Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa, açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (İİK m. 72/6). Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat, manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılardan ..., davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını, diğer davacı...’ın da kefil olduğunu ve aynı zamanda kullanılan kredi için 10.000 TL nakti teminat verdiğini, kredi taksitleri ödenmeyince davalı bankanın ilkin icra takibine geçtiğini, daha sonra kredi borcunu verilen nakti teminattan fazla olarak kesinti yaparak tahsil ettiğini bildirerek fazlaya dair haklar saklı olmak üzere 1.000.TL’nin istirdadı ile 6.500 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

    e yönelik olarak açtığı istirdat talebi bakımından istirdat talebinin ancak ödeme yapılan kişiye yöneltilebileceği, davacı tarafından icra dosyasında ...'e değil diğer davalıya ödeme yaptığı, bu nedenle istirdat talebinin yerinde olmadığı, ancak davacının davalıya yönelik menfi tespit isteminin ise yerinde olduğu, söz konusu senet nedeniyle davacının adı geçen davalıya borçlu olmadığı, davalı ...'na karşı açılan menfi tespit ve istirdat istemi bakımından ise senet borçlusu davacının öncelikle senedi elinde bulunduran hamilin iyiniyetli hamil olmayıp, bonoyu iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlaması gerektiği, dosyada bu yönde delil bulunmadığı, bu nedenle adı geçen davalıya karşı açmış olduğu davasını ispat edemediği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı tara- fından yayınlanan “Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk” isimli kitapta menfi tespit ve istirdat davalarında arabuluculuğun dava şartı olduğu görüşüne yer verilmiştir. Menfi tespit davası HMK 106. ve İİK 72. maddesinde düzenlenmiş özel bir tesbit davası türüdür. Bu davalarda bir miktar paradan borçlu olunmadığının tespiti talep edilmekte davalar sonucunda da borçlu olunmayan kısımla ilgili olumsuz hüküm kurulmaktadır. Bu hüküm taraflar arasında kesin hüküm teşkil etse de ifa imkanı tanımayan bir tespit hükmü niteliğindedir. TTK’nın 5/A maddesi bir miktar paranın ödenmesi, alacak ve tazminat taleplerinin dava açılmadan önce arabulucuya tabi olduğuna amirdir. Gerek HMK 106 ve gerekse İİK 72. Mad- desinde belirlenen menfi tespit davaları yukarıda belirtildiği gibi ifa hükmü içermeyen olumsuz tespite yönelik davalardır....

        Dava, davalı ... şirketinin ödemek zorunda kaldığı tazminat bedelini, sigortalısı olan davacı aleyhine alkol nedeniyle rücu istemiyle başlattığı icra takibine ilişkin olarak davacının borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) ile davanın devamı sırasında ödenen bedellerin istirdatı istemine ilişkindir. Davacı taraf, menfi tespit ile birlikte alacağın tahsili halinde istirdadına ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiş; davanın devamı sırasında, davalının başlattığı icra takibi kapsamında, ödeme yaptığını belirterek bu bedel için istirdat kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacı tarafın talebinin yerinde olduğu sonucuna varılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile davacının ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1330 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takip konusu alacak sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

          Dava, haksız haciz nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davasıdır. Davacının esas dava olan borca yönelik menfi tespit davasını Ticaret Mahkemesinde açtığı ve davanın bu mahkemece karara bağlandığı, hal böyle olunca Yargıtay 11. HD'nin 21/09/2021 tarih ve 2020/3225-2021/5621 E/K sayılı kararında da belirtildiği gibi, HMK. 399/2 Maddesi gereği haksız ihtiyati haciz nedeniyle açılacak davalarda görevli mahkemenin esas hakkında davanın karara bağlandığı mahkeme olduğundan görevli mahkeme Samsun Asliye Ticaret Mahkemesidir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 6100 sayılı HMK'nın 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/09/2022 Başkan... Üye... Üye.. Katip......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 70. maddesi gereğince, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti tarafından verilen kararın itirazın iptali isteğine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28.11.2013 tarih ve 28835 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı kanunun 87. maddesi uyarınca yayımından itibaren 6 ay sonra yürürlüğe girmiştir....

              Davacı, aleyhine yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmış; 3.1.2006 havale tarihli dilekçesi ile de takip nedeniyle ödemek zorunda kaldığı meblağın istirdatını talep etmiştir.Mahkemece davacının borçsuzluğunun sabit olduğuna ve ilamın ibrazı ile eski hale getirme istenebileceğine dayanılarak davacının istirdat talebine yönelik hüküm kurulmadığı görülmüştür.Davacının davasını menfi tespit davası olarak açtığı, yargılama sırasındaki ödemeler nedeniyle talebini istirdat olarak yinelediği ve mahkemece takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür.Mahkemece dava konusu takip nedeniyle yapılan ödemelerin istirdatına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu konuda karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                Mahkemece, davacı tarafından açılan menfi tespit davasının ödemeyle birlikte istirdat davasına dönüştüğü, İİK’nın 72/4. maddesine göre menfi tespit davalarında yetkili mahkeme icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ya da davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davalı aleyhine icra takibi yapılmadığı, davalının adresinin ... olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 18.12.2018 tarihli ve 2017/3- 1526 E., 2018/1948 K., sayılı kararında da benimsenmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu