İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/09/2022 NUMARASI : 2022/213 ESAS- 2022/70 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ Şikayeti&Kasa Şikayeti&Borca İtiraz KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2021/25950 esas sayılı dosyasından başlatılan takipte ödeme emri tebligatının usulsüz olup, takipten 21/10/2021 tarihinde haricen haberdar olduklarını, senet aslının icra kasasında olmadığını, ödeme emri ile birlikte gönderilmediğini, senet aslı icra kasasında olmadığından senet asıllarının incelenemediğini, müvekkili alacaklı ile Dolar üzerinden bir para alışverişi olmadığını, söz konusu senedin alacaklıya teminat amacıyla boş olarak verilmiş olup, senetteki yazıların da müvekkile ait olmadığını beyanla; ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 42....
İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....
Sayın mahkemenin bilgi ve takdirlerinde olduğu üzere muhatap İİK 16/1 gereğince usulsüz tebligatın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde bu durumu icra mahkemesine bildirmelidir. Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi ise Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır şeklinde düzenlenmiştir. Hiçbir şekilde ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla; dosya içeriğine bakıldığında borçluya, ödeme emrinden başkaca tebligatların da yapıldığı görülmektedir. karşı taraf öbür tebligatlar hakkında usulsüz tebligat şikayeti yapmamıştır. örneğin; borçluya 28.02.2021 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmiştir....
Somut olayda ödeme emrinin davacıya 29.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 06.05.2021 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itirazlarının yanında tebliğin usulsüz olduğunu ve bundan 05.03.2021 tarihinde haberdar olduklarını ileri sürdüğü, mahkemece usulsüz tebligata şikayetine yönelik bir değerlendirme ve hüküm kurulmadığı, yalnız imzaya itiraz değerlendirildiğinden ve takip durduğundan davacının usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ancak imzaya itirazın esasının incelenebilmesi için öncelikle davanın süresinde ileri sürülüp sürülmediğinin tetkikinin gerektiği, mevcut durumda buna yönelik dava süresinde değil ise de davacının usulsüz tebligat şikayetini de ileri sürmüş olması karşısında bu şikayetinin haklı görülmesi ve düzeltilecek tebliğ tarihine göre imzaya itirazın süresinde ileri sürüldüğü durumda anılan itirazın esasının incelenebileceği, Somut olayda, mahkeme gerekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetine...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Haczedilmezlik şikayeti yönünden; Alacaklı tarafından ilamsız takipte, borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüyle birlikte İİK'nun 82/3 maddesi kapsamında aile bireylerinin zorunlu ihtiyacı için lüzumlu eşyanın haczedilemeyeceğinden bahisle kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, Mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti değerlendirilerek karar verildiği haczedilmezlik şikayetine ilişkin yargılama yapılmadığı karar verilmediği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, icra mahkemesine verdiği dilekçede, örnek 7 ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğinden ödeme emri tebliğ tarihinin öğgrenme tarihi olarak düzeltilmesini, usulsüz olarak konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayeti değerlendirilmeden haczin kaldırılması şikayetinin husumet yokluğu gerekçesi ile reddine karar verildiği görülmektedir....
Borçluya yapılan tebligatın yasaya uygun olup olmadığının takdir ve tesbiti icra müdürüne değil; bu hususta şikayet vaki olduğu takdirde, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı hakkında ve tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekip gerekmediği yönünde karar verme yetkisi icra mahkemesine aittir. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre şikayetin kabulü gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tebligat 7201 sayılı tebligat kanunun 21/2 maddesine göre gösterilen adres muhatabın adres kayıt adresinde adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli ayrılmış olsa dahi tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır şeklinde düzenlenmiştir. Usulsüz tebliğ şikayeti yukarıda bildirilen kanun maddesi gereğince yerinde olmadığından davacı Oğuz Yılmaz'ın usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile süresinde olmayan borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir....
tebliğ şikayetinin reddi gerektiği, ödeme emrinin 20/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise yasal süre sonrasında 12/06/2017 tarihinde açıldığı gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, borca, imzaya ve yetkiye itirazın süre aşımından reddine karar vermiştir....
Şikayetçi vekili her ne kadar usulsüz tebliğ işleminden 19.10.2015 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 22.10.2015 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, şikayetçiye gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinde "...ikinci ihbara rağmen müddeti içinde itiraz etmemeniz sebebiyle borç zimmetinizde sayılmıştır..." açıklaması yer almakla artık 89/2 haciz ihbarnamesi ile ilgi kurulmuş olup, şikayetçi taraf 26.08.2015 tarihinde tebliğ edilen 89/3 haciz ihbarnamesi üzerine 89/2 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 22.10.2015 tarihinde 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamesine yönelik istemin süre aşımından reddi gerekirken, bu hususun gözetilmemesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....