Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 6.700,00 TL'nin 13/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır.Anılan Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise, tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi...

    Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarih ve 2017/198-2017/5526 E-K sayılı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesinin 14.03.2017 tarih ve 2017/226-2017/208 E-K sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup ticari kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. Bu nedenle, davacılar miras bırakanı tüketici olup, davalı sigorta şirketi ile arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğunun anlaşılmasına göre, 6502 sayılı yasa kapsamında kalan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Emeklilik A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dava tarihinden önce (28.05.2014 tarihinde) yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un geçici 73. maddesinde; "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir" ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonucunda; davacıların davasının reddine dair verilen kararın davacılar vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacılar vekilinin itirazının kabulü ile davanın kabulüne dair verilen 12/07/2019 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. K A R A R Davacılar vekili 11.12.2018 tarihli Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; davacıların murisi müteveffa-sigortalı ...'ın ......

          Sigorta Tahkim Komisyonunca, tüm dosya kapsamına göre talebin kabulüyle 15.000 TL’nin 07.03.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 14.06.2007 tarih, 26552 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasına göre, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir.” Temyize konu karar, anılan Yasa’nın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklı rizikonun gerçekleşmesi üzerine açılan alacak davasıdır. Poliçenin tanzim edildiği ve rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 1435. maddesiyle, sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü düzenlenmiştir. Sigorta hukukuna ilişkin genel düzenleme mahiyetinde olan bu hüküm, hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. 6102 sayılı TTK'nun 1435. maddesinde "Sigorta ettiren, sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir....

            Bunun yanında Kanun'un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Somut olayda; davacılar vekili, davacıların murisinin vefat ettiğini belirterek, muris ve davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen hayat sigortası poliçesi kapsamında,... için 16/08/2011 tarihinde ödenmesi gereken 94.833,75TL'nin, ... için 31.611,25TL'nin 16/08/2011 tarihinden 16/04/2020 tarihine kadar değişik oranlarda TCMB avans faiz oranı ile tespit edilerek tahsilini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı davacıların murisi ile yaptığı hayat sigorta sözleşmesidir....

              Davalı vekili; husumet itirazında bulunmuş ve bankaların tüketici kredisi kullanan müşteriye Hayat Sigortası yapma yükümlülüğü bulunduğuna dair herhangi bir hükmün yer almadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; konut kredisi sözleşmesinde hayat sigortasının süresinin dolumundan itibaren davalı banka tarafından kendiliğinden yenileneceğine dair bir hüküm bulunmadığı, murisin hayat sigortası bitiş tarihi olan 11/05/2014 tarihinden sonra ölmesi nedeniyle ölüm tarihi itibariyle bir hayat sigortasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın esastan reddine karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili; davacının babasının çektiği banka kredisi nedeniyle 28/07/2008 tarihi itibariyle hayat sigortası yaptırdığını ve 27/12/2009 tarihinde vefat ettiğini belirterek fazlaya dair olan hakları saklı kalmak kaydıyla Uzun Süreli Kredi Hayat Sigortası Poliçesi Kapsamında Vefat ve Maluliyet teminatı karşılığı 9.000,00 TL'nin vefat tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu