Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 193. maddesi ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerler olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "Aile birliğinin" korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Hukuk Genel Kurulunca da, eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunun devredilemeyeceği ve aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılmayacağı benimsenmiştir (HGK. 15.4.2015 gün, 2013/2-2056 esas, 2015/1201 karar). 4721 Sayılı TMK'nun 705/1. maddesinde ise; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur....

    Evlilik, boşanma yahut iptal kararıyla sona ermiş ise Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden tarafların 19.8.2021 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "Karar verilmesine yer olmadığına" dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekir....

      istenmesini, aile konutunun emsal değerlerince bilirkişi tespitli olarak tazminatını talep ettiğini, aile konutunu planlı sattırıp aile konutuna haksız kazanç ile piyasa rayiç bedelince hesaplanmasını talep ve dava etmiştir....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadının kabul edilen davası yönünden boşanma hükmünün taraflarca temyiz itirazlarının kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiğinin, evliliğin boşanmayla sona erdiğinin, evlilik sona erdiğinde, davaya konu taşınmazın aile konutu niteliğinin de ortadan kalktığının, bu nedenle aile konutunun özgülenmesi talebinin de konusu kalmadığının, ayrıca feragatin anında kesin hükmün sonuçlarını doğurduğunun ve şekli anlamında kesinleşme söz konusu olmayacağının, bu bağlamda feragat tarihine göre üç yıllık süreninde dolduğunun, anlaşılmasına göre, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tüm dosya kapsamından; mahkemece hükme esas alınan tanık ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Üzerine Konulan İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca açılmış, aile konutunun tapu kaydı üzerine diğer eşin istemiyle konulmuş ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup; nispi harca tabi ve alınması gerekli peşin karar ve ilam (nispi) harcının ipotek akit belgesinde gösterilen bedel üzerinden alınması gerekir. Mahkemece, dava değeri olarak gösterilen bedel ipotek bedelinden az olduğundan; davacıya eksik harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca süre verilmiş; verilen süre içinde harç tamamlanmamıştır....

            Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların 25.05.2018 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 1.630.00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'...

              Davacı kadın aile konutunun rızası dışında davalı eşi tarafından diğer davalıya devredildiğinden bahisle Türk Medeni Kanununun 194 maddesi uyarınca tapu kaydının iptali ile davalı eşi adına tescilini talep etmiş, mahkemece kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davacının davasının kabulü ile satışın “ muvazaa” nedeniyle iptaline, ve yeniden davalı ... adına kayıt ve tesciline karar verildiği halde, hükmün gerekçesinde: Türk Medeni Kanununun 194/2 maddesi gereğince satışın hukuken geçersiz olduğundan bahisle kadının davasının kabul edildiği belirtilerek, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m. 298/2). Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir....

                Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Evlilik, sadece boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer. Aile konutu ile ilgili malik olmayan eş yararına getirilen koruma malik eş sağ iken başlayıp (TMK m. 194), malik eşin ölümünden sonra (TMK m. 240,652) da devam eder. Geçerli bir işlemin olmadığının kabul edildiği hallerde, malik olan eşin ölümünün bu işleme hukukilik kazandırması düşünülemez. Malik olmayan eşin bu davayı açmaktaki hukuki yararının malik eşin ölümünden sonra da devam etmekte olduğu açık olduğundan evlilik ölümle sona erdiğinden bahisle davanın konusuz kaldığını söylemek de mümkün değildir (YHGK esas 2017/2-2906, karar 2017/1723, tarih 13.12.2017)....

                  Davalı banka tarafından hükmün istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince; davalı banka vekilinin cevap dilekçesinde, davacıdan muvafakatname alındığını beyan ettiği, dolayısı ile dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu iddiasının banka tarafından kabul edildiği ancak davacının beyanı ve tanık beyanlarından karı koca tarafların dava tarihinden önce evden taşındıkları dolayısıyla dava konusu taşınmazda aile konutu olarak oturmadıklarının anlaşıldığı, bu durumda dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle aile konutu olarak kullanılmadığı gerekçesiyle, davalı bankanın istinaf talebinin kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.”...

                    Öyleyse, mahkemece 06/05/2013 havale tarihli Fen bilirkişinin raporuyla dava konusu kaşınmaz üzerindeki yapılardan hangisinin aile konutu olarak kullanıldığının tespit edildiği de dikkate alındığında, mahkemece belirlenen aile konutunun bulunduğu bölümle sınırlı olacak şekilde tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre, davacının diğer, davalı ...'in ise tüm tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 1.630 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak Nazmiye'ye verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.09.2018(Salı)...

                      UYAP Entegrasyonu