Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL Taraflar arasında görülen dava, TMK’nun 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Davacı ..., ... İlçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince tescil harici bırakılan tahmini 67 dönümlük kısmın babasından kendisine kaldığını, 40 yıldır zilyet olduğunu, taşınmazın imar ve ihya edildiğini ileri sürerek, tescil harici bırakılan bu kısmın adına tescilini istemiştir. Davalı Hazine, davacı lehine yasada aranan tescil şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş aynı zamanda tescil harici bölümün Hazine adına tescilini talep etmiştir. Dâhili davalılar ... ve ..., davanın reddini savunmuşlardır....

    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli resmi belgelere göre yapılan araştırma inceleme sonunda, temyize konu 300 ada 5 parsel sayılı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, üzerinde mübadil Rumlar tarafından dikilmiş 65 -70 yaşlarında fındık ağaçları bulunduğu, adına tescil kararı verilenler lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gibi, aynı zamanda davacıların tutunduğu 1289 yoklama tarihli sicilden gelen Kasım 1999 tarih 2 numaralı 919 m2 yüzölçümlü ve dere, ırmak, yol, Mehmet sınırlı, kadastro sırasında revizyonu bulunmayan tapu kaydının da kapsamında kaldığı saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, Orman Yönetimi ve Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine...

      14. Hukuk Dairesi         2014/142 E.  ,  2014/586 K."İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi kapsamında imar ihyaya dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Öte yandan, dava dilekçesi ile Yerel Bilirkişi ve tanık beyanlarına göre taşınmazın önceleri davacı ...’in babası ... oğlu ... ...’e ait olduğu, ölümü ile mirasçıları arasında yapılan taksim sonucu davacının payına düştüğü belirtildiğine göre, 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 14.maddesi uyarınca davacının, muris babası ve veraset belgesinde yer alan mirasçılar bakımından miktar araştırmasının yapılması, belgesizden edinilen taşınmazlar olup olmadığının Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davaları açıp açmadıklarını, o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü'nden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtlarının ve kadastro tutanağı örneklerinin Tapu Sicil Müdürlüğü'nden, zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davaları dosyalarının ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden gözönünde bulundurulması, ondan sonra tüm deliler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme...

          Taşınmazın belirlenen bu niteliğine göre dava konusu yerin imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde açıklanan imar ve ihyaya ilişkin tüm olumlu ve olumsuz koşulların tespit edilmesi zorunludur....

            Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasanın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verildiği, kararın 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girdiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra 26/2/2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 1/3/2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler....

              Bundan ayrı, mahkemece davacılar ve murislerinin zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıkları konusunda o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden bilgi istenmiş ise de, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden bu durum sorulmamıştır. Bu bakımdan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesindeki ilkeler gözetilerek davacılar ve murislerinin belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve ekleri ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya eklenmesi, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesinde açıklanan sınırlamalar bakımından değerlendirilmesi, taşınmazın sulanan yerlerden olduğunun gözetilmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır....

                Mahkemece; 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin 1. fıkrasına göre, kesinleşen orman kadastrosunun iptalini ancak tapulu taşınmazlar yönünden tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde isteyebileceği, zilyetliğe dayanılarak iptal istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı ... vekilinin temyizi üzerine, Dairenin; 17/05/2012 gün ve 2012/2783 - 2012/7523 sayılı kararıyla; “İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına” karar verilmiştir. Davacı ... vekili, bu kez kararın düzeltilmesini istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4.maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmazın zilyetliğe dayalı olarak tapusunun iptali ile tescil istemine ilişkindir....

                  Davalı ... tüzel kişiliğine dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen oturumlara katılmamış ve yanıt vermemiştir. Mahkemece, hükmüne uyulan Dairenin bozma ilamından sonra davanın kabulüne, 11.4.2007 tarihli bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 97267,58 m2 lik yerin davacı ..., 28.6.2010 tarihli ve 31.10.2006 tarihli krokide B, C ve D harfleriyle gösterilen yerlerin diğer davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; bozma ilamına uyulmakla taraflar için lehte ve aleyhte usulü kazanılmış hak doğuracağı kuşkusuzdur. Ancak, TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil davaları kamusal yönü ağırlıklı olan davalar olduğundan her aşamada hakim tarafından res'en araştırma ve inceleme yapma olanağı mevcuttur....

                    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamı, tescil harici bırakıldığı bildirilen taşınmaz bölümünün TMK'nın 713/1 ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil istemine ilişkin olup, davada çekişmeli taşınmazın orman olduğuna yönelik iddia bulunduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 31/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu