Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK'nun 69/1. maddesinde "Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur" denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir....

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava zamanaşımına uğradığını, kazanın meydana gelmesi kaçınılmaz olduğunu, kazada davacının kendisi asli kusurlu olup, kazanın meydana gelmesi davalı T3 yönünden kaçınılmaz olduğunu ve kusursuz olduğunu, kazanın oluşumunda davacının kendisi asli kusurlu olduğunu, dava konusu kazanın meydana gelen bir fiilden ötürü olup bu nedenle manevi tazminata hükmedilemeyeceğini, davalıların davacıya yönelik bir kötü niyeti yada kastı bulunmadığını, davacı manevi tazminat talebi ile zenginleşmeyi düşünmekte olduğunu, davada araç malikinin sorumluluğu yargılama esnasında kusursuz sorumluluğu tartışılacak olsa da, yasa uyarınca tazminat sorumluluğunun temeli kusurdur, kusursuz sorumluluk halleri kanunla düzenlenmiş olup, davalı şirketin sorumluluğu Karayolları Trafik Kanunundan doğmuş, dava dışı kasko şirketinin sorumluluğu ise sigorta sözleşmesinden doğmakta olduğunu, bu kişilerin sorumluluğu maddi zararlarla sınırlı olup kusursuz sorumlu olan bu davalıların...

nın ise kazanın oluşumunda kusursuz olduğunun tespit edildiği, Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesine ait 2018/460 Esas sayılı dava dosyasında aldırılan ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine ait olduğu belirlenen 23.01.2020 tarihli rapor içeriğine göre; kazanın oluşumunda müteveffa sürücü ...'in % 100 oranında kusurlu olduğu, sürücü ...'nın ise kazanın oluşumunda kusursuz olduğunun belirtildiği, dosya kapsamı içerisinde yer alan kaza tespit tutanağı, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Daire Başkanlığından alınan 20.02.2019 tarihli rapor içeriği ve Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesine ait 2018/460 Esas sayılı dava dosyasında aldırılan ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine ait olduğu belirlenen 23.01.2020 tarihli rapor içeriklerinin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, dava dışı sürücü ...'...

    Hukuk Dairesinin 2016/8427 Esas 2017/4341 Karar) Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. (G.Antalya B.Hukuku Genel Hükümler C.1.2012.İst.sh.533.535.) TBK 66. maddesinde düzenlenen kusursuz sorumluluk hallerinden biri de adam çalıştıranın sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, "Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapımı sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür."...

    Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası'nın 58. maddesi gereğince; "…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur." (TBK. 69.maddesi). Belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, davalı, zararlandırıcı sonucun doğmasına yol açan enerji hattının yapım ve bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlardan sorumludur....

      Yapı malikinin sorumluluğu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "kusursuz sorumluluk" başlığı altında düzenlenen üç alt başlıktan "özen sorumluluğu" başlıklı bölümde yer almış olup, buna öğretide kusursuz nesnel sebep sorumluluğu adı verilmemektedir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında da, bina ve yapı malikinin sorumluluğunun, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan ağılaştırılmış bir kusursuz sorumluluk hali olduğu, zarar ile özen eksikliği arasında uygun nedensellik bağının sorumluluk için yeterli bulunduğu, özel hukuk sorumluluğu bakımından her zaman kusur unsurlarının bulunmasının zorunlu olmadığı, bu gibi durumlarda zararın hukuka aykırı bir davranıştan doğması, yani objektif koşulunun gerçekleşmesi yeterli olup, ayrıca subjektif koşul, yani kusur aranmayacağı kabul edilmektedir....

      Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26 maddesi olup, davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasanın 26/2. maddesinde, 3. kişinin rücu alacağından sorumluluğu için, kasıt veya kusuruyla iş kazasının oluşumuna etkide bulunma koşulu öngörülmüştür. İşveren veya üçüncü kişiler ile üçüncü kişileri çalıştıranlara rücu olanağı anılan maddede öngörülen sayılı ve sınırlı durumların gerçekleşmesi halinde mümkün olup, 506 sayılı Yasanın 26. maddesine dayalı dava kapsamında, maddedeki sorumluluk hallerinin genişletilmesi veya genel hükümler uyarınca kusursuz sorumluluk yoluna gidilmesine olanak bulunmamakta olduğundan davalıların rücu alacağından sorumluluğu ancak, maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. 1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26/2 maddesi olup, 3. kişinin rücu alacağından sorumluluğu ancak kastı veya kusurunun varlığı halinde mümkündür....

        Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davanın yasal dayanağı 2926 sayılı Kanunun 47. maddesi olup, anılan madde kapsamında 3. kişinin rücu alacağından sorumluluğunun ancak suç teşkil eden eyleminin varlığı halinde mümkün bulunması, araç sahibinin kusursuz sorumluluğu yönünde 47. maddede hüküm mevcut olmaması, bir ihtisas mahkemesi olan iş Mahkemesinin 47. maddede öngörülen koşullarla bağlı olup, davada Borçlar Kanunu veya Karayolları Trafik Kanunu hükümlerini uygulayarak sonuca gitmesinin mümkün bulunmaması nedeniyle somut olayda suç sayılır hareketi saptanmayan araç maliki Nebi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunduğundan bu bağlamda sonucu itibariyle doğru olan hükmün (ONANMASINA), 25.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Müteselsil sorumluluğu doğuran “aynı sebep” veya “birlikte sebep” kusur olabileceği gibi sözleşme veya kanundan olabilir. 2-Birden çok kişinin aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olması Birden çok kişinin aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumluluğu söz konusu olabilir. Aynı zararı doğuran çeşitli sebepler kusur sorumluluğu (haksız fiil), sözleşme veya kusursuz sorumluluk (kanun) olabilir. Bu suretle birden çok zarar verenden biri aynı zararı haksız fiil diğeri sözleşme bir başkası da özen veya tehlike sorumluluğuna göre tazmin zorundadır. Örneğin bir işletmenin şoförü tarafından kullanılan motorlu araç yolculardan birine zarar vermişse aracın işleteni Karayolları Trafik Kanunu madde 85 gereğince tehlike sorumluluğuna (kusursuz sorumluluk) göre, aracı kullanan şoför Türk Borçlar Kanunu madde 49 uyarınca kusur sorumluluğuna (haksız fiile), sigortacı ise sözleşme (poliçe) ilişkisine göre gerçekleşen zararı tazmin etmek zorundadır....

            Kusura dayanmayan sorumlulukta; sorumluluğu doğuran olay, zarar ve zararla söz konusu olay arasında bir illiyet bağı bulunması sorumluluğu doğurmak için yeterlidir. (Tandoğan Halûk, Kusura Dayanmayan Sözleşme Dışı Sorumluluk Hukuku Ankara 1981 s. 3-10; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Tekinay Borçlar Hukuku, Cilt I, Beşinci Bası, İstanbul s. 671). Öğretide kusursuz sorumluluk hâlleri olağan sebep sorumluluğu, tehlike sorumluluğu olmak üzere ikili ayrıma tabi tutulduğu gibi hakkaniyet sorumluluğu, nezaret ve ihtimam gösterme yükümlülüğünden doğan sorumluluk, tehlike sorumluluğu şeklinde üçlü ayrıma gidildiği de görülmektedir. Öte yandan objektif sorumluluk üst başlığı altında kusursuz sorumluluk hâlleri olarak da düzenlemeler bulunmaktadır. Tehlike sorumluluğu terminolojide ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu, ağırlaştırılmış objektif sorumluluk olarak yer alır. Diğer sorumluluk türlerinden farklı olarak bu türde kurtuluş beyyinesi getirme imkânı bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu