Somut olay ve iddiaların incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında Kahramanmaraş İcra Müdürlüğü'nün 2019/20101 Esas sayılı dosyası üzerinden 1 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, örnek no 10 ödeme emrinin davacı borçluya 09/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, akabinde davacı borçlu icra mahkemesine başvurarak usulsüz tebligat, borca ve imzaya itiraz etmiştir. Davacı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesinde; örnek no 10 ödeme emrinin davacı borçlunun '' İsmetpaşa mah, Şeyhadil cad, No:36/A Dulkadiroğlu/K.MARAŞ'' adresine çıkarıldığı, adresin kapalı olduğu, muhatabın dışarıda olduğunu beyan eden mazbata üzerinde ismi okunamayan şahıstan muhatabın sorulduğu, muhatabın çarşıya gittiği hususunun beyan edildiği, komşunun imzadan imtina ettiği, 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı ve tebligatın mahalle muhtarına 09/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhinde Bilecik İcra Müdürlüğünün 2020/2274 Esas Sayılı dosyasından icra takibinde bulunulduğunu, takip konusu ödeme emri tebligatının usulü dairesinde yapılmadığınından geçersiz olduğunu, tebligatta "muhatabın daimi çalışanına tebliğ edildi" ibaresinin bulunmasına karşılık, imzanın müvekkil şirket çalışanlarından birine ait olmadığını, tebligatın müvekkilinin tebliğ adresine hiç gelmediğini, dosyada yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle iptali ve öğrenme tarihi olan 29/09/2020 tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca kambiyo senedindeki imzaya, borca ve takibe itiraz ettiklerini, bunun yanında takip konusu icra dosyasında 30/08/2020 vade tarihli 189.000,00 TL.bakiyeli çek üzerindeki imzanın da müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, borçlu olmadığını belirterek, usulsüz tebligatın iptali ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 29/09/2020 tarihi olarak tespiti ve...
Maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olup, davacı tarafın dava dilekçesindeki, borç ile ilgili tarafına hiç bir tebligatın gönderilmediği ve iş yerine gönderilen maaş haciz yazısı ile durumu öğrendiğine dair beyanları ve tüm dosya kapsamı uyarınca, davacı tarafın ödeme emrinin kendisine usulsüz şekilde tebliğ edildiğini de ileri sürmüş olduğunun kabulü gerekir....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu; ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu şikayeti ile imzaya ve borca itiraz ederek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilerek şikayetin reddine karar verildiği, şikayetçi borçlu tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Somut olayda; dava dilekçesinde açıkça ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet bulunmadığı, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin de İİK'nın 16. maddesine göre 7 günlük hak düşürücü süreye tabi olduğu, mahkemece re'sen dikkate alınamayacağı, bu durumda ödeme emrinin davacı/borçlu T1'e 15/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz süresinin son gününün 20/05/2019 tarihi olduğu, davacı T1'in ise hak düşürücü süre geçtikten sonra 22/05/2019 tarihinde imzaya ve borca itirazı ile birlikte senet vasfına yönelik şikayette bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece istemin süre aşımından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı/borçlu T3 Ltd. Şti. yönünden istinaf dilekçesinin reddine, davacı/borçlu T1'in istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Süresinde takibe itiraz ettiklerini, usulsüz de olsa ödeme emri tebliğ edilmiş gözüktüğünden icra dairesine itiraz dilekçesi verilmesinin sonucu değiştirmeyeceğini, bu nedenle, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte itirazlarını mahkemeye yaptıklarını belirterek kararın borca itirazın reddine ilişkin kısmı yönünden kaldırılmasına, takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Takibin durdurulması talebinin kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, takibin durdurulması talebine ilişkindir. Adana 12....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkiline usulüne uygun bir icra emri tebligatı yapılmadığını, taraflarınca bu hususun dava açılırken de belirtildiğini, dosyada dava dilekçeleri incelendiğinde müvekkiline ödeme emri tebliğ olmadığını, dolayısı ile tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin bir itiraz da bulunulduğunun açıkça görüleceğini, müvekkilinin e-devlet üzerinden takip yapıldığını öğrendiğini ve öğrenir öğrenmez de işbu davanın açıldığını, müvekkiline yapılan bir tebligat olmadığına ilişkin beyanın zaten usulsüz tebligat şikayeti olduğunu, bu nedenle mahkemece müvekkili aleyhine çıkartılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı incelenmesi gerektiğini, müvekkiline yapılan tebligatlarda tebliğ memuru tarafından, tebligat kanunun 21. maddesi tüzüğün 28. maddesi ve Tebligat Kanunun 28. maddesi ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesine aykırı olarak gerekli araştırma yapılmadan, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse...
Borçlunun 18.3.2016 havale tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilmemesi halinde talebin gecikmiş itiraz olarak kabulü ile takibin durdurulması ile tüm hacizlerin de fekkinin istendiği görülmüştür. Mahkemece, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle başvurunun 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; aynı Kanun'un 26. maddesi uyarınca, hakimin, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceği sabit olup, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle mahkemece takibin durdurulmasına karar verilemez....
Somut olayda, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiği, İstanbul 34. İcra Hukuk Mahkemesinin 25/10/2022 tarih ve 2022/294 E. - 2022/82 K. sayılı kararı ile usulsüz tebligata ilişkin şikayetin reddine, davacının borca ve imzaya itirazlarının süre aşımı nedeniyle reddine, yasal şartları bulunmadığından davacı aleyhine para cezası ve tazminat takdirine yer olmadığına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 15/03/2023 tarih ve 2023/314 E. - 2023/1010 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun İİK’nın 365/3. maddesi gereği reddedildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince temyiz talebinin de reddine karar verildiği, bu kez son kararın temyiz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanlarını tekrar etmekle birlikte usulsüz tebliğ şikayeti ve ödeme emri ekinde takip dayanağı belgelerin tebliğ edilmemiş olmasının ağır usulsüzlük olduğu ve kamu düzeni bakımından İİK'nın 16. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğunu, Mahkemenin usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair kararının hatalı olduğunu, ödeme emrine yönelik şikayetin süresiz olmasına karşın süre yönünden reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müvekkilinin bankada "Isparta Kule 1. Kısım Sakarya Cad....