WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve usulsüz tebliğ ve 89/3 haciz ihbarnamesinin yasal şartları taşımaması nedeniyle haciz ihbarnamelerinin iptali istemine ilişkindir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

Dosya kapsamı dikkate alındığında; borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik bir iddiasının bulunmadığı, davacı borçlunun bu iddiayı ilk kez 18/06/2020 tarihli istinaf dilekçesinde dile getirdiği, bu haliyle davacı borçluya gönderilen ve 04/11/2019 tarihinde tebliğ edilen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik usulüne uygun bir şikayetin bulunmadığı anlaşılmıştır. Borçlunun 103 davetiyesinin usulsüz tebliğine yönelik usulüne göre yapılmış bir şikayetinin bulunmaması, davacının yargılama aşamasında bu davetiyeden haberdar olduğu halde yeni bir şikayet yoluna başvurmaması karşısında davacının ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünü en geç 04/11/2019 tarihinde öğrendiği, bu haliyle şikayetin süresinde olmadığı yönünde ilk derece mahkemesince yapılan tespitte ve varılan sonuçta usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

İlk Derece Mahkemesi 27/02/2018 tarihli kararında; " ..Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin TK 35 maddesince kapıya yapıştırılarak tebliğ edildiği, tebliğ adresinin şirketin ticaret sicil kaydındaki adres olduğu, gerek bila tebliğ edilen tebligat işlemi gerek ise TK 35. maddeye göre yapılan tebligat işleminin usulüne uygun olduğu, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı, bu nedenlerle de ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süresi içinde yapılmadığı anlaşıldığından aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin esastan reddine, ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süre nedeniyle reddine.." karar verildiği Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 23/01/2019 tarih, 2017/767 Esas ve 2018/175 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...

olmadığını beyan ederek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle tebliğ tarihinin muttali olduğu 17/01/2020 tarihi olarak kabul edilmesine, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

in İİK'nun 338/1, TCK 62/2, 50/1-a maddeleri gereğince neticeten 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve sanığın takip miktarı olan 28.076,08 TL.sının %40'ı oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma-bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Şikayetçi vekili 18/12/2008 havale tarihli şikayet dilekçesinde, alacaklısı ..., borçlusu ... Petrol Sanayi Ticaret Limited Şirketi olan Amasya 1. İcra Müdürlüğünün 2007/5924 Esas sayılı takip dosyasında, İİK'nun 89/1. maddesi uyarınca gönderilen birinci haciz ihbarnamesine karşı, üçüncü kişi Amasya ... Seyahat Turizm Ticaret Limited Şirketinin 18.10.2007 tarihli itirazında “......

    ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, borçlunun tebliğ yapılan yerde oturmaması, tebliğ mazbatasında geçici mi sürekli mi bulunmadığı hususunun tespit edilmemesi, bilgisi alınan ve haber bırakılan komşunun kimlik bilgilerinin dercedilmemesi, tebliğ mazbatasında yazan isimde bir komşusunun bulunmaması ve haber kağıdının kapıya yapıştırılmaması sebepleri ile usulsüz olduğunu, icra takibinden 13.6.2022 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin bildirilen öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini ve borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebliğ yapılan adresin borçlunun mernis adresi olduğunu, iş bu şikayet yapılmadan iki gün önce kötü niyetli olarak adres değişikliği yapıldığını ve şikayete konu ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....

      Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

      Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer şikayet ve itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...

        konu meblağın davacının yedinde sayılması gerekip gerekmediği hususlarında yargılama yapılması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, 3. haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesinin hukuki sonucunun sadece haciz ihbarnamesine konu meblağın karine olarak davacının yedinde sayılması gerektiği olduğu ancak haciz ihbarnamesine konu meblağ yönünden borçlu olup olmadığı hususunun ayrı bir hukuki sorun olduğu, 2004 Sayılı İİK'nın 89. maddesi gereğince açılan işbu davanın konusunun da bu olduğu anlaşılmakla Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 01.08.2019 tarihli birinci haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye 05.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, üçüncü kişinin birinci haciz ihbarnamesine itiraz etmediği, davacı takip alacaklısının 23.08.2019 havale tarihli talebi üçüncü kişiye 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinde bulunulduğu, bahse konu talep üzerine üçüncü kişiye yeniden 28.08.2018 tarihli birinci haciz ihbarnamesinin ve 28.08.2019 tarihli ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiği, hem birinci hem de ikinci haciz ihbarnamelerinin üçüncü kişiye 02.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği üçüncü kişinin birinci haciz ihbarnamesine 02.09.2019 tarihli itiraz edildiği, birinci haciz ihbarnamesinin ikinci kez tebliğ edilmesi ile üçüncü kişinin yeniden itiraz hakkının doğduğu ve üçüncü kişinin süresinde itiraz ettiği dikkate alındığında İcra Müdürlüğünün şikayet konusu işleminde hukuka aykırı bir yön tespit edilmediği gerekçesi ile şikayetin...

            UYAP Entegrasyonu