Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Düzenlemeye göre feshin haklı veya geçerli nedene dayanması, sendikal nedenin bulunması yönlerinden herhangi bir ayrıma gidilmeksizin fesih bildirimine itiraz (işe iade) davaları bakımından temyiz yolu öngörülmemiştir. Özellikle feshin sendikal nedene dayandığı iddiasına dayalı olarak açılan fesih bildirimine itiraz davasında temyiz yolunun açık olduğunun kabulü, Kanun'un lafzı ve kanun koyucunun amacı ile bağdaşmamaktadır. Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun "Sendikal özgürlüğün Güvencesi" başlıklı 25. maddesinde düzenlenmiş olup, tazminat miktarı "işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere" şeklinde belirlenmiştir. Fesih bildirimine itiraz edilmeksizin sadece sendikal tazminat talepli olarak açılan bir davada, kabul veya reddedilen miktara göre temyiz yolunun değerlendirileceği açıktır....

    Düzenlemeye göre feshin haklı veya geçerli nedene dayanması, sendikal nedenin bulunması yönlerinden herhangi bir ayrıma gidilmeksizin fesih bildirimine itiraz (işe iade) davaları bakımından temyiz yolu öngörülmemiştir. Özellikle feshin sendikal nedene dayandığı iddiasına dayalı olarak açılan fesih bildirimine itiraz davasında temyiz yolunun açık olduğunun kabulü, Kanun'un lafzı ve kanun koyucunun amacı ile bağdaşmamaktadır. Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun "Sendikal özgürlüğün Güvencesi" başlıklı 25. maddesinde düzenlenmiş olup, tazminat miktarı "işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere" şeklinde belirlenmiştir. Fesih bildirimine itiraz edilmeksizin sadece sendikal tazminat talepli olarak açılan bir davada, kabul veya reddedilen miktara göre temyiz yolunun değerlendirileceği açıktır....

      Dava, velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği içinde doğan ve boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMKnun 339/5. maddesine göre, çocuğun adını ana ve babası koyar....

        Dava, velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği içinde doğan, boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanunu'na göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMK'nun 339/5. maddesine göre çocuğun adını ana ve babası koyar. Dolayısı ile çocuğun adının değiştirilmesi baba ...'...

          İstifa tarihinden yaklaşık 9 yıl sonra açılan bu davada ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları olduğunu öne sürerek haklı fesih iddiasında bulunulmuştur. Dairemiz uygulamasında; istifa dilekçesinde her hangi bir nedene dayanılmadığı hallerde kısa süre içerisinde açılan davalarda, dava dilekçesinde haklı fesih nedenlerinin ileri sürülebileceği ve haklı fesih nedeninin ispatlanması durumunda kıdem tazminatı talebinin kabul edilmekteyse de somut uyuşmazlıkta 9 yıl sonra açılan davada istifa dilekçesinin verilmesinde irade fesadına dayanılması mümkün değildir. Kıdem tazminat talebinin reddi gerekirken hatalı gerekçe ile kabulü bozmayı gerektirmiştir. F) SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Feshin bu hali ile geçerli nedene dayanacağı ancak haklı nedene dayanmayacağından mahkemece feshin haklı nedenle yapıldığına yönelik gerekçesi hatalıdır. Davacının bu yöne ilişkin istinafı yerinde görülmüştür. Bu itibarla sonuç olarak, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince gerekçe yönünden ortadan kaldırılarak davalı işverence yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı, ancak geçerli nedene dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            İş sözleşmesi işverence haklı nedene dayanılarak feshedilmiştir ve davacının ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddedilmesi gerekir. Yazılı şekilde bu isteklerin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 01.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              C)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, haklı sebeplerini ispatlamak kaydıyla her reşit bireyin soy isminin değiştirilmesini mahkemeden isteyebileceğini, davacıların soy isimlerini değiştirmek için haklı sebeplerinin olduğunu, davacıların mevcut soy isimleriyle kendilerini özdeşleştiremediklerinden bu soy isimle yaşamaya mecbur etmekte hiçbir toplumsal yararın olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4721 Sayılı TMK'nun 27. Maddesine göre, haklı nedene dayalı soyadın değiştirilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. TMK'nun 27. Maddesine göre " Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir....

              Davalı işveren ise davacının işyerinde 25/02/2014 günü Niyazi isimli arkadaşı ile tartıştığını, birbirlerini darp ettiklerini, her ikisinin de bu nedenle savunmalarının alındığını, görgü tanıklarının dinlendiğini, olaya dair tutunak tutulduğunu ve davacının iş akdinin 03/03/2014 tarihli disiplin kurul kararı ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d maddesi gereği haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Dava dilekçesinde iddia edilen 27/02/2014 tarihli emeklilik nedeniyle iş akdinin sona erdirildiğine dair dilekçe dosyada bulunmamaktadır. Jandarmaya intikal eden bu olaydan sonra 03/03/2014 tarihinde işverence fesih işlemi gerçekleştirilmiştir. Davacının fesihten sonraki emekliliğe dayanan fesih ihtarının sonuca etkisi yoktur. Mahkemenin gerekçesindeki 27/02/2014 tarihli emeklilik dilekçesi dosyada bulunmamaktadır. Davacının 04/03/2014 tarihindeki fesih işlemi, işverenin haklı nedene dayalı feshini ortadan kaldırmaya yöneliktir....

                Feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasında, mahkemece iş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesindeki nedenlerle haklı olarak feshedildiği ve bu sebeple işe iade talebinin reddine karar verildiği takdirde, işe iade davasında feshin haklı nedene dayandığının kabulü yönündeki bu kesin tespit, aynı vakalara dayanılarak kıdem ve ihbar tazminatlarının talep edildiği alacak davasında, unsur etkisi nedeni ile kuvvetli delil olarak kabul edilmeli ve kıdem ile ihbar tazminatlarının reddine karar verilmelidir. İşe iade davasında mahkemece feshin açıkça haklı nedene değil de, geçerli nedene dayandığı tespit edilmiş ise, yine unsur etkisi nedeniyle bu kez feshin haklı nedene dayanmadığına ilişkin tespiti, kesinleştiğinden işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı kabul edilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu