Dava tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ‘Perakende Satış Sözleşmesi’ başlıklı ikinci bölümünü 5. ve devamı maddelerinde, perakende satış sözleşmesi başvurusu, kapsamı, sözleşmenin imzalanması, sözleşmenin taraflarının hak ve yükümlülükleri ile sözleşmenin süresi, sona ermesi düzenlenmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunla tüketiciler ile satıcı ve üretici firma arasındaki mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması görevi tüketici mahkemelerine verilmiştir. Dava devremülk satışından kaynaklanmaktadır. Sözleşmenin niteliği ve taşınmaz sayısı itibarıyla davacı yönünden, 6502 sayılı Kanunda öngörülen tatil amacı bulunmayıp, kâr amacı bulunduğu anlaşıldığına göre uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece, taraflar arasında 05.09.2015 tarihinde devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşme tarihi itibariyle 6502 sayılı yasanın yürürlükte olduğu, 50.maddenin 9.fıkrasına göre devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı düzenlendiği, davacı tarafın sözleşmenin iptali için dava açtığı, henüz devir veya teslim olmadığı, ayrıca 50.maddenin 6.fıkrasına göre tüketicinin 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkı düzenlenmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞME KONUSU” başlıklı 2. maddesinde 'İş bu sözleşmenin konusu; satıcı mülkiyetindeki ... ili, ... ilçesi, ... mevkii, 1. Pafta 978 parselde kayıtlı arsa üzerinde inşa edilmekte olan “... ......
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2021 NUMARASI : 2021/852E. 2021/1122 DAVA KONUSU : Satıcının Açtığı Menfi Tespit KARAR : İSTANBUL ANADOLU 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ'nin 29/09/2021 tarihli ve 2021/852 E. 2021/1122 K. sayılı dosyasında verilen karar; davacı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....
ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2020/68 ESAS, 2020/159 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasında görülen menfi tespit davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....
İNCELEME VE GEREKÇE: Asıl dava -----üyesi olan davacının,----- olmadığının tespiti istemiyle açtığı menfi tespit davasıdır....
Tüketici Mahkemesi ise, uyuşmazlığı doğuran hukuki ilişkinin haksız fiilden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/01/2020 NUMARASI : 2019/56 ESAS - 2020/4 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Adana 1. Tüketici Mahkemesinin 07/01/2020 tarih ve 2019/56 Esas, 2020/4 Karar sayılı hükmüne karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde; DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacının dava dışı Gökçe Kılıç ile davalı banka arasında imzalanan krediye kefil olduğunu, kredi taksitlerinin vadesinde ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından dava dışı Gökçe Kılıç ve kefil sıfatı ile davacı hakkında Adana 2. İcra Müdürlüğünün 2012/7757 sayılı dosyası ile takip başlattığını, asıl borçlu hakkında sonuçsuz kalan bir takip bulunmaması nedeniyle kefiller hakkında icra takibi yapmanın yürürlükte bulunan 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı yasanın 10/3 maddeleri uyarınca mümkün olmadığını bildirerek Adana 2....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 08/03/2022 NUMARASI: 2022/144 2022/166 DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkememesince : "... Somut olayda açılan davanın, davalı sigorta şirketinin kendi sigortalısına rücu hakkına dayalı olarak açmış olduğu icra takibi nedeni ile menfi tespit davası olduğu, taraflar arasındaki sigorta ilişkisinin tüketici işlemi mahiyetinde bulunduğu anlaşılmakla davanın Tüketici Mahkemesi'nde görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Ada,... nolu Parselin7/10920 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, bakım aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları, gayrimenkulün teslimi sonrası işletilmesi ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar.' şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir....