Hukuk Dairesinin 01/03/2017 tarih 2016/25092 esas 2017/2941 karar) Mahkemece, ödeme emrinin tebliğine ilişkin ilk iade edilen tebligat parçası bulunmadığından TK'nın 21/2 maddesi uyarınca tebligat çıkartılma şartları oluşmadığından yapılan tebligatın usulsüz olduğu kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi isabetlidir. Somut olayda; mahkemece, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak şikayette bulunduğu, şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 05/10/2018 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiğine göre ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme ve icra emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir....
Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için ödeme/icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; kira parasının tespitine ilişikin tespit hükmü içeren takibe dayanak ilamlarda borçlu şirketin vekili varken ödeme emrinin asile tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda, ödeme emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun ödeme emrinin borçlunun dayanak ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emrinin vekile tebliğ suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, ödeme emri tebligatının iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebligatının adreste tanınmadığından bahisle iadesi üzerine TK' nın 35. maddesine göre yapılan tebliğinin usulsüz olduğunu, ayrıca takip dayanağı belgelerin ödeme emrine eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali gerektiğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 18.05.2022 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklılar cevap dilekçesinde; borçlunun banka hesabına haciz konulduğunu, davacının takipten haberdar olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede imzası bulunan şahsın borçlunun hasmı niteliğinde olduğunu, dosya kapsamında bulunan ödeme emri ve 103 davetiyesinin tebligatı hasma yapıldığından usulsüz olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile yapılan icra takibinde ödeme emri tebliğ ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığına ilişkindir. Mersin 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 25.05.2016 tarih, 2016/1844-14808 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında yürütülen genel haciz yolu ile takipte; borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 12.05.2015 olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece; dosya üzerinden yapılan inceleme ile şikayetin kabulüne karar verildiği, kararın temyizi üzerine Dairemizce onandığı görülmektedir....
Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi gerekli olup, usulsüz tebliğ şikayeti yedi günlük süreden sonra yapılırsa icra emri tebliğ işlemi kesinleşir. Somut olayda borçlu vekili tebliğ işleminden 24.09.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, İİK'nun 16. maddesinde öngörülen yedi günlük şikayet süresi geçirildikten sonra, 07.10.2013 tarihinde, Mahkemeye tebliğ işleminin usulsüz yapıldığı şikayetinde bulunmuştur Bu durumda Mahkemece, usulsüz tebliğ işlemi şikayetinin yedi günlük süre içinde yapılmadığı ( bu nedenle icra emri tebliği işleminin kesinleştiği de) nazara alınarak, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi yerine, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
Bu durumda takip tarihi itibariyle fiil ehliyeti bulunmayan borçluya ödeme emri tebliği hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece, kısıtlı adına düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhinde başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda ödeme emri tebliatının usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itirazda bulunduğu görülmektedir.Mahkemenin öncelikle ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayetini incelemesi, tebligatın usulsüz olduğu ve öğrenme tarihine göre İİK'nun 16. maddesinin birinci fıkrasına göre süresinde şikayet yapıldığını tespit etmesi halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi...
etmek üzere 20.02.2020 tarihinde müvekkillerinin tümü bakımından bu şekilde borca itiraz etmek taraflarınca uygun görüldüğünü, her ne kadar müvekkillerinin Süren Sezer ile Avedis Sezer, kendilerine tebliğ edilen ödeme emrini 19.02.2020 tarihinde tebellüğ etmişse de müvekkillerinin T1'e ödeme emri tebliğ edilmediğini, daha sonra 17.03.2021 tarihinde müvekkili T1 bakımından takip, hukuka aykırı olarak kesinleştirilmiş olup; 17.03.2021 tarihinde müvekkil hakkında haciz işlemi gerçekleştirildiğini, dosya ve mezkûr haciz tutanağı üzerinde yapmış olduğumuz tetkikler neticesinde müvekkili T1'e tebliğ edildiği belirtilen ödeme emrinin, usulsüz olarak tebliğ edilmiş olduğu taraflarınca fark edilmiş; hemen akabinde işbu dilekçemiz ile de usulsüz tebligatın ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, hukuki tavsif hakime ait olmakla, borçlunun başvuru dilekçesinde Tebligat Kanununa aykırı olarak yapılan ödeme emri tebliği nedeniyle takibin usulsüz kesinleştirildiğine yönelik icra mahkemesine yaptığı başvurunun, ödeme emri usulsüz tebliği şikayeti olduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun, dilekçesinde ileri sürdüğü usulsüzlüğe bağlı olarak ödeme emrinin iptali isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E.-1991/344 K). Diğer taraftan; TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E. - 1991/344 K.)....