Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçluya, takibin kesinleşmesinden sonra çıkartılan yenileme emri, takibin kesinleşmesinden önceki sebeplere dayalı olarak yeni bir itiraz hakkı vermez. Borçlu ödeme emri tebliğine karşı şikayette bulunmuş ise de, ödeme emrinin 28/11/2005 tarihinde tebliğ edildiği, 18/01/2006 tarihinde ise menkul haczi yapıldığı ve menkul haczi sırasında borçlunun bizzat hazır bulunduğu görülmekle, ödeme emri tebligatı usulsüz olsa dahi borçlunun tebligattan en geç 18.01.2006 tarihinde haberdar olduğu, öğrenme tarihi itibariyle de süresi içerisinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, ödeme emri tebligatnın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, İİK.'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayetinin kabulü halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin talikine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/10/2022 NUMARASI : 2022/571 ESAS 2022/640 KARAR DAVA KONUSU : Ödeme Emri Tebliğ İşleminin İptali KARAR : Adana 5....

    ,ödeme emrinin tebliği esnasında Tebligat Kanunu'nun uygulanmasına dair yönetmelik hükümlerine uyulmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....

    Buna göre somut olayda ödeme emri tebliğ edilen adresin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olmaması nedeniyle tebligatın usulsüz tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tebligat usulüne uygun yapılmasa dahi muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılır ve karşı taraf takip alacaklısının bunun aksini yazılı ve resmi belgelerle kanıtlaması gerekir. Takip alacaklısı aksini ispat edemediğinden öğrenme tarihinin davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği gibi 02.07.2018 olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir....

    Öte yandan borçlunun zamanaşımı itirazı mahkemenin de kabulünde olduğu üzere İİK.nun 168/5.maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, anılan madde uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirilmelidir. İtiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emri tebliği zorunlu olup, takibi öğrenmiş olması süreyi başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten başlayacaktır. Somut olayda ise borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesinin uygulanma imkanı yoktur....

      İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, usulsüz tebligat şikayetinin reddine, ödeme emri tebligatının usulüne uygun olması sebebiyle haciz kaldırma talebinin reddine, yetki itirazının süre yönünden reddine, faize yönelik itirazının süre yönünden reddine, zaman aşımı şikayetinin reddine karar verilmiştir....

      da usulsüz olduğunun açık olduğunu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi karşısında ölü kişiye yapılan tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesinin mümkün olmadığından ödeme emrinin iptali gerekeceğini kaldı ki ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğinden yenileme işleminin iptali şikayeti hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl davada; ... 3....

        Somut olayda, borçlu adına düzenlenen ödeme emri tebliğ zarfı üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve tebliğ memuru tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işleminin yapıldığı görülmüştür. Ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebliği çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; bu durumda tebliğ memurunun, tebliğ işlemini, TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ve borçlunun sair şikayetlerinin incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Bu nedenle davacının usulsüz tebligat şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı alacaklı tarafından aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla takipte, takibe konu belge suretlerinin ödeme emri ile birlikte gönderilmediğini ve borcun sebebinin gösterilmediğini ileri sürerek İİK 58. ve 61. maddelerine aykırı olarak düzenlenen ödeme emrinin iptalini talep etmiş ise de; Davacının İİK'nın 58, 60 ve 61. maddelerine aykırılık nedenine dayalı şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren yedi günlük yasal sürede ileri sürülmelidir....

          Bu durumda, borçlu ... adına gönderilen ödeme emri tebligatı, usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan, adı geçen borçlu yönünden usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin, şikayet dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi olan 17.10.2015 tarihi olarak düzeltilmesi gerekir. Öte yandan, İİK'nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri gereğince, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar....

            UYAP Entegrasyonu