Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; 13/09/2017 tarihli trafik kazası tespit tutanağının ilk sayfasında yolda çalışmanın olduğu ancak işaretlemenin ve işaretçi personelin bulunmadığının tespit edildiğini, ayrıca yolda sorun olduğunun tespit edildiğini yol sorununa ait uyarıcı işaretlemenin bulunmadığının tespit edildiğini, davalı vekilinin kusura, maluliyet oranına ve hesaplanan tazminat miktarına ilişkin itirazlarını kabul etmediklerini, kusur maluliyet ve tazminat hususlarının sigorta tahkim komisyonunun 2015 e76017- 2019/6246 K sayılı dosyasında alınan raporlarla tespit edildiğini, bu hususlarda yeniden rapor alınmasının usul ekonomisine aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/802 Esas KARAR NO : 2023/312 DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ: 18/10/2022 KARAR TARİHİ: 13/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı tarafın icra takibine yapılan itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, ---tarihinde----- araba kiralama firmasından kullanmak üzere araç kiraladığını, ---- tarihinde sürücü---- sevk ve yönetimindeki ---- plaka nolu araç ve sürücü ---- sevk ve yönetimindeki ----plaka nolu aracın karıştığı trafik kazası sonucu ---- kullandığı kiralık araçta hasar meydana geldiğini, ---- tarihinde tutulan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı gereğince --- plaka nolu aracın sürücüsünün kusurlu olduğu, diğer sürücü ---- kusursuz olduğunun belirtildiğini, kiralık ---plaka nolu aracın ------ tarafından trafik sigortası...

    Karara karşı davalı vekili, yerel mahkemece zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, davacının ve müvekkilinin ticari bir şirket olduğundan görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, işletenin dava dışı sürücü Caner İmam olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kusur durumunun tespitinde sadece trafik kazası tespit tutanağının yeterli görülüp başkaca bir araştırma yapılmadığını, kaza tespit tutanağını imzalayan Caner İmam'ın müvekkili şirketle alakasının bulunmadığını, tutanağın da müvekkilini bağlamayacağını, davacıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hasar onarım bedelinin ayrıntılı değerlendirilmediğini, faiz ve fer'ilerine itiraz etmelerine rağmen mahkemece herhangi bir karar verilmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....

    Dava konusu olaya ilişkin olan ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/83 esas ve 2016/437 karar sayılı kararının incelenmesinde; sanık ...’ın kendisinin sevk ve idaresindeki araç ile katılan ...’ın aracına çarptığı, bu trafik kazası nedeniyle katılanın yaralandığı ve aracında maddi hasar meydana geldiği, ancak olay tarihinde ehliyeti alınmış olan sanık ...’ın olay yerini terk ettiği, ardından kaza mahallinden aracını alması için tanıdığı olan sanık ...’u gönderdiği, sanık ...’un kaza mahalline gittiği sırada henüz kaza tespit tutanağının düzenlenmemiş olması nedeniyle kaza sırasında sanık ...’a ait olan aracın sürücüsünün kendisi olduğunu beyan ettiği, sonrasında sanık ...’un pişman olarak yalan beyanını düzelttiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda da sanık ...’ın taksirle yaralanmaya sebebiyet verme eylemi nedeniyle, sanık ...’un ise suç üstlenme suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Sigorta bedelini almak amacıyla nitelikli dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Beraat (ayrı ayrı) Sigorta bedelini almak amacıyla nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından sanıklar hakkında verilen beraat hükümleri, O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanıkların, olay tarihinde sanık ... adına kayıtlı ... plaka sayılı araç ile Seyitgazi ilçesi Eskişehir - Afyonkarahisar Karayolunda tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası yaptıkları ve akabinde kendi imkanlarıyla olay yerinden ayrıldıkları, trafik kaza tespit tutanağının tanzim olunduğu, fakat olay yerinde herhangi bir şahsın bulunmaması nedeniyle olay esnasında aracın kim tarafından kullanıldığı yönünde herhangi bir işlem yapılmadığı, 26.11.2010 tarihinde sanıklardan ...'...

        ın, müvekkil davacının davaya konu kaza sebebiyle yaşamış olduğu heyecan, stres ve panikten faydalanmak suretiyle kaza pozisyonunu değiştirdiğini ve müvekkilin kusurlu gösterildiğini, Trafik Kazası Tespit Tutanağı'nı müvekkiline imzalattığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından yürütülen dava sürecinde dilekçelerinde sundukları üzere; müvekkilin diğer araçlarla birlikte kendi yolunda seyir halinde iken, davalı şoförünün tali yoldan hızla gelip, seyrettiği yoldaki “DUR” tabelasına uymayarak ve müvekkilin arabasının bulunduğu yoldaki geçiş hakkını tanımayarak müvekkile ait araca sağ arka tarafından çarptığını gösterir görüntülerden açıkça anlaşılabilmekte olduğunu, sunmuş oldukları delillerden kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığının görülmekte olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından ise gerçeğe ve hukuka aykırı hazırlanan tutanağın hükme esas alınmasının hukuka aykırılık oluşturduğunu, bilirkişi raporunda ifade ettikleri hususların hiçbirine değinilmediğini, tehiri İcra taleplerinin...

          Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda yer alan hususlar ile kaza anında tutulan trafik kazası tespit tutanağının örtüşmediğini, müvekkil şirkete sigortalı aracın kazaya karışmasındaki temel etkenin davalı araç sürücüsünün alkollü olmasıyla birlikten kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine göre görüş, yol, hava ve trafik durumunu ayarlayamaması olduğunu, sürücünün 0,61 promil alkollü olduğunu, yasal sınır olan 0,5 promilin üzerinde olduğundan tolere edilemeyecek durumda olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan alkolden kaynaklı araç kullanma yeteneğinin kesin kaybedilmesi temel değerinin 1.0 promilden başlayacağının kabul edilmesi gerektiği yönündeki görüşün kabul edilmesinin mümkün olmadığını, zarar görene ödemede bulunan sigorta şirketinin sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar, halefiyet prensibi gereği, zarar sorumlusuna karşı rücu hakkı bulunduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

          Bu hususun tespiti hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür. Bu kapsamda sigorta uzmanı ... ve makine mühendisi ... tarafından hazırlanan 25/10/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; konu dosyasındaki verilerin ve Trafik Kazası Tespit Tutanağının incelenmesi neticesinde ... plakalı araç sürücüsünün 2918 Karayolları Trafik Kanunun 47. Maddesinin 1/c bendindeki kuralı, 54. Maddesinin 1/a bendindeki kuralları ve 56. Maddenin 1/a bendindeki kuralları ihlal ettiği %100 kusurlu olduğu, ...plakalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığı, davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı bulunan ve diğer davalı ...'a ait ... plakalı vasıtanın kusurunun olmaması ile, davacıların davalılara rücu edemeyeceği tespit edilmiştir. Tarafların itirazları üzerine ......

            Bilirkişi kurulu raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK'nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosyada bulunan diğer kusur raporu ile trafik kazası tespit tutanağının tartışıldığı ve değerlendirildiği; raporun dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki itirazlar yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur....

              İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, ZMMS'de yapılan değişiklik ile kaza mahallini terkin tek başına rücu sebebi olarak düzenlendiğini, olay yerini terk eden sigortalının olay yerini terk zorunda kaldığını ispat yükü altında bulunduğunu, davalının bu ispat yükünü yerine getirmediğini, trafik kazasının bedeni veya yalnızca maddi zarara sebebiyet vermesinin aranmayacağını, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilerek tartışıldığı, olaya ilişkin trafik kazası tespit tutanağının aksinin iddia ve ispat edilememesi trafik kazası tespit tutanağı düzenlenirken sigortalı araç sürücüsünün kaza mahalline yeniden gelmesi karşısında, mahkemece verilen kararın dosyada mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu