Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İmar uygulaması sonucu binanın ayrı ayrı parseller üzerinde kalmasından dolayı Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak temliken tescil talebinde bulunulamaz. Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri gereğince de söz konusu binanın taşkın kısmının yıkımına karar verilebilmesi için yapı bedelinin yapı sahiplerine ödenmek üzere zemin sahibi tarafından depo edilmesi gerekir. Zemin sahibi yapı bedelini ödemedikçe yapı eski sahiplerince kullanılmaya devam edilir. Öte yandan 6100 sayılı HMK’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/2. maddesi gereğince; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." Mahkemece davalı karşı davacının temliken tescil talebine yönelik olarak olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması anılan yasa hükmüne aykırılık oluşturmaktadır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki temliken tescil, olmadığı takdirde tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 9.3.2007 gün ve 2007/1181-2007/2473 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 729.maddesine dayalı temliken tescil, olmadığı takdirde arazi üzerindeki zeytin ve diğer meyve ağaçları bedelinin tahsili ile 2005 yılı zeytin mahsulü zararının ödetilmesi istemleri ile açılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, TMK'nın 725.maddesi uyarınca temliken tescil, tescil mümkün olmadığı takdirde alacak istemlerine ilişkin olup, mahkemece de sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemi yönünden hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, davalı ... ayrıca temliken tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davalıların, davacının paydaşı bulunduğu 967 parsel sayılı taşınmaza ve köy yoluna kadastro sonrası 1993 yılında taşkın yapılar inşa ettikleri, ancak davalı ...'ın 1994'de 968 sayılı parseldeki payını diğer davalıya sattığı ve dava tarihi itibariyle müdahalesinin bulunmadığı, davalı ... yönünden temliken tescil koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, davalı ...'in temliken tescil isteminin reddine, diğer davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

          Ancak, taşkın olan bölümle ilgili olarak davalı tarafından Türk Medeni Kanununun 725. maddesi hükmü uyarınca temliken tescil istekli dava açıldığı ve ayrı bir esasta derdest bulunduğu anlaşılmaktadır. Davada yıkım isteği de bulunduğuna göre, açılan temliken tescil isteğinin kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesi halinde, davalı bakımından telafisi imkansız bir zarar meydana geleceği kuşkusuzdur. O halde, yıkım isteği yönünden açılan temliken tescil davasının bekletici sorun olarak kabulü ile orada belirlenecek durum gözetilerek bir karar verilmesi için karar bozulmalıdır” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi....

            Şu halde davalının çapa bağlanmış taşınmaza karşı iyiniyet iddiasını kanıtladığı söz edilemeyeceğinden davanın kabulüne, temliken tescil talebin reddine karar verilmesinde bir hata görülmemiştir. 2- )Bilindiği üzere Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemeler kamu düzeninden olup kendiliğinden gözetilir....

            K A R A R Asıl dava, 4721 sayılı TMK'nun 724. maddesine dayalı temliken tescil ve tazminat istemine ilişkindir. Birleşen dava ise çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, ecrimisil istemine ilişkidir. Bu durumda hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden (14.) Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 29.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ..........

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.4.2004 gününde verilen dilekçe ile tapulu taşınmaza müdahalenin önlenmesi, birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından 16.9.2004 tarihli dilekçe ile temliken tescil karşılık davada, kal ve tazminat isteminin saklı tutulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine, karşılık davanın kabulüne dair verilen 23.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çapa bağlı taşınmaza elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil, birleştirilen davada açılan karşılık dava yıkım istemlerine ilişkindir....

                nın 725.maddesine dayalı bir tapu iptali ve tescil davasıdır. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı, o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.07.2002 ve 06.09.2002 gününde verilen dilekçeler ile elatmanın önlenmesi ve kal, karşılık davada ise temliken tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, karşılık davanın kabulüne dair verilen 06.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı k.davalı vekili ve davalı karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmazdaki taşkın yapının kal suretiyle elatmanın önlenmesi, karşılık dava ise Türk Medeni Kanununun 725.maddesine dayalı uygun bedel karşılığı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu