Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kesinleşen yerlerde, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesine göre 10 yıllık süre içerisinde tapu kaydına dayanma koşulu dışında, zilyetliğe dayalı olarak orman kadastrosuna itiraz ve niteliği orman olan taşınmazların tapu kayıtlarının iptalinin istenemeyeceği HGK' nın 08/06/2005 gün ve 2005/20, 327 - 377 sayılı, 28/06/2006 gün ve 2006/20, 467 - 494 sayılı ve Yargıtay 20....

    stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmeli; fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları teknik raporlar ve komşu parsel tutanakları ve dayanak kayıtları ile denetlenmeli; 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 14. maddesi uyarınca aynı çalışma alanı içerisinde belgesiz zilyetliğe dayalı olarak bir kimsenin sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar taşınmaz mal iktisap edebileceği dikkate alınmalı; 3402 sayılı Kanun'un 17. maddesi hükmü göz önüne alınarak imar planının onay tarihinden önce 3402 sayılı Kanun'un 14. ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacılar...

      İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına, 20 yıldır bakımının yapılmadığı, üzerinin çok sayıda kızılçam fidanı, çalı, otsu bitkilerle kaplı olduğu, bu hali ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olmadığı da belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanunaa uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 30.05.2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil ... ile Hazine ve Ortaköy Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02.11.2010 gün ve 273/694 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dava, kadastro çalışmaları sırasında kadastroda paftasında yol olarak bırakılan taşınmazın Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddesi hükümleri uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Kadastro dışı bırakma işleminde, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tespit işlemi değil ise de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığı saptanarak hukuksal durum belirlenmiş olduğundan yapılan bu işlem, bir kadastro işlemidir....

          DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: 1954 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında Ankara İli, Sincan İlçesi, Osmaniye Mahallesinde bulunan dava konusu taşınmaz ‘‘kayalık” vasfıyla tescil harici olarak bırakılmıştır. Davacı T1 imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17.maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. T8 20.07.2018 tarihli müzekkere cevabında; Dava konusu tescil harici alanın T8 Meclisinin 16.02.2007 tarih 525 sayılı kararı ile onaylanan ve 15.08.2007 tarihinde kesinleşen "2023 Başkent Ankara 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı" kapsamında kaldığı bildirilmiştir. T5nca, dava konusu yerin imar planı dışında kaldığı bildirilmiştir. İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin 4342 sayılı Mera Kanununa göre yapılan çalışmada mera olarak sınırlandırılan alanlardan olmadığı belirtilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Mardin Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.11.2010 gün ve 963/944 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dava, kadastro çalışmaları sırasında kadastro dışı bırakılan taşınmazın Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddesi hükümleri uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Kadastro dışı bırakma işleminde, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tespit işlemi değil ise de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığı saptanarak hukuksal durum belirlenmiş olduğundan yapılan bu işlem, bir kadastro işlemidir....

              Bu bakımdan davacının belgesizden edindiği taşınmazların olup olmadığının Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadığının bulunduğu yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanak ve ekleriyle tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davalarına ilişkin dosyaların ise bulundukları mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde açıklanan limitler bakımından gözönünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş bulunması yerinde bulunmamıştır....

                başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerle bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, bundan sonra 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14-14-son 17 ve özellikle 17-son ve muhdesatlar yönünden 19....

                  Bundan ayrı, davacının belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtları ile zilyetliğe dayalı tescil davalarına ilişkin dava dosyaları ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde açıklanan ilkeler ve limitler bakımından göz önünde tutulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır. Dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu