Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- )Davacı vekilinin yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 352. maddesi uyarınca REDDİNE, 2- ) Davacı vekilinin menfi tespit, istirdat ve icra takibinin iptali istemine ilişkin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının menfi tespit, istirdat ve icra takibinin iptaline ilişkin kararının (Hüküm fıkrasının 2,3,4,5,ve7.bentlerinin) KALDIRILARAK, dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, diğer bentlerin aynen muhafazasına, 3- ) Peşin olarak alınan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye irat kaydına, 4- ) Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebi için peşin olarak alınan 54,40 TL istinaf karar harcının hazineye irat kaydına, 5- ) Davacının menfi tespit, istirdat ve icra takibinin iptaline yönelik istinafı için peşin olarak alınan 163,20 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 6- )Davacının istinaf aşamasında...

Mahkememizce yapılan incelemede; TTK'nın 28/03/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik MADDE 5/A- maddesinin'' Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır'' şeklinde düzenlendiği, böylece 01/09/2023 tarihinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davaları bakımından da dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının zorunlu hale geldiği, davacı vekilinin 22/09/2023 tarihinde açtığı davada, dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığını beyan ettiği görülmekle davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine ve mahkememizce verilen tedbir kararının HMK 397/2 uyarınca karar kesinleşinceye kadar devamına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat ve haksız haciz nedeniyle manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 19/03/2015 gün ve 2014/5199-2015/3419 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine 16/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. .......

      Menfi tespit davaları ile davacı, borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminat ödenmesi istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabulucuya başvurma şartı aranması, kanunun açık ifadesine aykırı olacaktır. Diğer taraftan alacaklının arabulucuğa başvurma zorunluluğu olmadan takip başlatması mümkün iken, borçlunun açtığı menfi tespit davasında arabulucuğa başvurulmasının dava şartı sayılması amaca uygun düşmeyeceği gibi, borçlunun menfi tespit davasından önce arabulucuya başvurma zorunluluğunun kabulü halinde, borçlunun İİK'nun 72. maddesinde menfi tespit davasında öngörülen tedbirden yararlanması imkanı ile ilgili gecikme ve sakıncalar da sözkonusu olabilecektir....

      DELİLLER ; 05/10/2023 tarihli ara karar ile 28/3/2023 tarihinde kabul edilip 05/04/2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan .... nolu ... ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 31. maddesindeki " 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. " hüküm ele Türk Ticaret Kanununun " Dava şartı olarak arabuluculuk " başlıklı 5/A maddesinin 1. fıkrasının " Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. " şeklinde değiştirilerek menfi tespit davalarından önce arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı haline getirilmesi, aynı Kanununun 43. maddesine göre bu değişikliğin 01/09/2023 tarihinde...

        Menfi tespit davası borcun ödenilmesinden önce açılır. Borç ödendikten sonra menfi tespit davası açılmasında borçlunun hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit davası borcun ödenilmesinden sonra açılamaz. Borç ödendikten sonra açılacak dava istirdât davası olup, bu davanın da İİK'nın 72/VII. maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeble kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz....

          nin lehdarı bulunduğu 30.09.2014 keşide tarihli ... seri nolu 40.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve menfi tespit davasına konu olan diğer iki çek ile ilgili bedelin tahsil edilmesinden dolayı istirdat davasına dönüştüğünden 80.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava; taraflar arasında akdedilen araç satış sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Dosya içeriğinden; davanın açılmasından sonra davalı şirketin iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.'nun 194. maddesinde "Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir" hükmü yer almaktadır. Dava, davalı şirketin yargılama aşamasındaki iflası nedeniyle kayıt kabul davasına dönüşmüştür....

            Mahkemece, iddia, savunma toplanan deliller ve benimsenen 01.06.2011 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; davacıya ait mevduat hesabındaki 356.443.25 TL'nin icra dosyasına aktarılması yönündeki davalı taraf talebinin haksız olduğu, dava konusu senedin teminat senedi olup, davacının dava konusu senetten dolayı borçlu olmadığı, davalıların haksız ve kötü niyetle senedi takibe koyarak davacıya zarar verdikleri, davacının mevduat hesabından aktarılan para nedeniyle 13.535.07 TL faiz kaybı olduğu, davacının kredi kullandığı bankaya ödemeyi geç yapmasında davalıların bir kusurunun bulunmadığı, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacının menfi tespit talebinin kabulüne, davacının bankadaki parası üzerine konulan tedbir nedeniyle 13.535.07 TL faiz kaybının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, diğer zarar ve faiz talepleri ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece, toplanan delillere göre davacının sübut bulmayan menfi tespit davasının ve davalının tazminat talebinin reddine, birleşen davada davacının itirazın iptali davasının kabulüne, davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalının takip konusu alacağın % 40’ı oranında tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm davacı- birleşen dosya davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı ...’in davalı banka aleyhine açtığı asıl davaya ilişkin davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi sonunda, 01.03.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giden Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 44/1. maddesi “bu kanunun uygulanmasıyla ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. ve 23. maddesi hükümleri uygulanır.”...

                -YTL.ye yönelik menfi tespit ve istirdat talebinin reddine, davacının koşulları oluşamayan tazminat talebinin reddine, davalı yararına % 40 (2.300.-YTL.) tazminat verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Dava, İİK.nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup, dava tarihi itibariyle borçlu olunup, olunmadığı incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Somut olayda dava açıldıktan sonra icra takibine girişilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yargılama sırasında girişilmiş olan icra takip tarihine kadar hesaplama yapılmış ve mahkemece bu rapora göre hüküm kurulmuştur. Bu yönler davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği kuralına aykırılık oluşturur....

                  UYAP Entegrasyonu