Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçluya yapılan tebligatın yasaya uygun olup olmadığının takdir ve tesbiti icra müdürüne değil; bu hususta şikayet vaki olduğu takdirde, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı hakkında ve tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekip gerekmediği yönünde karar verme yetkisi icra mahkemesine aittir. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre şikayetin kabulü gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, icra mahkemesine verdiği dilekçede, örnek 7 ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğinden ödeme emri tebliğ tarihinin öğgrenme tarihi olarak düzeltilmesini, usulsüz olarak konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayeti değerlendirilmeden haczin kaldırılması şikayetinin husumet yokluğu gerekçesi ile reddine karar verildiği görülmektedir....

      tebliğ şikayetinin reddi gerektiği, ödeme emrinin 20/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise yasal süre sonrasında 12/06/2017 tarihinde açıldığı gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, borca, imzaya ve yetkiye itirazın süre aşımından reddine karar vermiştir....

      Şikayetçi vekili her ne kadar usulsüz tebliğ işleminden 19.10.2015 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 22.10.2015 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, şikayetçiye gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinde "...ikinci ihbara rağmen müddeti içinde itiraz etmemeniz sebebiyle borç zimmetinizde sayılmıştır..." açıklaması yer almakla artık 89/2 haciz ihbarnamesi ile ilgi kurulmuş olup, şikayetçi taraf 26.08.2015 tarihinde tebliğ edilen 89/3 haciz ihbarnamesi üzerine 89/2 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 22.10.2015 tarihinde 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamesine yönelik istemin süre aşımından reddi gerekirken, bu hususun gözetilmemesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

        Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Haczedilmezlik şikayeti yönünden; Alacaklı tarafından ilamsız takipte, borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüyle birlikte İİK'nun 82/3 maddesi kapsamında aile bireylerinin zorunlu ihtiyacı için lüzumlu eşyanın haczedilemeyeceğinden bahisle kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, Mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti değerlendirilerek karar verildiği haczedilmezlik şikayetine ilişkin yargılama yapılmadığı karar verilmediği anlaşılmaktadır....

        DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Akçaabat İcra Müdürlüğünün 2020/4615 Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibi uyarınca müvekkillerine İİK'nun 89. maddesine istinaden gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkillerinin tüm haciz ihbarnamelerinden 13.08.2021 tarihinde haberdar olduklarını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebliğ işleminin usule uygun olduğunu, davanın süresinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

        Tebligat 7201 sayılı tebligat kanunun 21/2 maddesine göre gösterilen adres muhatabın adres kayıt adresinde adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli ayrılmış olsa dahi tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır şeklinde düzenlenmiştir. Usulsüz tebliğ şikayeti yukarıda bildirilen kanun maddesi gereğince yerinde olmadığından davacı Oğuz Yılmaz'ın usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile süresinde olmayan borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir....

        İlk derece mahkemesince, haczedilmezlik şikayeti ve kıymet takdir işlemine yönelik şikayetler hakkında hüküm kurulmuş ise de; şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ve şikayetçilerden T2 gönderilen 103 davet kağıdının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetler hakkında inceleme yapılmadığı ve olumlu/olumsuz bir hüküm kurulmadığı görülmüştür. Usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesi, haczedilmezlik şikayetinin yasal 7 günlük sürede yapılıp yapılmadığının tespiti yönünden de önem taşımaktadır....

        soruşturması başlatıldığını, usulsüz tebliğ nedeniyle maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Şikayet eden vekilince icra emrinin asile yapıldığı vekile tebliğ edilmediği yönündeki şikayeti dikkate alındığında takip dayanağı ilamda borçlunun vekilinin adının dosya içerisinde yer aldığı anlaşılmış ancak bu durumda icra emirlerinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp vekile de icra emrinin sonradan tebliği ile eksik tebliğ işleminin tamamlanması ile yetinmek gerekeceğinden davacının davasının usulsüz tebligat şikayeti yönünden reddine, icra emrinin vekile tebliği suretiyle takibin devamına" dair karar verildiği anlaşılmıştır....

        UYAP Entegrasyonu