zaman aşımı gerçekleştiği, kıymet takdirine itiraz bakımından İİK'nın 363/1 maddesi uyarınca kesin nitelikte olup istinaf incelemesi yapılamayacağı gerekçesiyle alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2021 NUMARASI : 2019/711 ESAS- 2021/999 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün 2018/38338 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin davacıya usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 11/04/2019 tarihinde haberdar olduklarını, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, yetkili icra müdürlüğünün Bakırköy İcra Müdürlükleri olduğunu, bonodaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, takip konusu senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını bildirerek, takibin durdurulmasına, % 20'den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir....
Yukarıda incelenen takip sürecinde borçlu T1 vekili T2 aracılığıyla İstanbul 27.İcra Müdürlüğü 2017/15491 takip sayılı (Eski 2013/2395takip) dosyası ile aleyhine başlatılan takipte 1 İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2013/691 esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ ile birlikte icra dairesinin yetkisine borca ve takibe şikayet ve itiraz ettiği, yine aynı vekili aracılığıyla 03/07/2013 tarihindeİstanbul 1 İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2013/691 esas kaydı ile yapılan şikayet sonucu takip konusu senet aslı icra kasasına verilmediği için 2014/475 karar sayılı 28/05/2014 tarihinde ödeme emrinin iptalini sağladığı, bu karar nedeniyle davacı/borçlu adına kendisini bu dosyalarda temsil eden vekiline yeniden ödeme emri tebliği üzerine 5 günlük süresi içinde işbu davanın açıldığı, anlaşılmıştır....
Şu kadar ki, krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle icra mahkemesine şikayette bulunmak hakkı saklıdır, hükmü yer almaktadır. Bu husus, İİK'nın 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabi olup, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir....
Borçlu şirket icra emrinin tebliğinden itibaren yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair borca itirazları ile birlikte icra emri ile birlikte daanak belge suretlerinin gönderilmemesi nedeniyle icra emri tebliğ işleminin hukuka aykırı olduğu şikayeti ile hesap kat ihtarnamesinin kendisine tebliğ edilmediğini, bu nedenle icra emri gönderilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. İcra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda; İİK.nun 149. maddesi, "icra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir." hükmünü içermektedir. Anılan maddede icra emriyle birlikte dayanak belgenin borçluya gönderileceğine dair yasal bir düzenlemeye yer verilmemiştir....
Öte yandan, haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin, şikayetçi borçluya 10/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, usulsüz tebliğ işlemine 15/04/2015 tarihinde muttali olduğunu bildirdiği, icra mahkemesine ise bu tarihten itibaren yasal (7) günlük süreyi geçirdikten sonra 08/05/2015 tarihinde şikayette bulunduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanması gerekmiştir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda, şikayetçi 3. kişi ... ’a 06.02.2017 tarihinde 103 davet kağıdı tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....
Diğer taraftan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası, TK'nın 32. ve İİK'nın 16. maddesi uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün, ödeme emrine yönelik itirazların da İİK'nın 16. maddesi uyarınca aynı süre içerisinde İcra Mahkemesinde ileri sürülmesi gerekir. Borca itiraz ve sair şikayetlerle birlikte borçlu, usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü veya reddine göre sair şikayet ve itirazların yasal süresinde olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 07.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 13.04.2021 tarihinde açıldığı görülmüştür. Buna göre ödeme emrine yönelik itiraz ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde ileri sürüldüğü halde, Mahkemece takip dayanağı senedin icra kasasında olmadığından ödeme emrinin iptali istemi hakkında inceleme yapılmaksızın karar verilmesi doğru değildir....
İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde borçlunun hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. Öte yandan, İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre icra emrine karşı itirazların 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu durumda, iddianın yukarıda özetlenen içeriğine göre başvurunun 7 günlük itiraz ve şikayet süresine tâbi bulunduğu açık olup, bu süre ise icra emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar....