Hal böyle olunca, mahkemece davalı yanın yargılama aşamasında süresinde zaman aşımı itirazını ileri sürdüğü, dava konusu icra takibinde ödeme emrine itirazında zaman aşımı itirazını ileri sürmeyen davalı borçlunun yargılama aşamasında savunmanın genişletilmesi yasağına takılmadan alacağın zaman aşımına uğradığı savunmasını ileri sürebileceği, dava konusu icra takip tarihi itibarıyla TBK'nun 147/4 maddesinde yer alan 5 yıllık zaman aşımı süresinin sona erdiği gözetilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. Zaman aşımı nedeniyle davanın reddi kararı davanın esastan reddi kararına göre sonuçları itibarıyla davacı yanın daha lehine olduğundan davacılar vekilinin istinaf itirazı üzerine Dairemizce zaman aşımı incelemesi yapılmıştır....
Hal böyle olunca, mahkemece davalı yanın yargılama aşamasında süresinde zaman aşımı itirazını ileri sürdüğü, dava konusu icra takibinde ödeme emrine itirazında zaman aşımı itirazını ileri sürmeyen davalı borçlunun yargılama aşamasında savunmanın genişletilmesi yasağına takılmadan alacağın zaman aşımına uğradığı savunmasını ileri sürebileceği, dava konusu icra takip tarihi itibarıyla TBK'nun 147/4 maddesinde yer alan 5 yıllık zaman aşımı süresinin sona erdiği gözetilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. Zaman aşımı nedeniyle davanın reddi kararı davanın esastan reddi kararına göre sonuçları itibarıyla davacı yanın daha lehine olduğundan davacılar vekilinin istinaf itirazı üzerine Dairemizce zaman aşımı incelemesi yapılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebliğ şikayeti ve kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Eşme İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacının itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödeme emrinin kendisine 23.08.2021 tarihinde tebliğ edildiğini sözlü olarak bildirdiğini, yargılama aşamasında tebligatın usulsüz olarak yapıldığını fark ettiklerini ve 05.10.2021 tarihli ek beyanla ödeme emrinin usulüne uygun yapılmadığını belirttiklerini, bu hususu gerektiğinde tanıkla ispatlayabileceklerini, ancak Mahkemece bu hususta araştırma yapılmadığın belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince; borçlu şirket açısından, şikayet dilekçesinde, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmediği halde, borçlunun şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davacıların davasını yasal süresi içinde olduğundan bahisle davanın esasının incelendiği görülmektedir. Somut olayda, takip borçlusu şirkete ödeme emri 16/08/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen imzaya itiraz yasal süreden sonra 23/03/2020 tarihinde ileri sürülmüştür. İtiraz dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre imzaya itirazın İİK 168/5 maddesi gereğince süre aşımı nedeniyle reddi gerekir iken işin esasının incelenerek itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesine dava açıldığı, itirazın süresiz şikayete tabi olmadığı, taraflara çıkartılan tebligatların usulüne uygun olarak muhataplara bizzat tebliğ edildiği, yapılan tebligatların usulsüz olduğu düşünülse dahi bizzat tebliğ edilen satış ilanının tebliği ile öğrenilmiş satılacağı ve kıymet takdirine, meskeniyete ilişkin şikayetlerin de bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, ayrıca dosyada mağdur taraf olarak gösterilen Melahat Akınerler ve Uğurcan Akınerler'in icra dosyasında borçlu olarak taraf sıfatlarının bulunmadığı görülmüş, dolayısıyla Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nce verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır....
müvekkilinin vasi olarak atandığını, aralarında husumet ya da menfaat çatışması olan hasma tebliğ nedeniyle, anılan tebliğ işleminin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu mad. 39 uyarınca, usulsüz olduğunu, iddiaları hakkında tanık dinletmek istediklerini, vasinin görev süresi dolduktan sonra vesayet güncellemesi yapılmadığını, vasinin görevi süresinin uzatılmadığını, kısıtlının bu tarihten itibaren hiçbir şekilde temsil edilmediğini, kısıtlıyı temsil edecek bir vasinin olmaması nedeniyle yapılan takibe müdahil olmanın mümkün olmadığını takibin usulsüz olarak kesinleştiğini, daha sonra yetki ile icra dosyasına müdahil olunduğunu, başvurularının icra müdürlüğünce reddedildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında tebligatın, ödeme emrinin iptali ve 17/03/2021 tarihli kesinleştirme işleminin iptaline ilişkindir. Bakırköy 13. İcra Müdürlüğünün 2020/2863 Esas sayılı takip dosyasında davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı - borçluya 11/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının vekili aracılığıyla 20/02/2020 (dilekçede sehven 20/02/2019 yazılı olduğu) tarihinde takibe, ödeme emrine, borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra dairesince davacı - borçlu yönünden 16/03/2021 tarihinde takibin kesinleştirilmesine karar verildiği görülmektedir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır....
İcra Müdürlüğünün 2019/12403 Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlu şirketin "Cumhuriyet Mah., Sazyolu Cad., No:8, Yazıbaşı, Torbalı/İzmir" adresine çıkan 7 örnek ödeme emri tebliğinin tüzel kişi temsilcisi adreste bulunmaması nedeniyle Nurgül Çiftçi Dinçer "PAM" imzasına 06/09/2019 tarihinde tebliği üzerine "PAM Endüstri ... Ltd. Şti" vekili Av. Ceyda Coşkun İpektepe tarafından 10/09/2019 tarihli borca itiraz dilekçesi verildiği, icra müdürlüğünün 12/09/2019 tarihli kararı ile takip borçlusunun T1 Ltd. Şti." şirketi olması nedeniyle itirazın reddine karar verildiği, bunun üzerine takip borçlusu şirket vekili Av. T2 tarafından 31/01/2019 tarihli dilekçe ve ekindeki ticaret sicil belgeleri ile borca itiraz edildiği, icra müdürlüğünce 01/11/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, aynı vekil tarafından İzmir 12....