürü gibi bu kabil işlerle vazifelendirilmiş kişilerden olup olmadığı hususu da araştırılıp tebligat mazbatasına dercedilmemiştir. Anılan durum karşısında davacı şirkete satış ilanının Tebligat Kanunu 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesi usulünce tebliğinden sözedilemez. Bu durumda mahkemece davacı tarafın usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, tebliğ tarihinin davacı tarafın bildirdiği ve aksi ispat edilemeyen tarih olarak düzeltilmesine ve bu kabule göre süresinde olan yetki itirazının esastan incelenmesine karar verilmesi yerindedir....
Şikayetçi, fesih nedeni olarak belirttiği ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla ileri sürmez ise, daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda, borçlunun ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine sunduğu dilekçede, kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada da bulunmadığı görülmüştür....
Davacıya bir başka takip dosyasında aynı adreste ödeme emrinin tebliğ edilmesi, anılan tebliğ işlemini usulüne uygun hale getirmeyecektir. Somut olayda, takibe konu senetlerde, davacının adresi Denizli olarak yazılmış ve ödeme emri bu adreste tebliğ edilmiştir. Takip dayanağı senetlerde, Kuşadası Mahkemelerine ilişkin yetki düzenlemesi yapılmış ise de, senetlerde tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmadığı gibi, tarafların tacir olduğuna ilişkin bir delil sunulmadığından, HMK'nın 17. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Genel yetki kuralı uyarınca takipte Denizli İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu anlaşıldığından, yetki itirazının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının yetki itirazı ve zamanaşımı itirazının incelenebilmesi için öncelikle, usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve itirazın süresinde olup olmadığının buna göre belirlenmesi gerektiğinden, davalı vekilinin bu konudaki istinaf nedeni de yerinde değildir....
Her ne kadar İİK'nun 18/3. maddesi gereğince; aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi, mutlak bir yetki olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda, mahkeme takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanmalıdır. O halde, mahkemece, borçlunun tebliğ yapılan adresin kendisine ait olmadığı iddiası karşısında, şikayetin niteliği itibariyle duruşma açılarak taraf teşkili sağlandıktan ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra, icra emri tebliğ tarihi itibariyle tebliğ yapılan adresin borçluya ait olup olmadığı tespit edilerek şikayet hakkında bir karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Başka bir anlatımla, yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen/gönderilecek ödeme emri, borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir/verecektir.(Bkz.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2016/11983 E. 2017/4022 K.) İcra takip dosyasının yetki itirazının kabulü ve akabinde gönderilmesi ile yetki alanımız içinde bakılacak bir icra dosyası kalmadığı, yetkinin ilk önce ele alınması gerektiği anlaşıldığından, konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına'' karar verildiği görülmüştür....
Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 22.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2018 tarihinde açıldığı görülmektedir. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunması ve Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması yasal süresi içerisinde yapılan itirazların incelenmesine engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada haber bırakılan komşu, kapıcı, yöneticinin kim olduğunun yazılı olmadığı, bu haliyle ödeme emrinin borçluya tebliğinin TK'nın 21/1, Tebligat Yönetmeliğinin 35/f ve 30 ile 31. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/22673 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline 29/08/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, takip dosyasına yasal süre içerisinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, alacaklı vekilinin yetki ve borca itiraz dilekçesine istinaden dosyanın Develi İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, takibin durmuş olmasına rağmen Develi İcra Müdürlüğü tarafından müvekkili aleyhine yeniden ödeme emri gönderildiğini, dosyada vekil olması nedeni ile ödeme emrinin vekil olarak kendilerine çıkartılması gerekirken müvekkiline çıkartıldığını, müvekkilinin 15/10/2020 tarihinde durumu kendisine haber vermesi üzerine haberdar olduğundan bahisle ödeme emrinin tebliğ tarihinin 15/10/2020 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek yapılan usulsüz tebligat nedeni ile 15/10/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, itirazın reddi ile takibin durdurulmasına, karşı tarafın % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine...
İCRA HUKUK MAHK TARİHİ : 14/04/2023 NUMARASI : 2023/107 ESAS- 2023/265 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 17 . İcra Müdürlüğünün 2023/290 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, ödeme emrinin 16/02/2023 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkil şirket adresi Mersin ili, Tarsus ilçesi sınırlarında olup, takipte Tarsus icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu beyanla, yetki itirazlarının kabulü ile icra dosyasının yetkili Tarsus icra dairelerine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir....