Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, 4721 sayılı TMK.nın Aile Hukuku ile ilgili ve Çocuk Mallarına ilişkin 2.nci kitabın, 2.nci kısmı, 1.nci bölümü ve 7.nci ayırımında yer aldığı anlaşılan, küçüğün mallarının korunması istemine ilişkin uyuşmazlığın, 6100 sayılı TMK 'nın 383 ve Türk Medeni Kanunu’nun 336/3, 352 ve devamı maddeleri ile 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair Kanun'un 6/2-c maddesi ile geçici 2. maddesine Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nIn 21. ve 22. maddeleri gereğince Ümraniye 2. Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma kararı ile müşterek çocuk ...'nın velayeti annesi ...'a verilmiş ve anne 06.10.2014 tarihinde vefat etmiştir. Davacı baba tarafından velayetin kendisine verilmesi istemiyle açılan dava mahkemece kabul edilmiştir. Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin ölümü halinde velayet sağ kalan eşe geçer. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez....

      S.), sağ kalan eşin UYAP sisteminde bulunan nüfus kaydına göre yurt içi yerleşim yeri adresinin Mustafakemalpaşa, Bursa adresi olduğu bildirilip yetkisizlik kararı verilmiştir. Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk ( Aile Mah. S) Mahkemesi ise, adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde sağ kalan eşin yerleşim yeri olarak Fransa'da bulunan adresinin kayıtlı bulunduğunu, yurt içi adresinin mevcut olmadığını ve nüfusa kayıtlı olduğu yerin karine olarak ikametgahı göstereceğini bildirerek yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur....

        Aile Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, TMK.’nun 352 ve devamı maddeleri uyarınca çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeridir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuklar ..., ..., ... ve ...'un babaları ...'ın 25.02.2013 tarihinde vefat ettiği, anneleri ...'ın ise sağ olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde yetkili mahkeme, velayeti kullanan anne ...'ın yerleşim yeri mahkemesidir. Uyap sisteminden yapılan araştırmada, anne ...'ın en son tarihli adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin “...“ olduğunun anlaşılmasına göre, uyuşmazlığın ... Aile Mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerekmektedir....

          HD'nin 2020/4286 esas 2021/314 karar sayılı ilamı üzerine; taşınmazın üzerinde geçersizliği ileri sürülen ipotek bulunduğu, evliliğin ölüm ile sona ermesi üzerine işbu davanın konusuz kaldığının düşünülemeyeceği, aksi halde davacının davasının haklı olup olmadığı hususu araştırılmadan taşınmazın cebri icra ile satılması sonucu hak ihlaline sebep olacağı, aile konutu ile ilgili malik olmayan eş yararına getirilen korumanın malik eşi sağ iken başlayıp (TMK 194), malik eşin ölümünden sonra (TMK 240, 652) da devam edeceği sabittir. Sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla hakları bulunmakla dava açmadaki hukuki yararı da dikkate alınarak; evlilik birliğinin ölümle sona ermesi gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur....

          Tedbir nafakası 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre eşe iki şekilde verilmektedir. Bunlardan ilki birlikte yaşamaya ara verilmesi sebebiyle eşe verilen bağımsız tedbir nafakası (TMK. md. 197) iken, diğeri boşanma veya ayrılık davası açılınca davanın devamı süresince geçici önlem olarak eşe verilen geçici tedbir (TMK. md. 169) nafakasıdır. 25. Davalı-birleşen davacı kadın eşin açmış olduğu ve eldeki davayla birleştirilmesine karar verilen dava TMK’nın 197 nci maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası niteliğindedir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa veya eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması yada ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine hâkim; eşlerden birinin istemiyle, diğer eşe bir miktar parasal katkı yapmasına karar verir....

            Somut davaya geldiğimizde; davalı eş ve davalı banka arasında yapılan tasarruf işlemiyle aile konutunun tapu kaydına konulan ipotek kaydı, ayni hakka ilişkin bir tasarruf işlemi olup; TMK.194/1 maddesi yönünden değerlendirilebilecek bir tasarruf işlemidir. İpotek işlemi sırasında davacı eşin açık rızasının varlığı konusunda,bu konuda ispat yükü kendisine düşen davalılar bir delil bildirmemiştir. Esasen açık rızanın alınmadığı hususunda da bir çekişme bulunmamaktadır. Davalı banka, ipotek işlemi sırasında tapu kaydında aile konutu şerhi (TMK md.194/3) bulunmadığını, kendilerinin buna güvenerek hak iktisap ettiklerini, iyiniyetli sayılmaları ve TMK.1023.madde uyarınca iktisaplarının korunması ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Yukarıda açıklandığı gibi, burada iyiniyet savunmasına değer verilemez ve TMK 1023. maddedeki iyiniyet karinesine dayanma imkanı bulunmamaktadır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) İHBAR EDEN : KH(Nüfus Müdürlüğü) ÇOCUKLAR : ... ve . ... Çocuk mallarının korunmasına ilişkin olarak açılan davada... Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mahkemesi sıfatıyla) ile ... 4. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, TMK.’nun 352 ve devamı maddeleri uyarınca çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeridir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuklar ... ve ... ...‘in babaları ... ...’in 17.12.2013 tarihinde vefat ettiği, anneleri. ...’in ise sağ olduğu anlaşılmaktadır....

                Yargılama sırasında, ... mirasçılarından ..., vekili vasıtasıyla verdiği 2.12.2005 hakim havale tarihli dilekçesinde; davacılar tarafından dosyaya sunulan 14.3.2005 tarihli senedin geçerli olmadığını zira okur yazar olmayan, Ayni’nin adı altında bulunan imzanın HUMK nun 297. maddesi hükümleri uyarınca tanıklar ve köy ihtiyar heyeti tarafından onanmadığını belirterek, davaya katılmış ve sadece sözleşmede yazılı olanlar değil, mirasın tamamının bütün yasal mirasçılar arasında aynen taksimini, olmadığı taktirde satılarak bedellerinin paylaştırılmasını ve ayrıca aile konutununsağ kalan eş” durumunda bulunan ...’e özgülenmesini istemiştir....

                  Türk Medeni Kanunu’nun 336/3 maddesine göre "Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir." 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 6/2-c maddesi ile aile mahkemesinin "Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, Nüfus Müdürlüğünce küçüklerin mallarının korunması istemi ile ihbarda bulunulduğu anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu