DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; davalı- alacaklının davacı borçlu hakkında iki adet senetten kaynaklanan asıl alacak ve fer'iler de dahil olmak üzere toplam 217.968,17 TL alacağa ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığı, çıkarılan örnek 10 no'lu ödeme emrinin davacı-borçluya 26/04/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davanın da 02/05/2023 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....
Ardından 14.05.2013 tarihinde yakip yenilenmiş olup, borçlulara yenileme emri tebliği üzerine borçlular icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz etmişlerdir. Borçlular 02.05.2008 tarihinde ödeme emri tebligatı üzerine yasal sürede mahkemeye başvurmuş olup, dava takip edilmediği için HMK'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden takip artık kesinleşmiştir. Borçlulara her ne kadar 14.05.2013 tarihinde yenilenmesi üzerine yenileme emri tebliğ edilmiş ise de, borçluların itirazı, İİK.nun 168/4. maddesi kapsamında imzaya itiraz olup, bu maddeye göre ödeme emri tebliği tarihinden itibaren beş günlük sürede yapılması gerekir. Takibin yenilenmesi ve yenileme emrinin tebliğ edilmesi yeniden itiraz hakkı vermez. O halde mahkemece, istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, davacı vekili tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayette ve icra müdürlüğünün yetkisine, imzaya ve borca itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetinin reddine, diğer itirazların süreden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İcra dosyasında ödeme emri tebligatlarının bulunmaması nedeni ile davacıya yapılan ödeme emri tebligatları icra müdürlüğünden istenmiş icra müdürlüğü tarafından davacıya TK 21/2 maddesi uyarınca yapılan tebligat parçası gönderilmiş ,davacıya gönderilen ve bila tebliğ dönen ilk tebligat tekrar istenmesine rağmen aynı tebligat tekrar gönderilmiştir....
Bu şerh hususunun yerine getirilmemesi tebligatı usulsüz kılar. Temyiz başvuru dilekçesinin davalı-karşı davacıya tebliğine ilişkin mazbatada “iş yerinin imzaya yetkili daimi işçisi olduğunu beyan eden .... ” imzasına tebliğ edildiği yazılmış ise de, davalı-karşı davacı vekilinin işyerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklama tebligatta yoktur.Açıklanan sebeplerle yapılan tebligat usulsüz olup, davacı-karşı davalı erkeğin temyiz dilekçesinin davalı-karşı davacı kadın vekiline usulüne uygun tebliği ile katılma yoluyla temyiz (HUMK m.433/2) süresi de beklenildikten sonra, tebligat parçası da eklenmek suretiyle gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.27.09.2018 (Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibi üzerine, borçlular icra mahkemesine başvurularında; takibe dayanak bono üzerindeki imzaya itiraz ettikleri, mahkemece, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının tebligat parçasına yazılması gerekir....
Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir....
na açık şekilde şekilde aykırılık teşkil ettiğini, haber verilen komşusunun tebliğ mazbatası üzerinde imzasının bulunması gerektiğini, bu nedenle tebligatın iptali gerektiğini belirterek müvekkiline yapılan usulsüz tebliğ nedeni ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin müvekkilinin icra dosyasını öğrenme tarihi olan 25/09/2020 tarihi olarak düzeltilmesi ile süresinde yetkiye, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece;"Usulsüz tebligat şikayetinin Kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2020/241984 Esas sayılı dosyasındaki davacı-borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 25/09/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, davacının diğer taleplerinin takip şekline göre icra müdürlüğüne yapması gerektiğinden bu hususlarda Karar Verilmesine Yer Olmadığına,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir....
İcra mahkemesi imzaya itirazın kabulüne karar verirse, artık borca itirazın (misalde takas itirazının) incelenmesine gerek kalmaz.”(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku El Kitabı- ikinci baskı, syf 807) Somut davada da davacı borca itiraz etmiş ise de imzaya itiraz yönünden kabul kararı verildiğinden açıklandığı üzere ayrıca borca itiraz yönünden bir inceleme yapılmamıştır. Davacının imzaya itirazının kabulüne; İİK m.170/3 gereğince, Harran İcra Dairesi'nin 2020/183 Esas sayılı takip dosyasında davacı-borçlu yönünden takibin durdurulmasına, karar verildiği görülmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki sebepleri tekrarla ipotek veren taşınmaz maliki asıl borçluya İİk'nun 150/ı maddesi ve 68/b maddesinde yer alan düzenlemeler gereğince hesap özeti gönderilmesi ve tebliği zorunluluğu bulunduğunu, icra takibine dayanak belgelerin davacı borçluya tebliği zorunlu olmasına rağmen icra takibinde bu zorunluluğa uyulmadığını, usulüne uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından ihtarnameye itiraz edilmesinin de hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, tebligatlardaki imzaya itiraz haklarının bulunduğunu, mahkemenin imza incelemesi yapmamasının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte usulüne uygun tebliğ edilmeyen hesap kat ihtarnamesi nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir. Adana 1....