in vasi olarak tayinine karar verilmesini istemiş; mahkemece, kısıtlı adayının yurtdışında ikamet etmesi nedeniyle sağlık kurulu raporu aldırılamadığı, davacı vekiline bu hususta "tebliğden itibaren 30 günlük süre içerisinde kısıtlı adayını rapor aldırılmak üzere mahkememizde hazır etmeniz, etmediğiniz takdirde davanın reddine karar verileceği" şerhi eklenerek meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği, davacı vekilinin 24.12.2015 tarihli dilekçesi ile kısıtlı adayının doğuştan fiziksel ve zihinsel engelli olduğu ve Hollanda'da ikamet ettiği, kısıtlı adayını rapor aldırılmak üzere hazır etmelerinin mümkün olmadığını beyan ettiği, dosya kapsamına göre de kısıtlı adayının kısıtlanması gerektiğine dair herhangi bir delil mevcut olmadığı, TMKnun 405 ve 408. maddelerinin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
GEREKÇE : Dava TMKnun 166/1 maddesi uyarınca boşanma talebine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın reddine dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Gebze 2....
Yıkım isteği yönünden hükmün bu sebeplerle bozulması gerekirken Dairenin maddi yanılgıya dayalı olarak herhangi bir gerekçe gösterilmemesi sebebiyle hükmün yıkıma ilişkin bölümünün bozulmasına karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin maddi yanılgıya dayalı 14.02.2013 tarih ve 2012/7348 Esas, 2013/1413 Karar sayılı kısmen onama, kısmen bozma ilamının yıkım isteğine ilişkin bölümünün KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA 218,85 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ........
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; reddedilen ziynet eşyasından kaynaklanan alacak davası, lehe hükmedilen tüm nafaka ve tazminatların miktar itibariyle az olduğundan bahisle ilk derece mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, TMKnun 161, 164 ve 166 m.lerine dayalı terditli olarak açılan boşanma, velayet ve fer'i taleplerine ilişkindir....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, itirazın iptali davasıdır. ....İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden getirtilerek incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 52.720,73 TL asıl alacak, 23.371,53 TL faiz olmak üzere toplam 76.092,26 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır....
ın TMKnun 405. maddesi gereği kısıtlanarak vasi tayini istemiş; mahkemece, duruşma yapılmadan dosya üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm kısıtlı adayı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. maddesi kapsamında akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle vesayet altına alınma istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMKnun 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382/2b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu; 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağı; 317. maddesinde ise, davalıya tebligat yapılması gerektiği; 320-1 maddesinde de “mahkemenin, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği hükme bağlanmıştır.” hükmü öngörülmüştür....
TMKnun 426. maddesinde; “Vesayet makamı,..... bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse, Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa. ilgilisinin isteği üzerine veya re'sen temsil kayyımı atar, ” hükmü öngörülmüştür. Somut olayda; borçlu, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasında kendisini temsil edebilir vasıflara sahip olduğundan temsil kayyımı atanması için gerekli koşulların bulunmadığı anlaşılmıştır....
nın TMKnun 405. maddesi gereği kısıtlanarak vasi tayini istemiş; mahkemece, duruşma yapılmadan dosya üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm kısıtlı adayı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. maddesi kapsamında akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle vesayet altına alınma istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMKnun 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382/2b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu; 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 317. maddesinde ise, davalıya tebligat yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 320/1 maddesinde mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.” hükmü öngörülmüştür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.10.2003 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ TMKnun 715.maddesi kapsamında düzenlenen devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olan ......
in TMKnun 474. maddesi gereği kısıtlanma karararının kaldırılmasını istemiş; Mahkemece, duruşma yapılmadan dosya üzerinden talebin kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm vasi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 474. maddesi gereği kısıtlanma karararının kaldırılmasını istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMKnun 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/2b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında olduğu, 385. maddesinde ise niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 317. maddesinde de, davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320-1 maddesinde; “mahkemenin, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği öngörülmüştür....