WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belirtmek gerekir ki, işçi tarafından İş Kanununun 20. maddesine dayanılarak açılan davanın konusu işverence yapılmış olan feshin geçersizliğinin tespitidir. Uygulamada bu davalar “işe iade davası” olarak adlandırılmaktaysa da davanın konusu işverence yapılan feshin yasaya uygun bulunup bulunmadığının tespitidir (Süzek, S.:İş Hukuku, 18. Baskı, 2019, s. 594). 20. Feshin geçersizliğinin tespiti davasında işverenin haklı neden savunmasına rağmen yapılan yargılama sonucunda feshin geçerli nedene dayandığı kesin olarak saptanmışsa, işçi açısından kıdem ve ihbar tazminatları yönünden önemli bir ispat sorunu aşılmış olacaktır....

    Bu karar üzerine kıdem ve ihbar tazminatı talebiyle açılan dava da mahkemece feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İşçi tarafından işveren aleyhine feshin geçersizliği ve işe iade istemiyle açılan davada feshin haklı nedene dayanmadığı ancak geçerli nedene dayandığı tespit edilmişse, feshin geçersizliği davasında ki bu tespitin açılacak kıdem ve ihbar tazminatı davasında unsur etkisi nedeniyle dikkate alınması gerekir . Bir anlamda bu tespit kesin hüküm olmamakla birlikte kuvvetli delil niteliğindedir. Davacı işçi tarafından, iş sözleşmesinin feshi nedeniyle işveren aleyhine açılan feshin geçersizliği davasında yapılan yargılama sonucu 22. Hukuk Dairesi'nin 2011/13997 esas 2012/6823 karar sayılı 10/04/2012 tarihli kararı ile; feshin haklı neden ağırlığında olmasa da, geçerli nedene dayandığı tespit edilmiştir.Bu tespite göre işveren feshi haksızdır....

      İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir unsurudur. Kişi bununla anılır ve tanınır ve tanımlanır....

      İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir unsurudur. Kişi bununla anılır ve tanınır ve tanımlanır....

      Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı nedene dayalı adın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır....

        Salt geçerli bir nedene dayanılarak yapılan fesih, feshin geçersizliğini doğuracağı gibi haklı neden bulunsa bile fesih yazılı yapılmamışsa fesih geçersiz sayılacaktır. Oysa 25. maddeye göre iş sözleşmesinin sendikal bir nedenle feshi iddiasıyla açılan işe iade davasında fesih haklı nedene dayanmaktaysa bunun yazılı yapılmış olup olmaması feshin geçersizliğini doğurmayacaktır. Feshin sendikal nedene dayandığını da işçi ispat etmekle yükümlü olacaktır (25. maddenin 6. fıkrası). 24. maddenin 3. fıkrasında temsilcinin işe iadesine karar verildiğinde feshin geçersiz sayılarak temsilcilik süresini aşmamak kaydıyla fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve haklarının ödeneceği öngörülmüştür. İşyeri sendika temsilcisi kararın kesinleşmesinden sonra işe başlamak için başvurmasa dahi geçersiz sayılan fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve diğer haklarını alacaktır....

          Fesih bildiriminde davacının hasta olmadığı halde ... raporu aldığı belirtilmiş olup, bu durumun ispatı halinde 4857 sayılı Kanunu'nun 25/II-e bendi anlamında doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteliğinde değerlendirilerek feshin haklı nedene dayandığı kabul edilebilir ise de raporların gerçeğe aykırı olduğu davalı tarafça ispatlanmamıştır. Yine fesih bildiriminden işverenin 4857 sayılı Kanunu'nun 25/I bendinde düzenlenen ... sebepleri ile fesih olgusuna da dayanılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle işveren tarafından gerçekleştirilen fesih haklı nedene dayanmamaktadır. Bir an için feshin haklı nedene dayandığı kabul edilse bile, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25'inci maddesinin (I) numaralı bendinin (a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki ... süresine göre 17'nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar....

            İş Mahkemesinde açılan ve davacının aralıklı çalışan olarak kabulü ile hesaplamalar yapan kararın, davalı temyizi üzerine Yargıtay 9.HD 2011/52708 esas 2014/1700 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği dikkate alındığında, davacının aralıklı çalışan işçi olduğu ve her yıl iş sözleşmesinin bir süre askıya alındığı, sonrasında tekrar işe başlatıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Son olarak iş sözleşmesinin askıya alınmasına rıza gösteren ancak askı süresinin uzun olması sebebi ile iş sözleşmesini yazılı olarak zorlayıcı sebebe dayanarak fesheden davacının feshi haklı nedene dayanmakta ise de; feshi haklı nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün değildir. Hal böyle olunca ihbar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....

              Bu açıklama çerçevesinde bakıldığında açılan dava; işe iadeye yönelik olup, toplanan delillere göre; davalı işveren tarafından İş Kanunu'nun 25/II-e uyarınca haklı nedene dayanarak nedene dayanılarak yapılan feshin geçerli olmadığı sabit olup, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Bu durum karşısında; HMK'nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususun bulunmaması nedeniyle istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesi kararının, maddi vakıa, usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf sebep ve gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığına ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu