Mahkemece borçlunun usulsüz tebligat konusunda şikayeti hakkında herhangi bir inceleme yapılmadan öne sürdüğü teminat iddiası yönünden tahkikat yaparak ve bu iddianın da genel mahkemenin görevine girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verildiği görülmektedir. Anılan konuda mahkemece itirazın sabit görülmemesi halinde İİK.nun 169/a maddesi uyarınca borçlunun isteminin reddine karar verilmesi gerekirken işin yargılamayı zorunlu kıldığından bahisle yazılı şekilde görevsizlik kararı yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ...
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Somut olayda, şikayetçiye 89/2 haciz ihbarnamesinin 23/05/2016 tarihinde, 89/3 haciz ihbarnamesinin ise 12/08/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Şikayetçi vekili her ne kadar usulsüz tebliğ işleminden 09.08.2017 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 16.08.2017 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de tebliği gerçekleşen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğlerinin usulsüz olduğuna ilişkin bir şikayetinin olmadığı görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2018/2609 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 25/10/2019 tarihinde haberdar olduklarını, ödeme emri tebliğ tarihinin bu tarih olarak kabul edilmesi ve icra emrinin iptalinin gerektiğini, müvekkili adına kayıtlı Eskişehir ili Odunpazarı ilçesi Ihlamurkent mahallesi 16733 ada 3 parsel A-8 Blok 1 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmaza haciz konulduğunu, haczedilen taşınmazın müvekkilinin haline münasip evi olduğunu belirterek, haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
Anılan süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkeme tarafından re'sen göz önüne alınmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir ( Yargıtay 12. HD'nin 10.11.2022 tarihli, 2022/5391 E, 2022/11867 K. Sayılı içtihadı). Her ne kadar davacı borçlu vekili ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin 05.10.2021 tarihli ek beyan dilekçesi sunmuş ve bu hususu istinaf başvurusunda ileri sürmüşse de, en geç dava tarihi itibariyle usulsüz tebligat işleminden haberdar olup ek beyan ile ileri sürdüğü usulsüz tebligat şikayeti süresinde değildir....
Somut durumda açılan davada usulsüz tebliğ şikayeti ile İİK 58/3 ve 61/1. Maddelerine dayalı olarak takipte faturaya dayalı alacak talep edildiği halde ödeme emri ekinde dayanak belge suretlerinin tebliğ edilmediği iddiası ile şikayette de bulunulmuş, ancak mahkeme karar gerekçesinde davacının sadece usulsüz tebliğe dayalı şikayeti incelenerek İİK 58/3 ve 61/1. Maddelerine dayalı şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmamıştır. Anılan durumda İİK 297. maddesine aykırı olarak karar verilmesi isabetli olmayıp davacı vekili istinaf talebinde haklıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, HMK'nın 353/1- a/6. maddeleri uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/409 esas 2021/649 karar sayılı usulsüz tebliğ şikayeti yönünden ve icra memur muamelesini şikayet yönünden verdiği ret kararlarının kaldırılmasına, usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrenme tarihi olan 16/09/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazın reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek ilk derece mahkeme kararını istinaf etmiştir....
İİK.nun 169/a-1.maddesinin son cümlesine göre; icra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. İİK'nun 170/a-2 maddesine göre de; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Aynı Kanunun 18/3. maddesinde ise; “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir” hükmü yer almaktadır....
Köyü Toplu Yapı Kat Maliklerini hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borçlunun, “yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediği” gerekçesiyle borca itirazını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu mahkemece, başvurunun kambiyo şikayeti olarak nitelendirilerek, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. Borçlunun başvurusu borca itiraz olup 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168/5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir....
İcra Dairesi'nin 2019/15522 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü yol ile takibe girişildiğini, takip dayanağı senette keşide yeri üzerinde tahrifat yapıldığını, 915.994,00 TL bedelli senet ile taraflarca İstanbul keşide yeri olarak kararlaştırılmış iken senet üzerinde tahrifat yapılmak sureti ile keşide yerinin Çanakkale olarak değiştirildiğini, takip dayanağı belge senet vasfını yitirdiğinden iptaline karar verilmesi gerektiğini, takibe ilişkin yetki itirazlarının mevcut olduğunu, Çanakkale'nin yetkili olmadığını, müvekkilinin alacaklıya borcu bulunmadığını, borcun tamamına, tüm faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat söz konusu olduğunu, ödeme emrinin mevzuata aykırı şekilde muhtara tebliğ edildiğini belirterek, yetki itirazının kabulüne, takibe konu senette keşide yerine ilişkin yapılan tahrifat yönünden dosyanın incelenmek üzere bilirkişiye tevdiine, takibin iptaline, müvekkili lehine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına...
DAVA Davacı borçlu ve vasisi dava dilekçesinde; alacaklılar tarafından başlatılan kambiyo takibinde gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tarafına herhangi bir tebligat yapılmadığını, takipten 15.08.2019 tarihinde haberdar olduğunu, tebliğ işleminin TK'nın 21. maddesine göre usulsüz olduğunu ileri sürmüş, ayrıca yetkiye ve borca itirazlarını açıklamış ve bu kapsamda yaşlı olduğundan uzun zamandır parkinson ve demans hastalığı bulunduğunu, hastalığını bilen kişilerce bir kısım senetler imzalatıldığını, kendisine vasi olarak kızı Menekşe'nin atandığını, takip konusu senedin de hastalığı sebebi ile imzalamaya yeterli olmadığın ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile itirazlarının kabulüne ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklılar vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. III....