Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olayda, davacı taraf usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunduğunu beyan etmektedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunulmuş ve ödeme emrinin tebliği tarihinin öğrenme tarihi olan 04/09/2019 tarihi olarak düzeltilmesi talep edilmiş ise de; ilk derece mahkemesince, davacı tarafın gecikmiş itiraz istemi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır....
İİK'nın 65. maddesinde "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya, tebliğin usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebliğin varlığıdır. Bu nedenle davacı usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmasa dahi -ki bu dosyada usulsüz tebliğ şikayeti de bulunmaktadır- öncelikle borçluya ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği araştırılmalı ve tebliğ usulüne uygun kabul edildiği takdirde borçlunun gecikmiş itirazı incelenmelidir....
Bu düzenlemeler dikkate alındığında,08.12.1993- 06.07.2004 tarihleri arasındaki döneme ait Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın 102. maddesinde belirtilen beş yıllık zaman aşımı süresinin, 06.07.2004 tarihinden sonraki alacaklar için ise genel zaman aşımı olan on yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin tetkikinde; Dava konusu olayda 2012/016754 ve 2012/016755 nolu takip dosyalarında davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin 08/12/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından 6183 sayılı Yasa'nın 58 inci maddesinde öngörülen 15 günlük hak düşürücü süre içinde 17/12/2018 tarihinde ödeme emirlerinin iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2019/604 ESAS 2021/167 KARAR DAVA KONUSU : İcra Emrine İtiraz KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ikram Hazır Beton İnş. San. Tic. A.Ş'nin 2012 yılı 3,4,5 inci ayları kapsayacak şekilde Yönetim Kurulu üyesi olması nedeni ile T4 2012/3 ay için 15.014,52 TL, 2012/4 ay için 19.415,01 TL, ve 2012/5 ay için 18.262,45 TL olmak üzere toplamda 52.691,98 TL olarak 2012/015539 takip no ile 6183 sayılı yasa hükümlerine göre takip başlatıldığını, öncelikle SGK Prim alacağının tahakkuk tarihinden itibaren 5 yıllık zamanın 2017/3,4,5 aylarından itibaren zaman aşımına uğradığını, Müvekkilinin ilgili şirkette 5510 sayılı yasanın ve TTK 317....
ödeme emrinin ve 103 davet kâğıdının tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 28.02.2020 tarihi olarak düzeltilmesine, borca itiraz sebebiyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
tarihinde tebliğ edildiğini, ancak itiraz süresinin son günü Çorum ili Boğazkale İlçesinde güneş enerjisi sahasında bina montajı yaptırması sebebiyle İcra Müdürlüğüne giderek itirazda bulunamadığını belirttiği, davacının beyanından usulsüz tebliğden 08.06.2018 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerektiği, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde davacının İcra Mahkemesine başvurması gerekirken şikayetin 21.06.2018 tarihinde yapıldığı, İlk Derece Mahkemesince şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Somut olayda, şikayetçi 14/11/2019 tarihli duruşmada kendisine gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinden şikayet tarihi olan 25/12/2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirmiş ve mahkemece bu tarihin öğrenme tarihi olarak kabulüne karar verilmiş ise de, şikayete konu ... 7. İcra Müdürlüğünün 2012/ 6047 E. Sayılı icra takip dosyasından haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle borçlu hale gelen şikayetçi....’nun çalıştığ......
İcra Müdürlüğü'nün 2019/11188 esas sayılı dosyası ile yapılan ödeme emri tebliğ işleminin iptalini ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini, usulsüz yapılan hacizlerin kaldırılmasını ve tüm işlemlerin iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Sakarya 4. İcra Müdürlüğü'nün 2019/11188 esas sayılı icra dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; Davacının Sakarya 4....
Asıl dava yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Taraflar arasındaki asıl davada kıymet takdirine itiraz şikayeti ve birleşen davada ihalenin feshi isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince kıymet takdirine itiraz davasının süre aşımı nedeniyle reddine, mahkemenin birleşen 2021/583 esas sayılı dosyası yönünden; davanın reddine, davacı aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasının mahkumiyetine karar verilmiştir. Kararın davacı/borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Ancak; mahkemece davacıların usulsüz tebliğ şikayeti yönünden herhangi bir hüküm kurmadığı, davacıların usulsüz tebliğ şikayetinin sadece kararın gerekçe kısmında değerlendirilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davacıların istinaf isteminin kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davacı Hasan'ın usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, davacıların sair itiraz ve şikayetlerinin reddine, davacıların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davacıların istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İstanbul 6....