"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Olduğunun Tespiti- Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Evlilik 31.01.2003 tarihinde ölümle sona ermiştir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca aile konutunun tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulabilmesi evlilik birliği devam ettiği sürece mümkündür. Toplanan delillerle, davaya konu taşınmazın davacının eşi, davalıların da babaları olan ortak mirasbırakanları ....'dan kaldığı, davacı ile mirasbırakan Muzaffer tarafından aile konutu olarak kullanıldığı kanıtlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, nafakalar, velayet ve aile konutunun özgülenmesi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı kadının harcı verilerek usulüne uygun olarak açılmış Türk Medeni Kanununun 197/2. maddesine dayalı bağımsız bir davası ya da karşılık davası bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca boşanma hakkındaki hükmün kesinleşmesine kadar bu konuda tedbir kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanunu bu düzenleme ile eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve kullandıkları bu eşyalar ile ilgili olarak sağ kalan eşe mal rejimi hükümleri dışında mirastan bir takım haklar tanımıştır. Mal rejimi ne olursa olsun, sağ kalan eşe tereke malları arasında bulunan aile konutu ve ev eşyaları üzerinde yasal miras payına mahsuben mülkiyet ..., eğer haklı nedenler varsa mülkiyet yerine oturma veya intifa hakkını isteme olanağı getirmiştir. Ancak bu özgüleme ve alım ... bedelsiz değildir. Eğer eşin mirastan payına düşen miktar aile konutunun değerini karşılamıyorsa, eş miras payı dışında kalan aile konutunun değerini ödeyerek onun mülkiyet hakkını talep edebilecek, bakiye değeri ödeyecek gücü yok ise aile konutu üzerinde intifa veya oturma ... talep edebilecektir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir....
Türk Medeni Kanununun madde 193. hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun madde 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte, 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi, yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunun 168. maddesi uyarınca "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." Mahkemece, davacı kadının dava tarihi itibari ile yerleşim yerinin ve tarafların son altı aylık müşterek konutunun...olduğu davacı kadının dava tarihi olan 30.10.2014 tarihinden sonra 04.11.2014 tarihinde yerleşim yerini....'a taşıdığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Oysa dosya kapsamına göre dava tarihinin 12.11.2014 olduğu ve 12.11.2014 tarihinde vekalet harcının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı kadın dava tarihinden önce yerleşim yeri adresini....'...
Türk Medeni Kanununun 193. maddesi ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin” korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Hukuk Genel Kurulunca da, eşlerden birinin diğer eşin açık rıza bulunmadıkça aile konutunun devredilemeyeceği ve aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılamayacağı benimsenmiştir. (HGK. 15.4.2015 gün, 2013/2-2056 esas, 2015/1201 karar)....
Bozma ilamında belirtilen gerekçelerle sağ kalan eşin dava açarak taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararı var ise de; murisin kızı olan davacı ...'nin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 240. ve 652. maddelerinde yer alan düzenlemelere göre miras hakkına mahsuben aile konutunun mülkiyetini isteme hakkı münhasıran sağ kalan eşe tanınmıştır. Mahkemece hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile verilen temyize konu ret hükmü davacı ... yönünden usul ve yasaya uygundur. Ancak ilk inceleme sırasında bu hususun gözden kaçırılarak her iki davacı yönünden temyiz itirazları kabul edilerek hükmün bozulduğu, ancak davacı ... yönünden temyiz isteklerinin reddi ile hükmün onanması gerektiği anlaşılmakla, davalının karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir , Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yeni Şerhler; Vedat Kitapçılık, İstanbul 2007, Birinci Basıdan İkinci Tıpkı Bası, s. 41-42)....
Öncelikle, aile konutunun 743 sayılı TMK.nun 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde mi yoksa 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra mı alındığı saptanmalı, dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı ile araca ilişkin trafik kaydının bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulmalı, gelen kayıtlara göre mal rejimi dönemi (türü) belirlenmeli, edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkin bulunduğunun saptanması halinde istek gözetilerek somut olayda TMK.nun 240.maddesinin değerlendirilmesi düşünülmelidir. Bu bakımdan istek, Türk Medeni Kanununun 652. maddesine değil, aynı Yasanın 240. maddesine dayandığına göre, Türk Medeni Kanununun, üçüncü kısmı hariç ikinci kitabından (TMK.118-392) kaynaklanmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesi gereğince aile mahkemesi görevlidir....