İ.İ.K.’nun 168/5. maddesi hükmü gereğince, borçlunun, yetki itirazını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 31.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 07.06.2017 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, 06.10.2017 tarihinde cevaba cevap dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini ileri sürdüğü anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: hesap kat ihtarının yurt dışı adresi bulunan şikayetçiye TK'nun 25/a maddesine göre tebliğ edilmemesi ve yurt içindeki adrese gönderilen hesap kat ihtarının bizzat muhataba tebliğ edilmeme sebebinin mazbataya yazılmaması nedeniyle usulsüz olduğu, alacağın şikayetçi yönünden muaccel hale gelmediği, satış ilanının Paris Başkonsolosluğu aracılığıyla tebliğ edildiği, şikayetçi tarafından satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunun ileri sürülmediği, bu durumda diğer şikayetlerin yasal 7 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle icra emrinin iptaline, diğer usulsüz tebligat şikayetlerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Davalı T3 Vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; usulsüz tebligat nedeni ile yapılan şikayetin süresinde olmadığını, haciz ihbarnamesinin tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağının İİK nun 16. maddesi olduğunu, tarafların bu yöndeki şikayetlerinin aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapmak zorunda olduğunu, icra dosyasından gönderilen tebligatların usulsüz olmadığını, şikayet yolu ile açılan davanın yasal süre içerisinde açıldığının kabulünün mümkün olmadığını, davacı vekilince icra dosyasından gönderilen haciz ihbarnamelerinin tebliğlerinin usulsüz olduğuna dair iddialarını doğrular herhangi bir somut delilin icra dosyasında mevcut olmadığını, davacı tarafa yapılan tebligatların davacının mernis adresine gönderildiğini, bu adresin davacının tebliğe yarar son adresi olduğunu, davacı tarafa çıkarılan ihbarnamelerin Tebligat Kanunu'nun 32., 10/f1., 10/f2., ve 21/f2....
Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince, aynı tarihte borçlunun aynı adresine ödeme emri tebligatının TK’nın 21/2., 103 davetiyesinin ise TK'nın 21/1. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin, tebligatın güvenilirliği ilkesine aykırı olup gerçek duruma uygun düşmediği ve bu suretle usulsüz olduğu, buna dayalı olarak takip dosyasından yapılan müteakip tebligatların da TK’nın 21/2. maddesi gereğince yapılması nedeniyle usulsüz olduğu belirtilerek şikayete konu taşınmazlara ilişkin ihalelerin feshine karar verilmiş ve mahkemenin tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin gerekçesi Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmiş ise de; borçluya TK’nın 21/2. maddesi gereğince yapılan ödeme emri tebliğ işleminin ve müteakip TK’nın 21/2. maddesi kapsamında yapılan tebligatların, borçlunun şikayet dilekçesinde, tebliğ yapılan adresten taşınmadığına ya da buranın mernis adresi olmadığına dair iddialarının bulunmaması ve bila tebliğ iade edilen tebligattaki şerhin gerçeğe uygun olup olmadığının mahkemece re'sen...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Şikayet konusu hususların haksız ve yersiz olduğunu, bir an için tebligatın usulsüz olduğu düşünülse dahi şikayetçiye 22.11.2018 tarihinde 103 davet kağıdı tebliğ edildiğinden ve 103 davet kağıdının usulsüz tebliğ edildiği iddia edilmediğinden şikayetin süresinde yapılmadığını, ayrıca davacının takibi Mersin 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1333 esas sayılı dosyasında da öğrendiğini, davacının adresine gönderilen ödeme emrinin iade edilmesi nedeni ile aynı adreste tebligat kanununun 21/2 maddesine göre tebligat yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, borçlunun adresten sürekli mi geçici mi ayrıldığı araştırılmadan ve hangi komşudan bilgi alındığı ile hangi komşuya haber verildiği hususları tespit edilmeden yapıldığından usulsüz olduğunu, icra takibinden 18.11.2021 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebligatı ile buna bağlı yapılan işlemlerin iptalini ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; takipten 4 yıl geçtikten sonra yapılan şikayet başvurusunun iyi niyetli olmadığını, başka bir takip dosyasında yapılan ve iş bu takip dosya numarasının da bulunduğu 11.5.2018 tarihli sıra cetvelinin şikayetçiye tebliğ edilmesi nedeniyle borçlu tarafından belirtilen ıttıla tarihinin doğru olmadığını, gerçek öğrenme tarihine göre iş bu şikayetin süresi içerisinde yapılmadığını ve ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı 3.kişi şirket vekilinin Adana 11.İcra Dairesinin 2017/5692 esas sayılı sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesinde haciz ihbarnamelerinden 13/01/2021 tarihinde haberdar olduklarını beyan ettiğinden davacının en geç 13/01/2021 tarihi itibariyle haciz ihbarnamelerinden haberdar olduğunun kabulü gerektiği, davanın usulsüz tebligat nedeni ile şikayet mahiyetinde olup süreye tabi olduğu, 13/01/2021 tarihinde takipten ve haciz ihbarnamesi tebliğinden haberdar olduğu, buna karşın dava tarihinin 26/01/2021 olmakla, davacının usulsüz tebligata ilişkin davasının yasal süre içerisinde açmadığı anlaşıldığı, keza icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda bir ilam ibraz edilmediği, usulsüz tebliğ ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda mahkeme ilamı ibraz edilmediği sürece bu hususun resen nazara alınamayacağı, icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle yasal süresi içerisinde...
ve bu nedenle hacizler ve satışlar da açıkça hukuka aykırı olduğunu, memur işlemini şikayet taleplerinin kabulü ile takibin ve satışın teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını, usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasını öğrenme tarihleri olan 24.06.2022 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini, icra müdürlüğüne yapılan yetkiye, borca, takibe itirazımızın tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazımın reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasını, icra takibinin süresinde yapılan itirazlarının nedeniyle durdurulmasını, dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasına ve satış işlemlerinin iptalini talep ve dava etmiştir....
Ancak, tebligat usulsüz olmakla birlikte davacıya ödeme emrinin 23/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın takibin şekline göre 5 günlük süre içerisinde 28/09/2021 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmakla, mahkemece davacının tebligatın usulsüzlüğü haricindeki diğer itiraz ve şikayetleri inceleyerek karar vermesi gerektiğinden, davalının istinaf isteminin HMK'nun 353- 1- a-6 maddesi kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353- (1)-a-6 maddesi uyarınca başvurunun esası incelenmeksizin Antalya 5....
Dava, çeke dayalı kambiyo takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanısıra, yetkiye, imzaya ve borca itiraza ilişkindir....