gerekirken onaylanmadığını, gemi jurnalinde deniz ödüncü senedi kaydı bulunmadığını, ... isimli yatın senedin düzenlendiği 05.05.2003 tarihinde...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İnceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Tüketim ödüncü 6098 sayılı TBK'nın 386. maddesinde; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. TBK'nun 392. Maddesine göre;" Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir."...
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/I bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri de alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin salt kişisel tüketim amacından söz edilemeyeceği, bu amacın tüketim ihtiyacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesini birlikte kapsayan karma bir sözleşmedir. Bu sözleşmede arsa sahibinin tek amacı kullanmak için konut ihtiyacını gidermek değildir. Başlıca amaçlarından birisi de arsasına değer katacak yapının inşaa edilmesidir. Bu durum, 6502 sayılı Yasada açıklanan tüketicinin amaçlarından farklıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Dava, ... sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptâli istemine ilişkindir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan ... ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bir başka deyişle yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır....
Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun yasanın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkileri de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.2.2003 gün ve 2003/15-127 E., 2003/102 K. sayılı kararında bu husus belirtilmiştir. Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle yerel mahkemece görevsizlik kararı yerine esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, tüketim ödüncü iddiasına dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı vekili, davalının banka hesabına tüketim ödüncü olarak para yatırdığını iddia etmiş, davalı vekili ise savunmasında, davalıyla aralarında her hangi bir ödünç sözleşmesi olmadığını, davacının hesabından kendi hesabına gönderilen paranın davacının eski eşi Murat Can tarafından davalının babası Ahmet Taşkaya'ya borç olarak verildiğini, ödünç sözleşmesinin taraflarının bu kişiler olduğunu, davacıya her hangi bir borcu olmadığını, olaya ilişkin olarak davacı hakkında tefecilik suçundan dolayı ceza yargılaması yapıldığını savunmuştur....
Tüketim ödüncü 6098 sayılı TBK'nın 386. maddesinde; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı TBK'nın 555. vd. maddelerinde havale düzenlenmiş olup, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, havale kural olarak bir borcun ödenmesi için yapılır. Bu karinenin aksini yani havalenin borç ödemek dışında yapıldığı havale yapanın kanıtlaması gerekir. Davacının, 12/11/2018 tarihinde " 10 günlüğüne verilen emanet" açıklaması ile 100.000,00- TL parayı banka EFT'si ile davalıya gönderdiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı bu paranın açıklamada yer alan şekli ile emanet gönderdiğini, davalı ise paranın davacının işvereninin eşine olan borcunun ifa edildiğini ileri sürmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.03.2011 gününde verilen dilekçe ile eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 20.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava BK’nun 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.11.2009 gününde verilen dilekçe ile eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 21.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava BK’nun 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/54 Esas KARAR NO : 2018/82 DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/01/2017 KARAR TARİHİ : 30/01/2018 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, davalı şirketin işyerinde kullanılmak üzer emüvekkili şirket ile aralarında enerji satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalı şirketin işyerinde elektrik enerjisi kullanmaya başladığını, davalı şirketin ... abone numaralı işyerinde kullandığı elektrik enerjisine ait 3.862,93 TL borcu bulunduğunu, kullandığı elektrik enerjisi tüketim bedelini müvekkili şirkete ödemediğini, söz konusu bedeli ödeme niyetinin de bulunmadığını, borç tutarına bu güne kadar işlemiş geçikme zammı ve faizin uygulanması gerektiğini belirterek davalarının kabulü ve şimdilik 3.862,93 TL nin yıllık %16,80 gecikme zammı, KDV ve faizi ile birlikte...