Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'nin 2014/250 esas, 2014/606 karar sayılı ilamıyla boşandıkları anlaşılmaktadır. Aile konutunun hak sahibi tarafından devrine ilişkin tasarruf işlemine rızası gereken eş, işlemin rızası alınmaksızın yapıldığını, konutun bu vasfını devam ettirmesi şartıyla evlilik devam ettiği sürece ileri sürebilir. Evlilik, boşanmayla sona ermekle, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Davacının evliliği boşanma kararı ile sona erdiğine göre, aile konutuna ilişkin hukuki koruma da sona ermiş olup, dava konusuz kalmıştır. Öyleyse davanın esası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmek, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak taktir ve tayin edilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, aile konutu niteliğini haiz taşınmazın cebri icra suretiyle davalıya satışının yapılması durumunda davacının TMK 194. maddesinde yer alan düzenlemeden yararlanıp yararlanmayacağı, burada varılacak sonuca göre davanın reddine karar verilip verilmeyeceği noktasındadır. Türk Medeni Kanunu'nun “Eşlerin hukuki işlemleri” başlıklı 193. maddesi: "Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.” şeklindedir. TMK’nın 193. maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanununun genel teorisi içinde kabul edilmişken, aynı Kanunun 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş ve aile konutu üzerindeki hakların sınırlandıralabileceği kabul edilmiştir....

      Türk Medeni Kanunun 193. hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi tek başına" bir hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir....

      Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın evlilik birliği içinde birlikte edinilen mal rejimi ile ilgili olup birlikte edinilip, edinilmediği, aile konutu olup olmadığı, muvazaanın varlığı ve yokluğu, devreden eş adına tescil şartlarının bulunup bulunmadığının ve buna göre aile konutunun muvazaalı olarak satıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve Türk Medenî Kanununun 194 ve devamı maddeleri uyarınca aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 2. Aile Mahkemesi ise, dava dilekçesi içeriğinde Türk Medenî Kanunun 2....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhinin Terkini - Müdahalenin Meni - Aile Konutunun Tahsisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; aile konutu şerhinin terkini, müdahalenin meni ve aile konutunun tahsisine ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi....

          III hükmüne göre aile konutunun mülkiyeti eşlerden birine ait ise aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan diğer eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Görüldüğü üzere aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesinin istenebilmesi için aile konutunun mülkiyetinin eşlerden birine ait olması gereklidir. Üçüncü kişinin tapu kaydına ise aile konutu şerhi konulamaz. (Emsal karar: GENÇCAN-Mal Rejimleri Hukuku, Ankara-2007, s. 228) Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

              Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer, diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların Mersin 2. Aile Mahkemesinin 2017/499 esas, 2018/474 karar sayılı ilamıyla boşanmalarına hükmedildiği ve boşanma kararının 17.09.2018 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "Karar verilmesine yer olmadığına" dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini, dava tarihi itibarıyla tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer. Ancak aile kotu ile ilgili malik olmayan eş yararına getirilen koruma, malik eş sağ iken başlayıp (TMK m. 194), malik eşin ölümünden sonra da devam etmektedir. Davalı eş 19.11.2015 tarihinde vefat etmiş, mahkemece 17.06.2016 tarihli kararla davalı eş ...'nun vefat etmesi sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiş, Dairemizin 05.04.2018 tarihli 2016/25711 esas 2018/4649 karar sayılı ilamı ile hüküm onanmıştır....

                  Davacı, rızası dışında aile konutu üzerine ipotek konulduğunu, bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine aykırı olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı kadın tarafından istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince verilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Evlilik, sadece boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer....

                    UYAP Entegrasyonu