Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçluya 2015/10339 Esas sayılı ödeme emrinin 31.07.2015 tarihinde tebliğinden sonra borçlu vekilinin bu dosya numarasını belirterek takibe itirazlarını içeren dilekçesini 10.08.2015 tarihinde icra müdürlüğüne sunduğu, icra müdürlüğünce 09.09.2015 tarihli kararıyla İİK. 66. maddesi gereğince süresinde yapılmayan itirazın reddine karar verildiği, borçlu vekilinin 01.10.2015 tarihinde yapılan hacizle takibin devam ettiğinden haberdar olduğunu belirterek tebligatın yapıldığı dosya numarasının haczin yapıldığı dosya numarası olmadığını ve usulünce yapılan ödeme emri tebliği olmadığını belirterek yeniden ödeme emri çıkarılması talebinde bulunması üzerine, icra müdürlüğünce itirazın süresinde yapılmadığından 09.09.2015 tarihinde reddine dair verilen karar bulunduğundan bu aşamada borçlunun itirazlarının değerlendirilemeyeceğine karar verildiği görülmüştür....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğu ve borca itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin ve takibin iptali şikayetinin süreden reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; tebliğ edilen ödeme emri tebligatının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligat zarfında Tebligat Kanunu'nun 21. madde şerhi bulunmamasına rağmen posta memuru tarafından yetkisiz şekilde T.K.'nın 21....

      DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, müvekkilinin aleyhine başlatılan Fethiye İcra Müdürlüğünün 2017/16894 E. sayılı dosyasındaki takibi e-devletten taşınmazlarına bakarken tesadüfen öğrendiğini, vatandaş portal üzerinden yaptıkları incelemede ödeme emri tebliği sırasında ''komşusuna haber verilmiştir'' şeklinde şerh düşüldüğünü fakat komşunun imzasının alınmadığını,müvekkilinin komşusunun ismi muhtemelen muhtardan öğrenilip yazıldığını, müvekkilinin kapısında hiç haber kağıdı da görmediğini, yapılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin 22/04/2020 olarak tespitine, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      usulsüz olduğu iddiasıyla İstanbul 26....

      Davalı taraf ek kararın istinaf dilekçesinde gerekçeli kararın tarafına usulsüz tebliğ edildiğini dolayısıyla istinafının süresinde olduğunu ileri sürmüş olup bu doğrultuda gerekçeli kararın davalıya tebliğine ilişkin tebligat mazbatasının incelenmesinde davalı muhatabın tebliğ anında nerede olduğu, adreste olup olmadığı değilse nerede olduğu hususu tefsik edilmediğinden gerekçeli karar tebligatı usulsüz olup davalı tarafın asıl karara yönelik istinafı süresinde kabul edilerek ek kararın kaldırılmasına karar verilerek asıl kararın ve asıl karara yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı şöyle ki; davalı taraf ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olarak yapıldığını ileri sürmüş ise de ödeme emri tebliğ işlemi ve icra dosyası ile yapılan takipten davalı taraf duruşma gün ve saati ile ekli tensip zaptı ve dava dilekçesi ekli tebligatı 06/05/2022 tarihinde tebliğ almış olup bu tarih itibariyle icra dosyası yapılan takip ve ödeme emri...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, takip borçlusu tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ödeme emrinin itiraz dilekçesinin kabulünden sonra tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 62/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur..." hükmüne yer verilmiş ise de içtihatlarda kabul gördüğü üzere takip talebinden sonra takibe geçildiğini öğrenen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği şartı ile borca itirazı geçerli olacağından, takip dosyasından kendisine ödeme emri sonradan tebliğ edilen takip borçlusunun borca itirazının geçerli olduğu ve memur işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine " karar verilmiştir....

      Kaklık Sulama Kooperatifi adına düzenlenen 31.12.2009 tarih 44408- 44409- 44410- 44411- 44412 ve 44413 nolu 2009/23165 takip numaralı ödeme emri ve SS Kaklık Sulama Kooperatifi adına düzenlenen 02.02.2009 tarih 7202- 7203- 7204- 7205- 7206- 7207 nolu 2009/10938 takip numaralı ödeme emirlerinin usulsüz olduklarının ve bu ödeme emirlerinden kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti ile adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline, usulsüz haciz kapsamında maaşından yapılan tüm kesintilerin yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkemece ödeme emri tebliği ile haciz tutanağının usulsüz olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece icra takip dosyasındaki ödeme emrinin usulsüz biçimde tebliğ edilmesi ve aciz vesikasının usulsüz biçimde düzenlenmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklı tarafından dava açılabilmesi için borçlu hakkında yapılmış bir icra takibinin bulunması ve bu takibin kesinleşmesinden sonra alınmış kati veya geçici aciz belgesinin dosyaya ibrazı gerekir. İcra takip dosyasında ödeme emri usulüne uygun yapılmıştır. Alınan aciz vesikasının geçerli olmadığına ilişkin itirazlarda tasarrufun iptaline bakan mahkemece değil usulüne uygun itiraz olduğunda icra mahkemelerince incelenmesi gerekir....

        Dolayısı ile murise yapılan tebliğin usulsüz olduğu hallerde, ödeme emri tebliğ işlemi ile takip dosyasının, muris ve mirasçılar tarafından önceden öğrenildiğine dair dosyada delil bulunmayan hallere asıl borçlu murisin, kendisine yapılan ve usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebliği ile ilgili yasal süresi içerisinde şikayette bulunmadığı kabul edilemeyeceğine göre, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunma hakkı vardır (Yargıtay 34 XX 914/4267 Esas 2015/14383 Karar). Somut olayda, örnek 10 ödeme emri tebliğinden sonra muris borçlu tarafından 20.03.2017 tarihinde icra müdürlüğüne verilen beyanı ile ödeme emri tebligatındaki imzanın kendisine ait olduğu, senetteki parmak izlerinin de kendisine ait olduğu, parmak izi kullandığını ama bazen imza attığını beyan etmiş, alacaklı tarafından asıl borçlu murisin bu tarihte takipten haberdar olması sebebi ile mirasçıların usulsüz tebliği ileri sürme haklarının olmadığı iddia olunmuştur....

        Tebliği çıkaran merci tarafından, Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği için, tebligatın TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre yapılması gerekirken, dağıtıcının kendiliğinden TK.nun 21/2. maddesine göre tebliği yapması kanuna aykırıdır. O halde şikayetçi borçlulara yapılan örnek (10) ödeme emri tebligatı usulsüz olup, mahkemece şikayetin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçluların usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebligat tarihinin düzeltilmesine, buna göre süresinde olan diğer itiraz ve şikayetlerinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          UYAP Entegrasyonu