Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacı tarafından 23.01.2002 ve 28.01.2002 tarihli 2 adet faturaya dayalı olarak alacak talebinde bulunulmuş ise de alacağın B.K.nun 126.maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımı def’inin süresinde ve yerinde görüldüğü gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı davalıya 58251 ve 58252 no.lu faturalardan un sattığını, satılan malın bedelinin ödenmediğini ileri sürerek alacağın tahsilini talep etmiştir. Davacının talebi satım akdine dayalı olup satım akdine dayalı takiplerde zamanaşımı süresi BK.nun 125. maddesi uyarınca 10 yıldır. Mahkemece davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı gözetilerek alacağın esası ile ilgili inceleme yapılıp toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken davanın zamanaşımı nedeniyle reddinde isabet görülmemiştir....

    . - K A R A R - İhtiyati haciz isteminde bulunan vekili ticari satımdan kaynaklanan alacağının tahsilinin temini için faturalara dayalı olarak ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, müvekkilinin ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklıdan 761.326 TL.lik faturalarda belirtilen malları satın ve teslim aldığını, karşılığında 758.950 TL.değerinde çekler verdiğini, 357.450 TL.bedelli çekleri ödediğini, vadesi gelen 103.000 TL.bedelli 2 adet çeki ödemediğini, geriye kalan henüz vadesi gelmemiş 298.500 TL.bedelli çekler bulunduğunu, çeklerin karşı tarafa verilmesiyle borcun sona erdiğini, ancak çeklere dayalı olarak alacak isteminde bulunulabileceğini, müvekkilinin faturalara dayalı bir borcu olmadığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/203 Esas KARAR NO : 2021/621 DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/06/2020 KARAR TARİHİ : 09/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili ile aralarında ---yapıldığını ve satış bedelinin ödenmediğini, müvekkilini zarara uğrattığını, davalının sebepsiz zenginleştiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalıdan dava tarihi itibariyle işleyecek %10 ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, süresinde ibraz edilmeyen çeke dayalı alacak istemine ilişkindir. Çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmemesi halinde -----dayalı-- hakkını kaybeder....

        TTK'nın 23/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK'nın 222. maddesi (TTK'nın 84. ve 85. maddeleri) uyarınca ispatlamış olur. Deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında, faturaların itiraz ve iadesi bu sonucu değiştirmez. Davacı tarafça takip konusu edilen alacak, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak davacı tarafından düzenlenen ve davalı tarafından itiraz edilmeksizin defterlerine kaydedildiğinden davacının faturaya dayalı alacağının varlığını HMK'nın 222. maddesi uyarınca kanıtlamış olduğu ve artık davalının, faturaya konu hizmeti almamış olmasının varılan bu sonuca bir etkisi bulunmadığı, icra takibinin de bu faturalara dayandığı, bu durumda, miktarı davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir olan bu alacağın likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur....

          HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere, icra mahkemesinde takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1-Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibi yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 2-Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Bu istem, takibin her safhasında ileri sürülebilir. Alacak ilamlarının takas ve mahsuba konu edilebilmeleri için kesinleşmeleri gerekmez. Somut olayda her iki takip dosyasındaki alacak aynı ilamdan kaynaklanmakta olup vekalet ücreti alacakları dışında takas talebine uygun alacaklardır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, birleştirilen dava ise sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: esas davanın açılmamış sayılmasına birleşen davada karar verilmesine yer olmadığına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı ile davalı (birleşen dosya davacısı) vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, birleştirilen dava ise sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak istemlerine ilişkindir....

              Aile Mahkemesince ise; "Her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlık konusunun eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak isteminden kaynaklanması nedeniyle görevsizlik kararının verildiği, somut dava dosyasında, davacı alacaklı, müşterek çocuk adına kayıtlı araç nedeniyle ödemiş olduğu paranın, aracın tesciline yanaşılmaması nedeniyle tarafına ödenmesi yönünde icra takibinde bulunulduğu, icra takibine yapılan itiraz üzerine 6098 sayılı Borçlar Kanununda yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemli itirazın iptali davasının açıldığı, Davacı alacaklı, eşler arasında 4721 sayılı TMK.'nın 202 vd....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada ... 6. Tüketici ve 5. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kaybolduğu iddiasına dayalı olarak usulsüz kredi kartı kullanımından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, kredi kartının usulsüz ele geçirilmesi ve yapılan alışverişte gerekli özen gösterilmediğinin iddia edildiği uyuşmazlığın kredi kartı kullanımına dayalı olduğu anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Yasaya 4822 Sayılı Yasayla eklenen 10/A maddesi ile kredi kartı ile ilgili düzenlemelerin yasa kapsamına alındığı, aynı Yasının 23. maddesinde ise bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkarılacak her türlü uyuşmazlığa tüketici mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada ... 4. Sulh Hukuk ve Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kredi kartı kullanımına dayalı alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, kredi kartının usulsüz ele geçirilmesi ve yapılan alışverişte gerekli özen gösterilmediğinin iddia edildiği, uyuşmazlığın kredi kartı kullanımına dayalı olduğu anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Yasaya 4822 Sayılı Yasayla eklenen 10/A maddesi ile kredi kartı ile ilgili düzenlemelerin yasa kapsamına alındığı, aynı yasanın 23. maddesinde ise, bu yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkarılacak her türlü uyuşmazlığa tüketici mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat (ayrı ayrı) Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık ... ile katılan arasında önceye dayalı bir alacak ve borç ilişkisi bulunduğu, katılanın, sanıkların köyünde bir arsa almak istemesi nedeniyle sanıkların, köyde bulunan arsaları katılana gösterdikleri, katılanın değişik zamanlarda olmak üzere toplam 100.000 TL parayı sanıklara vermesine rağmen sanıkların tapuda arsa devri yapmadıkları gibi katılanın verdiği parayı iade etmemek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanıkların hileli hareketlerle haksız menfaat temin ettiğine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, taraflar arasında alacak ve borç ilişkisi ile edimlerin yerine getirilmemesi temeline dayalı hukuki bir ihtilaf bulunması nedeniyle suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla...

                    UYAP Entegrasyonu