Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/591 esas sayılı dosyası da aynı satış işlemi nedeniyle davalının zenginleştiği iddiasına dayalı başka bir mirasçının açtığı davada eldeki davanın davacısı T1'nın 20/05/2015 tarihli celsede tanıklık yaptığı ve beyanında sebepsiz zenginleşme davasına konu evin satışı ve bedelinin davalı tarafça alınışı hususunda ayrıntılı beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davacının en geç tanıklık yaptığı 20/05/2015 tarihinde zenginleşmeden haberdar olduğu kuşkusuzdur. Davanın açılış tarihinin 08/08/2019 olması nedeniyle davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımı dolmuştur. Bu kapsamda zamanaşımının dolmuş olması ve davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı defini dermeyan etmesi nedeniyle davanın reddine, yönelik karar verilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 669. maddesi uyarınca mirasta denkleştirme istemine ilişkindir. Yargıtay 14....
(R/L) İstasyonlarında Çalışma Usul ve Esaslarına ilişkin mevzuatın "Çalışma Süresinin Düzenlenmesi" başlıklı 6.maddesinin (a) bendinde; Çalışan personel, 24 saatlik süre içinde 3 vardiya halinde haftalık 6 gün, 45 saat esasına göre çalıştırılır; ancak, bu şekildeki vardiyayı oluşturacak sayıda personel bulunmayan istasyonlarda bu durum dikkate alınarak, 4857 sayılı İş Kanununun 63.maddesine göre; günde 11 saati aşmamak koşuluyla İl Telekom Yöneticisinin onayı ile farklı şekilde çalışma düzeni de oluşturulabileceği, (b) bendinde; 4857 sayılı İş Kanununun 63.maddesinde yer alan denkleştirme esasına göre; haftalık normal çalışma süresinin, işyerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği, bu şekilde en fazla dört aylık süre içinde haftalık ortalama çalışma süresi normal haftalık çalışma süresini aşamayacağı, (c) bendinde; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41.maddesine göre; denkleştirme esasının uygulandığı hallerde bazı haftalarda toplam 45...
Somut uyuşmazlıkta, Davacılar vekili tarafından verilen dava dilekçesinde, tarafların ortak mirasbırakanın, sağlığında bedelsiz (hibe ederek) davalıya taşınmaz kazandırıldığını beyanla davalıya sağlararası tasarrufla yapılan bu kazandırmadan hak talep edildiğine göre, davacıların talebi, mirasta denkleştirmeye ilişkin olduğundan (TMK md. 669) yerel mahkemenin iş bu davada denkleştirme değil, tenkis hükümlerinin uygulanacağına dair yazılı şekildeki gerekçesi dava dilekçesi içeriği ve tüm dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Bununla birlikte Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırmalar hüküm kurmaya yeterli değildir. TMK’nun 669. maddesine göre; "Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.”...
nun 640.maddesine dayalı mirasta denkleştirme istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 14.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hükmü, davalı vekili ve davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Mirasta denkleştirme mirasçıların murisin sağlığında muristen karşılıksız olarak aldığı mal ve kıymetlerin geri alınarak miras taksiminde tereke içerisinde yer almasıdır. TMK’nın 669. maddesi gereğince “Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler....
karşılıksız kazandırmada miras payıma mahsup edilmek üzere hareket edildiği yönünde bir karine olduğunu, bu halde asıl olan denkleştirme olacağını, bu hususta da kararda herhangi bir açıklama yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....
Türk Medeni Kanununun 669. maddesinin 1. fıkrasında yasal mirasçıların mirasbırakandan kanundaki miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlü oldukları; 2. fıkrasında miras bırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir mal varlığını devretmek veya borçtan kurtarmak v.b. gibi karşılık almaksızın alt soyuna yapmış olduğu kazandırmaların aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça denkleştirmeye tabi olacağı hükme bağlanmıştır. TMK'nın anılan maddesine göre altsoy açısından karşılıksız kazandırmada miras payına mahsup edilmek üzere hareket edildiği yönünde karine olup; kural olarak denkleştirme söz konusudur. Kazandırmanın miras payına mahsuben verilmediğinin ispat yükü kazandırmadan yararlanan davalıya düşer....
Davalının Türk Medeni Kanununun 641. maddesine dayalı bir tazminat isteği de yoktur. Davalı, şirket hisselerinin devrinin borç mahsubuna yönelik olduğunu da kanıtlayamamıştır. O halde davalıya yapılan bu kazandırmaların denkleştirmeye tabi olacağında kuşku bulunmamaktadır. " ( Yargıtay 2. HD’nin 09/10/2007 tarihli ve 2006/18009 E., 2007/13692 K. ) "...Dava konusu paranın mirasbırakan tarafından davalı oğlu adına açılan hesaba yatırıldığı mahkemenin kabulündedir. Mirasbırakanın altsoy lehine yaptığı sağlararası kazandırmalar kural olarak miras payına mahsuben yapılmış sayılır ve denkleştirmeyi sağlamak için iadeye tabidir. Mirasbırakan kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığını açıkça belirtmediği gibi davalıda kazandırmanın iadeye tabi olmadığını kanıtlayamamıştır. (TMK.md.669/2) O halde dava konusu paranın mirasta denkleştirme hükümleri çerçevesinde (TMK.md.671 vd.) iadesine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. " ( Yargıtay 2....
Miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen malvarlığı haklarına ilişkin talepte ayrıca miras hukukunu ilgilendiren mirasta denkleştirme ve tenkis isteminin de bulunduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın bütünüyle TTK kapsamında kaldı söylenemez. Muris muvazaasının var olup olmadığı ile özellikle mirasta denkleştirme ve tenkis koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin incelemeler sırasında şirket hisselerinin reel değerlerinin belirlenmesi sürecinde ticari defterlerin ve kayıtların incelenmesi de davayı ticari dava kılmaz. Genel bir ilke olarak görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, muris muvazaasına ve mirasta denkleştirmeye ve tenkise konu malvarlığı haklarını oluşturan unsurların niteliği olmayıp, murisin mirasçılarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığı, terditli talepler yönünden ise mirasta denkleştirme ve tenkis koşullarının bulunup bulunmadığıdır....
Dava, Türk Medeni Kanununun 669. maddesi uyarınca mirasta denkleştirme talebine ilişkindir. Kural olarak terekenin paylaşılmasına kadar paydaşlar arasında zamanaşımı işlemez. Bu nedenle mahkemenin asıl davadaki öncelikli istem yönünden de zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar vermesi doğru değildir. Ancak Türk Medeni Kanunu madde 669 gereğince, yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler....