Limited şirket ortağı ve kanuni temsilcisi olan davacı adına 213 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davada, incelemenin dava konusu ödeme emrine münhasıran "borcun olmaması" kapsamında yapılması gerekirken, "borcun bulunmaması" kapsamının şirket adına yapılan tarhiyat aşamasına kadar genişletilerek ve şirket borcunu da ortadan kaldıracak şekilde değerlendirilmesi suretiyle tesis edilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık ortağı olduğu limited şirketin vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla 213 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca davacı adına düzenlenen ödeme emrine ilişkin bulunmaktadır....
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 08/03/2021 KARAR TARİHİ : 03/11/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ile davalı şirket yetkilisi ...n 1999 Yılında evlendiklerini ve evlilik birliktelikleri devam ederken davalı şirketi kurduklarını, sonrasında ise 08/06/2018 tarihinde boşandıklarını, boşanmadan sonra tarafların bir arada çalışmaları mümkün olmayacağından davacı adına kayıtlı bulunan davalı şirket hisselerinin şirket yetkilisi Kemal Kutlugün'e devri hususunda anlaştıklarını ve boşanma ilamında da bu hususu karar altına aldıklarını, müvekkilinin 21/06/2019 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi ile şirket hisselerini 20.000,00 Tl bedel mukabilinde davalı şirket yetkilisi ve diğer ortak Kemal Kutlugün'e devrettiğini...
TTK'nun 621/h maddesi uyarınca bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması istemiyle mahkemeye başvurulabilmesi için, şirkette temsil edilen oyların en az 2/3'ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması şart koşulmuştur. Eş söyleyişle TTK'nın 640/3. maddesi uyarınca haklı sebeplerle ortaklıktan çıkarılabilmesi davasının açılabilmesinin ön şartı TTK'nın 621/h maddesi uyarınca usulüne uygun olarak alınmış genel kurul kararıyla mümkündür (Yargıtay 11 HD, 08.02.2016 trh, 2016/24-1120 E.K sayılı ilamı) Haklı sebeple ortaklıktan çıkarma için limited şirket tarafından mahkemeye başvurulmadan önce limited şirket genel kurulunda TTK'nın 621/1-h maddesi uyarınca ve nitelikli çoğunluk tarafından bu kapsamda bir kararın alınması dava şartı olup, bu yöndeki talebin dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir....
Zira bu tür durumlarda başkasının yönetimi altında bir iş organizasyonu içerisinde başkasının emir ve talimatlarına bağlı olarak çalışma söz konusu olmayacaktır, şu halde, limited şirket müdürü işçi sayılamayacağı gibi limited şirkette sembolik bir paya sahip olmayan ve TTK'nun 536/2. maddesi veya ana sözleşmeye göre kendi iradesi dışında kararların alınmasını engelleyebileceği paya sahip olan ortaklar işçi sayılmayacaktır. Bütün olarak yapılacak değerlendirmede şirket ortağına kazanç payını aşan miktarda bir ücretlendirme yapılması da ortağın işçi sayılmasına engel teşkil edecektir. Ortak için Sosyal Güvenlik kuruluşlarına prim yatırılmış olması o kişinin işçi sayılmasını gerektirmez; zira prim ödenmesi ile iş sözleşmesinin kurulmuş olduğundan söz edilemez. Böylece limited şirket müdürleri işçi sayılamayacak ise de müdür olmayan limited şirket ortağı sembolik ve alınacak kararları etkilemeyecek paya sahip ise işçi sayılabilecektir....
Müvekkil, ortaklığın başladığını, tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişine ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığı gibi, karın dağıtımının yapılamadığını, şirketin bilançoları göstermediğini, davalı şirket, faaliyet konusundan uzaklaşmış sürekli zarar etmiş, mal varlığı israf edildiğini, müvekkili sigorta primleri ödenemediğini, bağ kur borçları bu şirket yüzünden biriktiğini, şirket üzerine şirket borçlarından dolayı icra takipleri başlatıldığını, bu durum müvekkilin aile birliğini tehdit eder konuma gelmiş eşiyle arasında problemler olmaya başladığını, ayrıca limited şirket faaliyeti tamamen durduğunu, şirketin ticaret siciline kayıtlı adresinde olmadığı müşahade ettiğni, Limited şirketin ortaklık mevcudu kalmadığını, şirket ortaklığından ayrılmak isteyen müvekkili diğer ortağa bir türlü ulaşamadığını, ortaklar arasında güven ilişkisi sona ermiş ve sürekli güvensizlik ortamı oluşmadığını, diğer ortak kendi kusurundan kaynaklı şirketin kuruluş gayenin gerçeklemesinde hukuki ve ekonomik...
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının limited şirket ortaklığından çıkma davasının KABULÜNE; Davacı ...’nın (T.C.No:...) İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı ......
DEKORASYON İNŞAAT SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ'nin ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde ...... sicil nosunda kayıtlı TASFİYE HALİNDE ....... İNŞAAT TURİZM TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ'nin Bakırköy ....... Tüketici Mahkemesinin ...... Esas sayılı dosyasındaki işlemlere münhasır olmak üzere TTK 547. maddesi uyarınca tüzel kişiliklerinin ayrı ayrı İHYASINA, 2-Tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru davalı ...'...
GEREKÇE : Dava; davacının limited şirket ortaklığı süresince 1479 sayılı Yasa kapsamında değil, 506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/1- a bendi kapsamında sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Dava, limited şirket ortaklığı nedeniyle 31.10.1996 Tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilen davacının aynı tarihten itibaren ortağı olduğu şirkete ait iş yerinde 506 sayılı Yasa ile 5510 sayılı Yasa’nın 4/1- a bendi kapsamında geçen sigortalı çalışmalarının geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun 24/I-d maddesine göre, “Limited Şirketlerin Ortakları” Bağ-Kur sigortalısı sayılmışlardır. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4/b-3 maddesine göre de "Limited Şirketlerin Ortakları” aynı kapsamda sigortalı sayılmışlardır....
Ceza Dairesi 2020/2394 E. , 2021/6382 K."İçtihat Metni" 23.06.2021 tarih ve 31520 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.07.2021 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararının II/1-a maddesi gereğince 16. Ceza Dairesi numarasının 3. Ceza Dairesi olarak değiştirilmesine, bu dairelerin arşivlerinde bulunan dosyalarının yeni Daire numaralandırma işlemlerinin UYAP bilişim sistemini üzerinden yapılmasına karar verilmiş olup, iş bu dosyanın 01.07.2021 tarihi itibariyle 3. Ceza Dairesine devrine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar verildi....
Ceza Dairesi 2020/6382 E. , 2021/7825 K."İçtihat Metni"23.06.2021 tarih ve 31520 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.07.2021 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararının II/1-a maddesi gereğince 16. Ceza Dairesi numarasının 3. Ceza Dairesi olarak değiştirilmesine, bu dairelerin arşivlerinde bulunan dosyalarının yeni Daire numaralandırma işlemlerinin UYAP bilişim sistemini üzerinden yapılmasına karar verilmiş olup, iş bu dosyanın 01.07.2021 tarihi itibariyle 3. Ceza Dairesine devrine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar verildi....