tarihinde TK 35 hükmüne göre tebliğ edildiği, 89/3 haciz ihbarnamesinin 06/07/2021 tarihinde bila tebliğ iade edilmesi sonrasında aynı adrese çıkartılan tebligatın TK35 hükmüne göre 11/08/2021 tarrihinde tebliğ edildiği, davacının mahkememize başvurusunda ilk tebligatın usulsüz olduğunu bu nedenle diğer tebligatlarında usulsuz olduğunu muttali olma tarihinin 07/10/2021 tarihi olduğunu, tebligatın neden yapılamadığına ilişkin tebliğ memurunun açıklamasının uygun olmadığını, müvekkili şirketin ticaret sicil adresinden hiçbir zaman taşınmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır....
Kıymet takdirine ilişkin rapor, borçluya, haciz koydurmuş alacaklılara ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak suretiyle tebliğ edilir. İİK.nun 128/a maddesine göre de; kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Borçlunun, haczedilen limited şirketteki hisselerinin, uzman bilirkişi tarafından usulünce kıymet takdiri yapılarak reel değerleri tespit edilmeksizin, ilgili ticaret sicil müdürlüğünden hacze ilişkin olarak verilen cevap yazısında belirtilen sermaye değeri esas alınarak ihale yapıldığı ve ihaleye esas alınan bu değerin, borçluya tebliğ edilmeyip şikayet hakkı tanınmadığı görülmektedir....
Şikayet dilekçesi içeriğine göre borçlunun icra mahkemesine başvurusu; usulsüz tebligat iddiasına ilişkin şikayet niteliğindedir. 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ mutlaka batıl olmayıp muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E. - 1991/344 K.). Öte yandan, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, borçlunun 28/11/2012 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi verdiği görülmüştür....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/506 KARAR NO : 2022/1512 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HATAY İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : 2020/352 ESAS 2020/649 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ İşlemine İlişkin Şikayet KARAR : Hatay İcra Hukuk Mahkemesi'nin 12/11/2020 tarih 2020/352 esas 2020/649 karar sayılı mahkeme kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Hatay İcra Dairesinin 2020/20249 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe ilişkin tebligatın Tebligat Kanunu 21 madde hükümlerine aykırı olarak yapıldığını, usulsüz tebligattan ve takipten 14/08/2020 tarihinde müvekkilinin banka hesabına bloke konulması üzerine haberdar olduğunu belirterek şikayetin kabulü ile usulsüz tebligatı öğrenme tarihi olan 14/08/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine...
Bu durumda, borçlunun, satışı yapılan 256 ada 14 sayılı parselin tapu kaydında 1.016,00 m2 olan yüzölçümünün satış ilanında 106 m2 şeklinde gösterildiğine yönelik iddiası, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olup, borçluya satış ilanı 15.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde, yasal 7 günlük süre içerisinde bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Öte yandan, taşınmazın yüzölçümünün satış ilanında yanlış gösterildiği iddiası, 256 ada 14 sayılı parsele özgü olarak ileri sürülmüş olup, anılan taşınmazla ilgili fesih sebebinin, 256 ada 15 sayılı parseli kapsaması mümkün değildir. O halde mahkemece belirtilen nedenlerle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkemenin ödeme emri tebligatını usulsüz kabul ettiği takdirde davalı kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmetmemek gerektiğini, işbu şikayet konusunun, usulsüz tebliğ işlemine dayanmakta olduğunu salt tebliğ memurunun eyleminden kaynaklanmakta olduğunu, bu sebeple, davalının kendisi aleyhine dava açılmasına kusuruyla sebebiyet verdiğinin kabulünün mümkün olmadığının, sebebiyet ilkesi gereğince davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin hakkaniyet gereği olduğunu, davanın reddine karar verilerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması İİK. nun 16.maddesine dayalı "şikayet" olup, aynı maddenin 1.fıkrası gereğince şikayetin, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerekir....
nin, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu, ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürmesi mümkün olmadığı gibi, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından mahkemece resen fesih nedeni olarak incelenemez. Borçlunun 18.10.2017 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işlemine ilişkin usulsüzlük iddiasını ileri sürmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesi'nce, kamu düzeninden de olmayan bu husus resen incelenerek sonuca gidilmesi isabetsiz olup, borçlunun sair istinaf nedenlerinin incelenmesi maksadıyla kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Maddelerine uygun tebliğ edilemediğinden ve hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine ilişkin süresiz şikayet yoluna gidilebileceğinden, ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesinin 2019/8587E- 2020/4815K sayılı kararı; "Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur." ) Dava, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesine ilişkin şikayet başvurusu olup davacı yan 02/09/2020 tarihinde ödeme emrinin tebliğ işleminin yöntemine uygun yapılmadığını, Müvekkilinin tebligattan 03/09/2020 tarihinde bilgi sahibi olduğunu ileri sürmüştür....