Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu ilke 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Kanunla anılan fıkraya eklenmiştir. 4.12.1998 tarih ve 1996/4 Esas, 1998/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararından önce 743 sayılı TKM. nin 639 (TMK. nun 713). maddesine dayalı olarak açılan davalarda mülkiyetin hangi tarihte doğacağı ve kazanılacağı konusu gerek uygulamada ve gerekse doktrinde oldukça tartışmalı idi. 4.12.1998 tarih ve 1996/4 Esas, 1998/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı ile; “kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tapusuz taşınmazların edinilmesine ilişkin TMK. nun 639/1. maddesine göre verilen tescil kararları inşai-ihdası (yapıcı-kurucu-yenilik doğurucu) nitelikli kararlardır. Mülkiyet hakkı bu kararların kesinleştiği anda kazanılır.” görüşü benimsenmişti....

    Ne var ki; davacı aynı zamanda dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve tapu kaydının oluşmasından sonra kazanmayı sağlayan zilyetlik ile TMK'nın 713/2. fıkrasında yer alan "maliki 20 yıl önce ölmüş..." hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 2. fıkraları gereğince tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Kuşkusuz, aynı davada birden fazla hukuki nedene dayanılması mümkün bulunmaktadır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, Kanun'un açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nın 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....

    Dava, TMK'nin 713/2. maddesi uyarınca ölüm ve bilinmeme hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu 421 parsel sayılı taşınmazın 135 m2 kargir ev niteliğinde olduğu ve tesis kadastrosu ile 29.12.1926 tarihinde İstilyan Filbo Veresesi adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK’nin 713/2. maddesindeki düzenlemedir....

      Davala T2 vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın zilyetlik ve iktisabının mümkün olmadığını, niteliği bakımından kişilere zilyet olunamayacağını, yolların zaman aşımı yoluyla kazanılamayacağını, tapularının olmadığını, sadece ölçümlerinin yapılarak haritalarda gösterildiğini, kamu yararına kararın bozulması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir. DAVA: TMK 713. Maddesi gereğince açılan tescil davasıdır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyanın yapılan incelemesinde; davacı tarafça 26/04/2017 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen alanların TMK 713....

      maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm olumlu koşulların davacı yararına gerçekleşmesi halinde böyle bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlik ve imar-ihya yoluyla edinilmesi mümkündür. İmar ve ihyaya muhtaç yerlerin imar ve ihyasının tamamlandığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresi dolmuş ise diğer kazanma koşullarının varlığı halinde edinilmesi mümkündür....

        Dava, TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca açılan tescil isteğine ilişkin dava niteliğinde bulunulduğuna göre öncelikle TMK. nun 713/3. fıkrası uyarınca ilgili kamu tüzel kişisi niteliğinde bulunan merkez Başkaya köyü tüzel kişiliğine davanın yöneltilmesi, davaya katıldıkları taktirde delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması, böylece taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra davanın yürütülmesi gerekmektedir. Dava koşulu kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece, kendiliğinden göz önünde tutulur. Bu nedenle taşınmazın sınırları içerisinde bulunduğu Başkaya köyünün davaya katılmasının sağlanması zorunludur....

          Dosya kapsamından; asıl ve birleşen davada, davacı vekilinin dava dilekçesinde, tapulu taşınmazın haricen satın alınması ve eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı halde ödenen bedelin ve taşınmaz üzerine yapılan masrafların davalılardan tahsiline karar verilmesini istediği, ancak 11.12.2012 havale tarihli dosyanın yenilenmesi ve dava değerinin ve dava konusunun ıslahı konulu dilekçesinde, taşınmaza 20 yılı aşkın süredir iyi niyetli zilyet olduğunu, zilyetliğin başlangıç tarihi itibariyle de malikin tapu kaydından anlaşılmadığını açıklayarak TMK 713/2 maddesi kapsamında tapu iptali ve tescil kararı verilmesini, TMK 713. maddesi uygulanmaz ise üzerine yapılan yapı ve ağaçlar nedeniyle TMK 'nun 724. maddesinin uygulanma imkanı bulunduğunu, bu iki sebep yönünden tapu iptali ve tescil talebi yerinde görülmediği takdirde, iyi niyetle yapılan yapı, dikilen ağaç, ödenen vergi ve diğer ödemelerin sebepsiz zenginleşme ve TMK 'nun 722-723. maddeleri kapsamında davacıya ödenmesini...

            Dava kazanmayı sağlayan zilyetlik, TMK'nun 713/2. fıkrasında açıklanan tapu kütüğünde maliki kim olduğu anlaşılamayan hukuki sebebine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....

              Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK.nın 713/2 maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş, ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” denilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar karşısında davada TMK.nın 713/2 maddesinde düzenlenen nedenlere de dayanıldığı konusunda duraksamamak gerekir....

                Bu bakımdan tapusuz taşınmazların satış vaadinde bulunulması Borçlar Kanununun 213. maddesi anlamında bir satış vaadi değildir. Eğer tapusuz bir taşınmazın satış vaadine dair sözleşme yapılmışsa bu sözleşme ile vaat alacaklısına her halde zilyetlik hakkının devri vaadinde bulunulduğu düşünülebilir. Bu şekilde zilyetliğin devri şekil koşuluna bağlı olmaksızın geçerli olduğundan zilyetliği devralan kişi tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz için ferağa icbar suretiyle tescil talebinde bulunamaz ise de eklemeli zilyetlikten yararlanma koşulları varsa ancak Türk Medeni Kanununun 713. maddesine dayanarak tescil davası açabilir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; vaat alacaklısı mirasçıları davacılar 22.11.1955 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu