Somut olayda, ödeme emrinin “ ..temsilcisi tebliğ anında işyerinde bulunmaması sebebiyle daimi işçisi/memuru Nurdan Sönmez imzasına tebliğ edilmiştir." şerhi ile 23.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği ancak muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin tebligat doğrudan çalışana yapılmakla yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yönetmelik hükümlerine göre usulsüz olup dosya kapsamında alacaklı vekilinin, ödeme emrinin borçlu tarafından öğrendiğini beyan ettiği tarihten önce öğrenmiş olduğuna dair herhangi bir delili de bulunmadığından, öğrenme tarihine göre usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin bildirilen 06.08.2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesi isabetli olup, HMK.'nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin ancak istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bu hususun resen gözetilebileceği, HMK.'...
Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." düzenlemesi mevcut olup, buna göre, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddia, şikayet niteliğinde olup, usulsüzlüğün öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içinde icra mahkemesine şikayet yoluna gidilebilir. Somut olayda, borçlu ... ... Ltd. Şti. vekilinin 12.12.2013 havale tarihli itiraz dilekçesiyle icra müdürlüğüne başvurarak, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takipten 11.12.2013 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürmekle beraber borca ve faiz oranına itiraz ettiği görülmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebligatın usulsüz olduğu ihtimalinde İİK'nın 65. madde hükmü kapsamında tebligatın usulsüz olması nedeniyle icra mahkemesinde icra takibine itiraz edilmesinin mümkün olmadığını, gecikmiş itiraz iddiasında bulunabilmek için tebligatın usulüne uygun şeklilde gerçekleştirilmesine rağmen borçlunun bir engel nedeniyle icra takibine itiraz edememiş olması gerektiğini, davacı yanın tebligatın usulsüz olduğunu iddia edip gecikmiş itiraz talebinde bulunduğunu, mahkeme gerekçesinde davacının talebinin hukuki niteliğinin incelenmediğini, davacı yan vekilinin dava dilekçesindeki beyanına göre davacının icra takibini 02/07/2021 tarihinde öğrendiğini, söz konusu icra takibinin durması için davacının 02/07/2021 tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra dairesine itiraz etmesi gerektiğini, 7 günlük itiraz süresi niteliği itibariyle hak düşürücü süre olup, davacı yanın Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2021/89086 esas sayılı...
İİK'nın 65. maddesinde "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya, tebliğin usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebliğin varlığıdır. Bu nedenle davacı usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmasa dahi -ki bu dosyada usulsüz tebliğ şikayeti de bulunmaktadır- öncelikle borçluya ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği araştırılmalı ve tebliğ usulüne uygun kabul edildiği takdirde borçlunun gecikmiş itirazı incelenmelidir....
nun 170/1. maddesi ve aynı kanunun 168/1-4 ve 168/1-5. maddesi uyarınca, imzaya itirazın ve kesinleşmeden önceki dönemdeki zamanaşımı iddiasının, ödeme emrinin tebliğ tarihinden veya tebliğin usulsüz olması halinde ise, usulsüz tebliğin muhatap tarafından muttali olunduğu tarihten itibaren beş günlük yasal süre içerisinde, icra mahkemesine yapılması gerekmektedir. Somut olayda ise, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere borçlu tarafa yapılan örnek 10 ekli ödeme emriği tebliği usulsüzdür. Bu halde ise TK.'nun 32. maddesi uyarınca usulsüz tebliğin muttali olunduğu tarihin tebliğ tarihi sayılacağından icra takibine ilişkin itiraz süresi tespit edilen bu tarihten itibaren başlar. Takip dosyasının incelenmesinde ise, 15.11.2012 tarihinde talimat icra dairesince haciz yapıldığı ve haciz esnasında hazır bulunan borçlunun haciz tarihinde ödeme emri tebligatını öğrendiği borçlu tarafından icra mahkemesine başvuru tarihinin ise 22.11.2012 tarihinde yapıldığı görülmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin usulsüz olarak yapılan tebligattan ve takipten 03/09/2020 tarihinde haberdar olduğunu, bir gün sonra takibe itiraz ettiğini, itiraz süresi geçtiğinden bahisle takibin kesinleştirildiğini, ödeme emrinin müvekkilinin durumu araştırılmaksızın TK 21/1 maddesine göre direk muhtara tebliğ evrakının teslim edilmesinin usulsüz olduğunu, tebligatın usulsüz olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır. Takip dosyası incelendiğine; borçlu murise ödeme emrinin 29.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ işlemi ile takip dosyasının, muris ve mirasçılar tarafından önceden öğrenildiğine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu sebeple asıl borçlu murisin, kendisine yapılan ve usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebliği ile ilgili yasal süresi içerisinde şikayette bulunmadığı kabul edilemeyeceğine göre, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunma hakkı vardır....
Posta memuru kendisince tespit ettiği adreste tebliğ işlemini tüzel kişilere yapılacak usule göre “Tüzel kişiliğin temsilcisi tebliğ anında adresinde bulunamaması sebebiyle daimi işçisi Sinan …imzasına tebliğ edildi” şeklinde şerh vermek suretiyle tebliğ etmiştir. Davacının yerleşim yeri adresi tebliğ anında Derepezarı/RİZE olduğundan, tebliğ evrakının muhatabı da tüzel kişi olmadığından bu haliyle ödeme emrinin tebliğ işlemi T.K.nun 10, 17, 20 ve 21. maddelerine aykırı olduğundan usulsüzdür. Bu durumda davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin yerinde olduğu gözetilerek aksi kanıtlanmadığından TK.nun 32. Maddesi uyarınca davacının beyan ettiği 31/10/2018 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır....
nun 21/1. maddesi uyarınca tebliğ edilmeye çalışıldığı, süresi içerisinde itiraz edilmemesi üzerine takibin davacı borçlu yönünden kesinleştirildiği,19/04/2021 tarihinde alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın yenilendiği ve 2021/8519 Esas numarasını aldığı, alacaklı vekilinin talebi ile davacı borçlunun adresine yenileme emri gönderildiği ancak 04/05/2021 tarihinde bila tebliğ iade döndüğü, borçlu vekilince 05/06/2021 tarihinde icra dosyasına dilekçe sunularak borca itiraz edildiği, 06/06/2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayeti ile huzurdaki davanın açıldığı, tebliğ mazbatası üzerindeki şerh incelendiğinde, beyanına başvurulan komşunun ismi ve soyadı yazılmadığı gibi, kendisine haber verilen komşunun da kimlik bilgilerine yer verilmediği, muhatabın adresten sürekli mi geçici mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun beyanına başvurulan kişiden araştırılıp tebliğ zarfına yazılmadığı, tebliğ işlemleri TK.nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin...
Borçlu davacı kefil hakkında Erzurum 1 İcra Müdürlüğü'nün 2017/5945 Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlanıldığı, takibin devamı süresince kendisine yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ve tebligatı 02/01/2020 tarihinde öğrendiğini beyan ederek, usulsüz tebligat nedeni ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve aynı zamanda takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesindeki kefalet limitine ilişkin ibarenin altında bulunan imzanın kendisine ait olmadığını, kefalette eş rızasının bulunmadığını, Kağızman İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu bu sebeple borca ve yetkiye de itiraz ettiğini takibin durdurulması ile hacizlerin kaldırılması yönünde talepte bulunduğu anlaşılmış, ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı sebebiyle, borca, imzaya ve yetkiye yönelik itirazların ise reddine yönelik karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....