Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Şikayet konusu hususların haksız ve yersiz olduğunu, bir an için tebligatın usulsüz olduğu düşünülse dahi şikayetçiye 22.11.2018 tarihinde 103 davet kağıdı tebliğ edildiğinden ve 103 davet kağıdının usulsüz tebliğ edildiği iddia edilmediğinden şikayetin süresinde yapılmadığını, ayrıca davacının takibi Mersin 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1333 esas sayılı dosyasında da öğrendiğini, davacının adresine gönderilen ödeme emrinin iade edilmesi nedeni ile aynı adreste tebligat kanununun 21/2 maddesine göre tebligat yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı 3.kişi şirket vekilinin Adana 11.İcra Dairesinin 2017/5692 esas sayılı sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesinde haciz ihbarnamelerinden 13/01/2021 tarihinde haberdar olduklarını beyan ettiğinden davacının en geç 13/01/2021 tarihi itibariyle haciz ihbarnamelerinden haberdar olduğunun kabulü gerektiği, davanın usulsüz tebligat nedeni ile şikayet mahiyetinde olup süreye tabi olduğu, 13/01/2021 tarihinde takipten ve haciz ihbarnamesi tebliğinden haberdar olduğu, buna karşın dava tarihinin 26/01/2021 olmakla, davacının usulsüz tebligata ilişkin davasının yasal süre içerisinde açmadığı anlaşıldığı, keza icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda bir ilam ibraz edilmediği, usulsüz tebliğ ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda mahkeme ilamı ibraz edilmediği sürece bu hususun resen nazara alınamayacağı, icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle yasal süresi içerisinde...

Dava, çeke dayalı kambiyo takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanısıra, yetkiye, imzaya ve borca itiraza ilişkindir....

ve bu nedenle hacizler ve satışlar da açıkça hukuka aykırı olduğunu, memur işlemini şikayet taleplerinin kabulü ile takibin ve satışın teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını, usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasını öğrenme tarihleri olan 24.06.2022 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini, icra müdürlüğüne yapılan yetkiye, borca, takibe itirazımızın tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazımın reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasını, icra takibinin süresinde yapılan itirazlarının nedeniyle durdurulmasını, dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasına ve satış işlemlerinin iptalini talep ve dava etmiştir....

Ancak, tebligat usulsüz olmakla birlikte davacıya ödeme emrinin 23/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın takibin şekline göre 5 günlük süre içerisinde 28/09/2021 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmakla, mahkemece davacının tebligatın usulsüzlüğü haricindeki diğer itiraz ve şikayetleri inceleyerek karar vermesi gerektiğinden, davalının istinaf isteminin HMK'nun 353- 1- a-6 maddesi kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353- (1)-a-6 maddesi uyarınca başvurunun esası incelenmeksizin Antalya 5....

HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "....usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. HGK.nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere muhatabın beyan ettiği tarihin aksi tarih beyanıyla ispat edilemez. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    nun 35.maddesine göre tebligat yapılması gerekirken bilinmeyen adresteki muhtarlığa tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06/12/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun usulsüz tebligat nedeniyle yaptığı şikayet başvurusunun süresinde olmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağının İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde İcra Mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunu, davacı borçlunun, ödeme emri tebligatından 06/12/2021 tarihinde haberdar olduğunu açıkça kabul ve beyan etmesine rağmen işbu şikayetini 30/12/2021 tarihinde yaptığını belirterek süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Bu itibarla; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü'nün 18. maddesi; "yetkili mümessillerine ve bu kişilerin bulunmadıkları tebligat memuru tarafından tevsik edildiği takdirde tebliğ, hazır bulunan şirket memuru ve müstahdemlerinden birine yapılır." amir hükmünü ihtiva etmektedir. Somut olayda, şikayet olunan ... tarafından girişilen .... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/585 sayılı takip dosyasında dava dışı borçlu şirketler adına çıkarılan ödeme emirlerinin şirket yetkililerine ulaşılamaması nedeni ile daimi işçisi...'a tebliğ edildiği görülmüş, diğer şikayet olunan ... Mermer San. Ltd. Şti. Tarafından girişilen .... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5, 2010/6, 2010/7, 2010/8 sayılı takip dosyalarında ise borçlu şirketler adına gönderilen ödeme emirlerinin tebliğ alanın ismi yazılmadan "muhattabın kendi imzasına tebliğ edildi." şeklinde şerh düşüldüğü anlaşılmıştır....

      Ancak, mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra; ilk derece Mahkemesince satış ilanının usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından tefrik kararı verilmesi ve hesap kat ihtarı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet bakımından değerlendirme yapılması yerinde ise de; dava dilekçesinde şikayet konusu yapılan icra emri ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından yine hiçbir değerlerdirme yapılmaması HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olmuştur. Dairemizin HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca verilen kaldırma kararı ile ilk hüküm ortadan kaldırıldığından mahkemece yapılacak yargılama sonucunda yeniden verilecek kararda yine taleplerin değerlendirilmesi ve karar verilmesi zorunludur. Bu nedenle davacının icra emri ve kıymet takdiri raporu tebliğine ilişkin şikayet nedenleri değerlendirilmelidir....

      Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olup, ihalenin feshini isteyen şikayetçinin, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından, mahkemece resen fesih nedeni olarak incelenemez. Şikayetçi borçlunun 18.01.2021 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; şikayetçinin kendisine yapılan satış ilanı tebliğ usulsüzlüğünün ayrıca ve açıkça fesih nedeni olarak ileri sürülmediği, borçlulardan...ya satış ilanının usulsüz olarak tebliğ edildiğinin iddia edildiği anlaşılmaktadır....

        UYAP Entegrasyonu