Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İtiraz eden borçluların murisi ...'ya ölümünden önce 29.01.2013 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği ve adı geçenin usulsüz tebligat şikayeti ya da borca itirazda bulunmadığı, ancak borçlu mirasçılarının borçlu murise yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, senet üzerindeki parmak izlerinin murise ait olmadığını, kime ait olduğunun anlaşılamadığını, murisin okuma yazma bilmediğini, borçlandırıcı işlemin noter kanalıyla yapılmaması nedeniyle geçerli olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istedikleri anlaşılmaktadır....

    GEREKÇE: Dava İİK'nun 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nun 82- 83 maddeleri uyarınca açılmış emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine yönelik şikayettir. Borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetini, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur Diğer taraftan; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    Maddesinin açık olduğunu, dava konusu takip dosyalarından yapılan tebliğlerin usulüne uygun bulunduğunu, mahkemece verilen kararın yasal olmadığını beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Asıl ve birleşen dosyalardaki davalar, İİK'nın 16. Maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Somut durumda davacı borçluya şikayete konu 2020/1721, 2020/1713, 2020/1712 Esas sayılı dosyalardan gönderilen ödeme emirleri TK'nın 21/1. Maddesi gereğince tebliğ edilmiştir. Tebliğ işlemleri sırasında davacının çarşıda olduğu tespit edilmekle adresten geçici olarak ayrıldığının kabulü gerekir. Bu durum karşısında mahkemenin muhatabın adresten geçici ya da sürekli olarak ayrılıp ayrılmadığı hususunun belirlenmediği ve tevsik edilmediğine yönelen kabul gerekçesi yerinde değildir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dilekçesiyle de sabit olduğu üzere; davacının hem icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği hemde hesap özetini ihtiva eden ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiği, dolayısıyla müvekkilinin temerrüte düşmediği ve hakkında ilamlı icra takibi yapılamayacağı yönünde iki şikayeti olup bunlardan icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayeti mahkemece süre yönünden ret edilmiş ve bu ret kararı istinafça da tasdik edilmiştir. Mahkemenin yargılama konusu yaptığı husus süreye tabi olmayan diğer şikayet olup, mahkeme davacının bu yöndeki şikayetini kabul etmiştir. İcra dosyası ve eklerinden de anlaşılacağı üzere davacı Levent, ipotek veren olduğu gibi aynı zaman da verilen kredi nedeniyle asıl borçluya da kefil olmuştur. Kredi sözleşmesi incelendiğinde, davacının adresinin Bayar Cad. Sözer Apt. 54/17 Kozyatağı olduğu, takip talebinde adresin Kozyatağı Mah. Bayar Cad....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayete konu 103 davetiyesi ve kıymet takdiri Tebligat Kanunu’na göre işlem yapılmadan tebliğ edilmeye çalışılması nedeni ile usulsüz tebliğ edildiğinden kıymet takdiri ve 103 davetiyesi tebliği hukuka aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini, yine usulsüz tebliğ edilen kıymet takdiri ve 103 davetiyesi aynı zarf içerisinde tebliğ edilmiş olup bu iki evrakın hukuken nitelikleri ve itiraz süreleri ayrı olup farklı iki evrakın tek zarfta tebliği bile tek başına hukuka aykırılık olduğunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK' nın 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK' nın 21/2. maddesine göre tebliğ...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin usulsüz olduğunu, takipten 23/11/2015 tarihinde haberdar olunduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazda bulunmuş, mahkemece; başvuru, usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilerek şikayetin kabulü ile ıttıla tarihinin 23/11/2015 olarak tespitine karar verilmiştir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde icra mahkemesine başvurulması gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 04.10.2014 tarih, 17942/23610 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçluların, yasal süreden sonra icra mahkemesine başvurarak usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte, çekin lehtar hanesinde tahrifat yapıldığını ileri sürerek alacaklının kambiyo takibi yapma hakkı bulunmadığından bahisle takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece, HMK.nun 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....

        İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde borçlunun hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. Öte yandan, İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre icra emrine karşı itirazların 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu durumda, iddianın yukarıda özetlenen içeriğine göre başvurunun 7 günlük itiraz ve şikayet süresine tâbi bulunduğu açık olup, bu süre ise icra emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar....

          Borçlu vekilinin, tebligatın kendisine yapılması gerektiği halde müvekkiline yapılması sebebi ile haciz bildirimine ilişkin 28.05.2014 tarihli tebligatın usulsüz olduğunu beyanla 02.06.2014 tarihinde şikayette bulunduğu, Bandırma İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04.06.2014 tarih ve 2014/217 E. 2014/200 K. sayılı kararı ile; “103 davetiyesinin vekil ile birlikte asile de tebliğ edilmesi nedeni ile tebliğ işleminin iptalinin gerekmediği” belirtilerek borçlunun bu husustaki isteminin reddine karar verildiği görülmektedir....

            Ancak borçlu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takipten haberdar olduğu düzeltilen tebliğ tarihine göre yasal 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe ve borca itiraz sunmamış ise 7 günlük sürenin dolmasıyla borçlu hakkında takip işlemlerine devam edilir, bu kapsamda borçlu hakkında haciz uygulanabilir. Eğer icra mahkemesince ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğine kanaat getirilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise, takibin kesinleşmesi; ödeme emrinin borçluya yeniden ve usulüne uygun tebliğini gerektirdiğinden ve ödeme emrinin iptali kararı ile birlikte takip kesinleşmemiş sayılacağından, İİK.nun 78. Maddesi uyarınca alacaklının henüz haciz isteme hakkı doğmamış kabul edileceğinden, bu sebeple hacizler usulsüz hale geleceğinden, icra mahkemesinin özellikle iptale yönelik kararının infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması gerekir....

            UYAP Entegrasyonu