Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği yönünde şikayette bulunulduğunu, rapordan 05.03.3021 tarihinde haberdar olduklarını, mahkemeden bu hususta talepte bulunulduğunu, tebliğin usulsüz olduğunu, bu durumda öğrenilen tarihe göre davanın süresinde açıldığını, ilk derece mahkemesince usulsüz yapılan tebligatın tarihi esas alınmak suretiyle haczedilmezlik şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ve meskeniyet şikayeti bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kıymet takdir raporunun borçlu vekili Av. Mehmet Ender Çelik'e usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılan meskeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İcra dosyasında borçlunun vekili Av....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; Ayvalık İcra Müdürlüğü'nün 2019/6835 Esas sayılı dosyasında yapılan takibin 11.11.2019 tarihinde 150 Evler Muhtarlığına tebliğ edildiğini, o tarihte tarafına ait işyerinin kapalı olduğunu, ev adresinin ise Şirinkent Mahalle Muhtarlığına kayıtlı olması nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, ödeme emrine ilişkin itirazlarının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin ve ödeme emrine itirazının reddine dair karar verilmiştir....
Borçlunun 18.3.2016 havale tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilmemesi halinde talebin gecikmiş itiraz olarak kabulü ile takibin durdurulması ile tüm hacizlerin de fekkinin istendiği görülmüştür. Mahkemece, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle başvurunun 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; aynı Kanun'un 26. maddesi uyarınca, hakimin, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceği sabit olup, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle mahkemece takibin durdurulmasına karar verilemez....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/11463 Esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun icra mahkemesine başvurarak ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte yetkiye, borca, faize, ferilerine itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince borçluya yapılan ödeme emri tebligatının usul ve yasaya uygun olarak yapıldığı, yetkiye ve borca itirazın yasal süre içerisinde ileri sürülmediğinden davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; istinafa konu usulsüz tebligat şikayeti dışında, davacı borçluya aynı icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin bulunduğu, ilgili şikayetin Bakırköy 9. İcra Mahkemesi'nin 2019/691 Esas sayılı dosyasında incelenerek şikayetin reddine karar verildiği, kararın davacı borçlu tarafından istinaf edildiği, dosyanın istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır....
Derdestlik itirazının icra mahkemesinde uygulanabilirliğinin somut olay göz önüne alınarak açıklığa kavuşturulması gereklidir. Kural olarak icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeseler de kendi aralarında kesin hüküm oluştururlar. HMK’nın 114/1-ı maddesinde dava şartı olarak düzenlenen derdestlik itirazının icra mahkemesinde görülen itiraz ve şikâyetler için de kıyasen uygulanması mümkündür. İcra takibinde ödeme ve itiraz sürelerinin başlayabilmesi için ödeme /icra emrinin borçluya tebliğ edilmiş olması gerekir. Tebligat borçluya usulsüz tebliğ edilmiş olsa bile, borçlu ödeme emrini öğrenmiş ise öğrendiğini bildirdiği tarih tebliğ tarihi sayılır (Tebligat Kanunu m.32, Tebligat Yönetmeliği m.53/1)....
İcra dosyası incelendiğinde, şikayetçi borçlunun vekili aracılığıyla 12/07/2019 tarihinde icra dosyasına borca itiraz dilekçesi sunduğu, şikayet dilekçesi ile de, takibi öğrenme tarihinin 06/07/2019 tarihi olduğunu beyan ettiği, ancak mahkememize usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süre geçtikten sonra 10/12/2019 tarihinde yapıldığı, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin süresinde yapılmadığı, takibin kesinleştiği anlaşılmakla şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle REDDİNE, karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; İstanbul 13....
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre, 506 sayılı yasada değişiklik yapan ve 24.6.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı yasadan önce kurumun prim alacaklarında zaman aşımı süresinin 5 yıl olduğu, bu yasadan sonra ise prim alacaklarında zaman aşımı süresinin 10 yıla çıkarıldığı, prim alacaklarında zaman aşımı süresinin başlangıcının primlerin ait olduğu yılın sonundan itibaren başlayacağı, davacıya gönderilen ödeme emrindeki prim borcunun 2005/12 ila 2006/9 dönemine ait olduğu, davacıya gönderilen ödeme emrinin 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 14.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği,davacı yönünden zamanaşımını kesen bir belgenin davalı tarafça dosyaya sunulmadığı ve ilk derece mahkemesi kararının dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2022 NUMARASI : 2021/797 ESAS, 2022/310 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 1....
İcra Müdürlüğünün 2021/4458 Esas sayılı dosyasından gönderilen 27/05/2021 tarihli ödeme emrinin usulsüz olduğunun tesbiti ile TK. 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/09/2021 tarihi olarak tesbitine karar verilmiştir....
Borçlunun, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince, bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Şikayete konu takipte, borçlunun, icra müdürlüğüne itiraz tarihi olan 11.08.2014 tarihinde takipten haberdar olduğu, ancak İİK'nun 16/1. maddesinde belirtilen yasal (7) günlük süreyi geçirdikten sonra 21.08.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmış olup, bu durumda, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, bu konudaki şikayetin esasının incelenmesi doğru olmayıp, Dairemizin anılan konudaki bozma ilamı, maddi hataya dayalı olup usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceğinden, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekmiştir....